Durmadan gelen zamlar, belirsizlik ekonomisi, gelecek kaygısı, güven eksikliği. Teni yıldaki insanların tahmini düşünceleri. Evet bizi nasıl bir yıl bekliyor. Yaz nasıl geçecek. Zengin daha zengin oldu, fakirler ise ağaç kökü kemirecek vaziyete geldi. Verilen maaş artışları zamlarla geri alındı. Emme-basma tulumba modeli. Üst kattakilerin pek umurunda değil gibi ama alt kattakiler pestile döndü. Bu kadar insan laf olsun diye mi şikayet ediyor.
*******
Akaryakıt artık değerli bir meta. Depo ortalama 700 TL ye kadar doluyor. Bu da küçük arabaların deposu. Deniliyor ki Avrupa ile eşitlendik. Tamam da maaşları da Avrupa ya göre eşitleyelim. Avrupa da emekli maaşı 1500 Avro ise basit bir hesapla 22500 TL gibi bir şey yapıyor avroyu 15 TL den alırsanız. Eğer çalışan iseniz maaş 2500 Avro civarı. Mesela yeğenim 2400 Avro alıyor. Yani yaklaşık bizim insanlara 36000 TL vermemiz gerek. Gördünüz mü baş eşitleyince neler oluyor. Şimdi adam 14 TL den rahatça benzinini mazotunu alabilir arabasına. Neden? Eşitledik çünkü.
*******
Çok severim Osman Altuğ hocayı. Bir programında 100 yumurta 1 TL den satılıyorsa, serbest ekonomik kurallara göre eğer 200 yumurta üretirsek 50 Kuruşa satılır demişti. Yani her işin başı üretimdi. Gerek sınai, gerek tarımsal, gerek teknolojik üretim yapmazda dışarıdan alırsanız, parayı 15 TL den ödemek zorunda kalırsınız. Sizin yapacağınız üreti 5 TL ye mal oluyorsa bu belki 35 TL ye mal olacak. Ha bire ithalat belli bir kemsi doyururken, çok büyük bir bölümü fakirleştiriyor. Hele enerjide dışa bağımlı olmak bu işin tuzu biberi oluyor.
*******
Peki burada bizim hiç mi suçumuz yok. Var tabii. Parasız Post-Kapitalist olduk. Yani esasen kapitalizmin sonrası diye anılan bu yeni ekonomik ekolde, insanlar bencil, şüpheci ve gösteriş budalası oluyor. Post-Kapitalizm de bir malın hem kullanım değeri, birde pretij değeri var. Yani halk dilinde bende çok var, hava atabilirim gibi. Avrupa da ise faydacılık var. Lüzum etmedikçe almazlar, kullanmazlar. Kimse kimseye hava atmaz. Kendimizi geliştirmiyor, oturduğumuz koltuğu geliştiriyoruz. Post-Kapitalizm deki en çok parayı alan şey bilgi teknolojileri yani bilgidir. Bizde yok, olansa dışarı kaçıyor. Çünkü hak ettiği parayı veremiyoruz. Bizde bilgi değersi, prestij değerli. Aslında kendimize yapıyoruz bir yerde. Kafamızı kullanmıyorsak bu duruma geliriz işte. Atatürk bize böyle öğretmemişti. Saygılarımla.