Değerli dostlar, bu haftaki yazımı sosyal medyadan elde ettiğim bilgiden değil de “büyüklere küçücük masallar” sayfasından seçtim. Gelelim, “büyüklere küçücük masallar”a! Bu “büyüklere küçücük masallar”, birbirinin ekürisi olan deve ve eşek ile ilgili. Masalımızın ilk bölümünde deveyi, ikinci bölümde de eşeği anlatacağım. İşte deve ile ilgili büyüklere küçücük masalımız. *** Yıllar önce deveyi çok seven ve deveye benzemekten keyif alan adamın biri, hoşuna gitmeyen bir olay yaşamış olmalı ki “Deveye şikayetini sormuşlar. Deve de ‘sırtımdaki yük umrumda değil ama kervanın başında eşek yok mu o zoruma gidiyor, demiş.” sözünü , söyler dururmuş. Yaşadığı olay, çok zoruna gidince hoşlanmadığı kişileri hedef alan, iğneleyici ve aşağılayıcı olduğunu düşündüğü bu sözü orada burada paylaşırmış. *** Evet bu söz, son yıllarda birçok kişi tarafından paylaşıldığı biliyoruz. Ama bu sözde geçen devenin ve eşeğin ne olduğunu, hangi özellikleri taşıdığını bilmezsen tongaya düşersin. Örneğin deveye sormuşlar: “Boynun neden eğri?” Deve cevap vermiş: “Nerem doğru ki?” Evet, deve ile ilgili buna benzer başkaca olumsuzlukları çoğumuz duymuşuzdur. *** Şimdi gelelim, “büyüklere küçücük masallar”ın ilk bölümünü oluşturan deve hakkında az bilinen belki de bilinmeyen ilginçliklere. “Büyüklere küçücük masallar”ın içindeki “İpsiz Deve” adlı olayı aktaralım. Bir deve kervanı, çölde yol almaktadır. Uzunca yürüyüşten sonra gün bitmiş, güneş batmak üzeredir ve kervan, geceyi çölde geçirmek için hazırlıklara başlar. Develerin bakımından sorumlu genç, kervancı başına yaklaşıp “Efendim, bir sorunumuz var.” der. Kervancı başı da “Sorun nedir?” diye sorar. Genç, “Efendim, burada toplam yirmi deve var; ama benim develeri bağlayabilmem için yalnızca on dokuz ipim var.” der. *** Bunun üzerine kervancı başı, genç adamı rahatlatmak ister ve söze şöyle başlar. “Merak etme genç adam. Develer pek akıllı değildir. Serbest olana yaklaş ve diğer develeri bağladığın gibi onu da bağlıyormuş gibi yap. Sanki boynuna ve bacaklarına gerçekten bir ip bağlanmış gibi orada öylece kalacağını göreceksin.” der. *** Genç adam, kervancı başının bu önerisine uyar ve denileni yapar. Ertesi sabah kervan tekrar yola çıkma hazırlığında iken biri dışında tüm develerin hepsinin tek sıra olarak ilerlemeye başladığını görür. Bu durumu gören genç adam, kervancı başına seslenir. “Efendim, bu sabah hayvanlardan biri yürümek istemiyor herhalde.” der. Kervancı başı, genç adama, “Yürümek istemeyen, ipsiz kalan deve mi?” diye sorar. “Evet” karşılığını alınca sözlerini şöyle sürdürür. “O devenin yanına git, onu çözüyormuş gibi yap. Yoksa hala bağlı olduğunu düşünecek ve bu yüzden yürümek istemeyecek.” Kervancı başının bu uyarısı üzerine genç adam, hemen devenin yanına gider ve deveyi çözüyormuş gibi yapar. Çözüldüğüne inanan deve, yürümeye başlar. *** Evet değerli dostlar, develerle ilgili ilginç durumdan biri böyle. Başka ilginçlikler de var. “Deve Güzellik Yarışması”. Geçtiğimiz yıllarda bir ülkede deve güzellik yarışması yapılmıştı. Bu yarışmada bazı develerin botokslu oldukları belirlenince yarışmadan diskalifiye edildiği haberi çıkmıştı. Şimdi bu durumda bu botokslu develer ne oluyor? Tabii ki ıskartaya çıkarılır, deve ahırına, kaytabana çekilir. Seçim yaparken veya benzetirken çok dikkatli olmak gerekiyor. Başka canlılara benzemektense insan olup kendimize benzememiz daha doğru olmaz mı? *** Birileri kendini deveye benzetip deve yerine koyuyorsa sonucuna da katlanacak. Masalcıktaki benzer durumu içine sindirecek. Çünkü bu ve benzeri durum, birçok insanın başına geliyor. Çünkü onlar ipsiz bağlanmış develere benzer. Böyle kişilerin sınırlarını gerçekler değil, kendi zihin açıları ve inandıkları belirler. Sözün Özü: Ne olduğun o kadar bağırıyor ki ne dediğini duyamıyorum. Stefan Zweig