Mehmet ÇELİKEL
Köşe Yazarı
Mehmet ÇELİKEL
 

ZAMLAR, TÜKETİM VE TOPLUM…

  Zam. İngilizcesi; interest. Bir ekonomideki enflasyonist baskı sonucu oluşan fiyat artışları, yeniden değerleme, değer değişimi veya kayması. Ne derseniz deyin en güzel tarifi cebinizdeki milli paranın erimesi ve değer kaybetmesi. Bu aynı zamanda paranın izafi yani göreceli olduğunun bir kanıtı. Paranın bir nominal bir de reel yani gerçek değeri vardır. Yani paranın üstünde yazan değeri nominal, alım gücü ise reel değeri gösterir ve değişkendir. Yani reel değer sabit değildir.   *******   Dünya 21. Yüzyılda bir tüketim toplumu haline getirildi. Ülkemizde bundan nasibini alıyor. Özellikle teknolojinin artması ve yaşamın kolaylaşması tüketimi körüklüyor ve üretim belli ülkelerde toplanmaya başlıyor. Bu ülkelere sermaye kayıyor ve internet ve haberleşmenin yayılması ile dünya küresel bir köy haline geliyor. Tamamda ülkelerin alım gücü ve ekonomilerinin gücüne göre tüketim artar veya azalır. Eğer elinizde yeteri kadar döviz rezervi yoksa, ithalatınız ihracatınızın üstünde ise ve cari açığınız varsa parasal değerinizin altındaki zemin kayıyor demektir. Çünkü batının dev ekonomileri bu dev üretim yapan ülkelerle parasal işleri varken ve kendi ülkelerine girdileri varken bizim böyle bir şansımız yok. Olsa bile son derece az ve sınırlı. Masraf kazançtan yüksek ve açık varsa gelsin zamlar. Paranın reel değeri düşüyor ve mal pahalı hale geliyor.   ******   Geçen günlerde yüzde 100 ila yüzde 200 arası zamları hepimiz duyduk. Bunda parasal değerin düşmesi ve dışa bağımlılık olduğu kadar, belirsizlik hali ve dünyadaki üretim miktarının düşmesinin de etkisi mevcut. Yani kahvenin kilosu 80 TL iken 160 TL olduysa, bu dışa bağımlılık kadar malın yok olması da demek oluyor. Mesela arabalardaki üretim çip krizi yüzünden düştü. Buda araba fabrikalarının da bağımlılığını gösteriyor. Çin’den çip gelmezse üretim aksıyor. Tabi bazı sektörlerde- özellikle gıda ve yan sektörlerinde- belirsizlik dolayısıyla stokçulukta devrede. Karaborsa yapmak yerine buna kendini korumakta denilir.   *******   Arabada giderken bir haber. Terzilere ilgi artmış. Millet söküğü diktiriyor veya yama yaptırıyor. Özellikle büyük şehirlerde bu ilgi çok artmış. Alım gücü yerlerde süründüğü için unutulan bazı sektörler canlanıyor. Ekonomi her şeye kadirdir. Yakında millet çiçek yağı veya zeytinyağı yerine yanmış makine yağı ile yemek yapacak.  Artık bazı gerçeklerle karşı karşıyayız. İdareli olmaya alışacağız eskiler gibi. Saygılarımla…
Ekleme Tarihi: 13 Aralık 2021 - Pazartesi
Mehmet ÇELİKEL

ZAMLAR, TÜKETİM VE TOPLUM…

  Zam. İngilizcesi; interest. Bir ekonomideki enflasyonist baskı sonucu oluşan fiyat artışları, yeniden değerleme, değer değişimi veya kayması. Ne derseniz deyin en güzel tarifi cebinizdeki milli paranın erimesi ve değer kaybetmesi. Bu aynı zamanda paranın izafi yani göreceli olduğunun bir kanıtı. Paranın bir nominal bir de reel yani gerçek değeri vardır. Yani paranın üstünde yazan değeri nominal, alım gücü ise reel değeri gösterir ve değişkendir. Yani reel değer sabit değildir.

  *******

  Dünya 21. Yüzyılda bir tüketim toplumu haline getirildi. Ülkemizde bundan nasibini alıyor. Özellikle teknolojinin artması ve yaşamın kolaylaşması tüketimi körüklüyor ve üretim belli ülkelerde toplanmaya başlıyor. Bu ülkelere sermaye kayıyor ve internet ve haberleşmenin yayılması ile dünya küresel bir köy haline geliyor. Tamamda ülkelerin alım gücü ve ekonomilerinin gücüne göre tüketim artar veya azalır. Eğer elinizde yeteri kadar döviz rezervi yoksa, ithalatınız ihracatınızın üstünde ise ve cari açığınız varsa parasal değerinizin altındaki zemin kayıyor demektir. Çünkü batının dev ekonomileri bu dev üretim yapan ülkelerle parasal işleri varken ve kendi ülkelerine girdileri varken bizim böyle bir şansımız yok. Olsa bile son derece az ve sınırlı. Masraf kazançtan yüksek ve açık varsa gelsin zamlar. Paranın reel değeri düşüyor ve mal pahalı hale geliyor.

  ******

  Geçen günlerde yüzde 100 ila yüzde 200 arası zamları hepimiz duyduk. Bunda parasal değerin düşmesi ve dışa bağımlılık olduğu kadar, belirsizlik hali ve dünyadaki üretim miktarının düşmesinin de etkisi mevcut. Yani kahvenin kilosu 80 TL iken 160 TL olduysa, bu dışa bağımlılık kadar malın yok olması da demek oluyor. Mesela arabalardaki üretim çip krizi yüzünden düştü. Buda araba fabrikalarının da bağımlılığını gösteriyor. Çin’den çip gelmezse üretim aksıyor. Tabi bazı sektörlerde- özellikle gıda ve yan sektörlerinde- belirsizlik dolayısıyla stokçulukta devrede. Karaborsa yapmak yerine buna kendini korumakta denilir.

  *******

  Arabada giderken bir haber. Terzilere ilgi artmış. Millet söküğü diktiriyor veya yama yaptırıyor. Özellikle büyük şehirlerde bu ilgi çok artmış. Alım gücü yerlerde süründüğü için unutulan bazı sektörler canlanıyor. Ekonomi her şeye kadirdir. Yakında millet çiçek yağı veya zeytinyağı yerine yanmış makine yağı ile yemek yapacak.  Artık bazı gerçeklerle karşı karşıyayız. İdareli olmaya alışacağız eskiler gibi. Saygılarımla…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.