Yeni nesil araçlar bir olay. Yani bilişim teknolojisi yani yapay zekanın kullanıldığı araçlar. Bunlar nasıl bir şey. Akıllara durgunluk veren ama olması gereken ve zamana uygun şeyler. Şöyle ki bu tip araçlar uçak gibi otopilotla giden ve sürücünün desteğini istemeyen tür araçlar. Şimdi bizim yerli otomobilde böylemi olacak diyeceksiniz. Elbette olacak veya olmak zorunda. Kısacası sizi devreden çıkarıp yalnızca gözlemci olmanızı sağlıyor. Kısacası siz gözlemci olacak ve yanlış bir durumda hemen müdahale edeceksiniz. Eğer yetişebilirseniz. Bu ne demek? Alkollü değilseniz veya dalgın değilseniz. Çünkü hata yapma olasılıkları çok düşük. Çünkü insanlara göre ivmeleri yüksek. Yani müdahaleyi size göre daha kısa sürede yapıyorlar. Ama kendine güvenip de bunlara inanmayanlar hariç tabii.
Yakın bir akrabam yeni bir araç aldı. Eski aracını sattı ve sıfır bir araç aldı. Markasını vermem doğru olmaz ama bu bir suv yani yüksek bir araç modeli ve menşei Japon. Gerçi şimdi hepsi bir ama yine de biraz açıklamak gerekiyor. Çok paramı ödedi? Hayır, çünkü kullandığı teknoloji ile bu fiyata baktığınızda çok para ödemedi. Çünkü zaten bizim para pul gibi. Şöyle söylemek gerekirse 45.000 Euro gibi bir para ödedi. Sattığı aracın parasını üstüne koyunca bu daha azada düştü. Aracı aldıktan sonra Manisa’ya gelirken yani Aydın otoyolundan gelirken aracın bazı özelliklerini devreye soktu. Bana anlattığı kadarıyla ilk önce hız daha sonra yolda gidişi devreye sokmuş. Yahu korktum ve bana anlatılanı uyguladım ama elimi de direksiyondan çekemedim diyor. Hız, frenleme ve yol bilgisayarını devreye soktuğumda araç sanki otopilotta uçarmış gibi kendince gitmeye başladı diyor. Yahu korktum ama virajlar dahil araç banttan ayrılmadan ve hatta önüne çıkan araç görürse frenleme yapmaktan kaçınmadı diyor. Yani siz ellerinizi kavuşturun ve izleyin gibi bir ortam vardı diyor. Yani uçaktaki gibi otopilot.
Bu kadar teknolojik bilgi varken veya bunları kullanmaktan çekinen hatta bilerek kullanmayan varken bu kadar kaza veya trafiksel sorun neden ortaya çıkıyor sanırım siz anlarsınız. Her şeyden önce şehrimizde insandan çok araç var. Bunların çoğu da kalite araçlar. Yani yüksek kalite araçlar ve benim akrabanın aldığı araç statüsündeler. Peki neden ben işe giderken bu tip araçların içindeki insanlar cep telefonu ile araca bağlanmak yerine elde konuşuyorlar. Bu ciddi bir sorun bence. Trafik denetimleri neden bu insanları tespit etmiyorlar. Genelde baktığımda bu tip insanlar yüksek kalitede araca binen insanlar. Altlarındaki araçlara para ödeyip de kataloğunu okumayan birçok insan var. bunlar kendi egolarını başkasının üzerine tatmin etmek insanlar grubu.
Sizce trafik bu şehirde doğru mu akıyor ve yönlendiriliyor. Yani trafikten sorumlu organizasyonlar doğru mu çalışıyor veya haklılar mı? İşte ben bu soruyu size bırakıyorum. Hem araç sahipleri saygısız hem de trafiği yönetenler. Çünkü bir flaşör yakıp 10 dakika durmak yerine 25 dakika duranda var ve bir şeyi sepet sarkıtan kayınvalidesinden almak isteyen adam da var. Bunu ayırmak zor ama bu insan davranışlarının bir şekle sokulması gerek. Biz her gün Muradiye sanayi kavşağında sıkıntı çekerken bize bakıp sigara içen trafik görevlilerinden sıkıldık. Yol nerelere kadar uzanıyor ama denetleme ve düzenleme yapacak kişiler o sıkışıklığa rağmen bizi seyrediyorlar. Okulların başlama saati de.
Saygılarımla...