CHP ilk defa İstanbul ve Ankarada doğru adaylar koyarak Büyükşehir belediye başkanlıklarını aldı. İmamoğlu'nun Anap kökenli, Yavaş'ın milliyetçi kökenli olması ve en önemlisi ikisinde muhafazakar bir aileden gelmeleri sağ sol demeden herkesin oyunu almalarına sebep oldu.
CHP'nin belirsiz hareketleri, Kılıçdaroğlu'nun kendine güvenmemesi, İmamoğlu ve Yavaş baskısı, Parti içi kopmalar CHP'yi geriye dönülmez hatalara sevk ediyor. Bu bir genel başkan için zor bir durum. Belki gerçekten Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı olmak istiyor ama 6'lı masa var, genel başkanları var, Yavaş ve İmamaoğlu var. Ve bunlar hep baskı demek, baskı da hata yapmak demek.
Bu kadar çoklu siyasi partilerin içinde Klıçdaroğlu nasıl bir karşılık bulur belli değil. Ama görülen o ki, hiçbir siyasi parti başkanı da altın tepsi içinde Cumhurbaşkanlığı adaylığını Kılıçdaroğlu'na verecek gibi durmuyor.
6'lı masa demişken sayın Karamollaoğlu'nun sözleri bu masanın içinden de başka oluşumların çıkabileceği doğrultusunda. Belkide başka bir 3'lü ittifaka şahit olacağız. Dedim ya 6'lı masanın etrafında kim varsa benim gözümde Cumhurbaşkanı aday adayıdır. Yine eminim ki, hepsinin gönlünden geçen budur. Benim çözemediğim Meral Akşener'in neden " Ben başbakan adayıyım" demesi. Oysa şu bir gerçek ki, sayın Erdoğan'ı zorlayacak en büyük rakip kendisiydi.
ÜMİT ÖZDAĞ'IN SÖYLEMLERİ HALKTA NEDEN KARŞILIK BULDU?
Özdağ son zamanlarda gerek mültecilerle ilgili çıkışlarında gerekse Mansur Yavaş'ın adaylığı konusunda söyledikleri ile bir anda ülkenin gündemine oturdu. Aslında mülteciler ve Suriye'liler konusunda söyledikleri baştan kabul görmesede sonradan hükümetin bile 1. sıra konusu oldu. Peki Özdağ'ın söylemleri halk tarafından neden tutuldu? Yoksa gerçekten halkımızın içinden geçen duygularla Özdağ'ın söylemleri birbiyle örtüşüyor muydu?
Gerçekten sorulduğu zaman halkımız bu kadar mülteciyi ülkemizde görmek istiyor mu? Yoksa nasıl olsa asimile edilir ve onlar da halkımızdan olurlar zihniyeti mi ağır basıyor? Suriye tarafında yeni evlerin kurulması, Esed yönetiminin af çağrısı, bayrama gidenlerin geri alınmaması gibi açıklamalar belli ki, hükümetin de kafasını karıştırıyor.
ARTIK HER KAFADAN BİR SES, HER GENEL BAŞKANDAN BİR SÖZ ÇIKIYOR
Seçim barajının yüzde 7 olmasıyla artık tüm partilerin alacağı oy oranı büyük önem kazanmaya başladı. Yeni kurulan bir parti yüzde 2 dahi oy alsa eminim tüm partilerin dikkatini çekecek ve her parti onu yanına almak isteyecektir.
Siyasi parti genel başkanlarının hepsi fikirleri ve söylemleri ile ön plana çıkmaya çalışacakları kesin. Çünkü ülkede sivri fikirler ya da milliyetçi söylemler hem yeni oy kullanacak seçmende hem de eski seçmende heyecan uyandırıyor. Sosyal medyayı iyi kullanan ve halkın sorunlarına mantıklı çözüm bulan liderler her zaman bir adım önde oluyor.
Seçimlere epey bir zaman olmasına rağmen siyasetin suyu iyice ısınmış durumda. Stratejık planların yapıldığı, komplo teorilerinin havada uçuştuğu, gizli ve perde arkası planların yapıldığı, gizemli sözlerle ve açıklamalarla kafaların karıştırıldığı bir ortama girmiş bulunuyoruz. Dedim ya daha seçime epey bir zaman olmasına rağmen partiler güçlerini birbirlerine hissettirmek istiyor. Soğukkanlı olan, ülkenin içinde bulunduğu durumu iyi analiz eden ve çözümler sunan parti bir adım öne geçeceği kesin.
Saygılar...