Değerli dostlar, Türk Edebiyatının ve Türk Tarihinin en önemli kişiliklerinden biri sayılan Dede Korkut, özellikle Türk Edebiyatının en değerli köşe taşını oluşturur. Ünlü araştırmacı ve edebiyat tarihçisi Ord. Prof. Dr. Fuat Köprülü, Dede Korkut için şöyle der: “Tüm Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut Öykülerini de öbür gözüne koysanız Dede Korkut Öyküleri ağır basar.”
DEDE KORKUT’UN ÜNLÜ ÖĞÜDÜ
Evet, bu haftaki yazımız, Dede Korkut’un o ünlü öğüdü olacak. Korkut Ata, bilinen adıla Dede Korkut, Oğuz Türklerinin eski destanlarında yüceltip kutsallaştırılmış; bozkır hayatının geleneklerini ve törelerini çok iyi bilen, oba teşkilatını koruyan yarı-efsanevi bir bilgedir ve Türkler'in en eski destanımsı öyküsü sayılan Dede Korkut Kitabı'ndaki öykülerin anlatıcısı, Oğuz elinin tam bilicisi ve ozanıdır. Bu kısa girişten sonra Dede Korkut’un o ünlü öğüdünü hep birlikte okuyalım.
***
Dede Korkut, şöyle diyor: Ey oğul! Bilesin ki konuşan, düşünen, bedenen annen, baban, eşin, dostun ve senin gibi şekillenmiş olan her varlık insandır. Lakin “adam” değildir; “yiğit” değildir; “er” değildir. Adam olan, yiğit olan, er olan, arkadan vurmaz oğul! Ha söz ile ha silah ile… Ha kalbinden, ciğerinden, ha gözünden; ama arkadan vuran “er” olmaz oğul!
EL SÖZÜYLE YOLA ÇIKAN, EL YOLUNDA YORULUR
Azını gören, çoğunu bilen, sözünü diyen oğul. Sen sen ol, el sözüyle yola çıkma. El sözüyle yola çıkan, el yolunda yorulur. El pusatı keskin olsa bile düşmana kör olur, seni kanatır. Sakın ha oğul, sakın ha! El ağzıyla söz deme, duyan sana değil ele inanır. El elini tutanın eli zayıf düşer. Elin eli tutar da senin elin tutamaz. Birlik, el ele vererek olur. Doğrudur ama elin eline el verenin birliği de dirliği de bozulur. El atına binen tez iner. Elin atı nankör olur. El atıyla atalarının gittiği yere gidemezsin. Ne gün doğusuna ne gün batısına ne de gün ortasına! Ola ki çok bilmişler, el atını sevmişler, sana “haydi sen de!” deseler de aldanma. Onlar atsız kalır, yaya giderler de gocunmazlar.
SENİN GÖRMEK İSTEDİĞİN, ELİN GÖZÜNDE YOKTUR
Güzel oğul! Senin baktığın yere, elin gözüyle bakma ha! El, kem bakar, el dar bakar, el hain bakar, bil! Senin görmek istediğin, elin gözünde yoktur. Elin kulağıyla duyma, onlar duyacakların duyurmaz sana. Kendi duymak istediklerini duyurur. Senin yanına yalanla geleni sen yılan say. Yalanı dost edineni, dost edinme. Dilini yalana alıştırma ki konuşurken dinlenesin.
DÜNYA DÖNDÜKÇE HESAP DA DÖNER
Hedefine ulaşmak istiyorsan “ok” gibi ol. Sakın yay olma! “Yay” ne kadar gerilirse gerilsin sonunda yerinde kalır, “ok” hedefe ulaşır. “Yay”ı geren el de sen ol. Sen ol ki hedefte şaşmayasın. Öyle oklar vardır ki hedeften sapmış kendini vurmuştur. Dünya döner. Dünya döndükçe hesap da döner. Varlığınla övünme. Darlığına gücenme. Dünya döndükçe sen olmadığını olur, görmediğini görürsün. Olduğundan sıyrılır, gördüğünü unutursun. Büyük tufanlar, esintiyle başlar ve esintiyle biter. Her şey göreceğini görür ve sonra aslına döner.
TOZA TOPRAĞA BÜRÜNME, ÇAMURA BATAĞA SÜRÜNME
Hanla hamamla tamam olsaydı dünya, bugün sana yer kalmazdı. Bey de bir, köylü de. Dünya döner oğul, döndükçe önüne ölüm gelir. Her şeyin döndüğü bu dünyada ben dönmüyorum, diyemezsin. Herkes dönüyor oğul; ama kimi bataklıkta, kimi çalı çırpı arasında; kimi denizde, kimi de gül bahçesinde dönüyor. Olacaksan denizde dönen köpük ol. Döneceksen gül bahçesinde dönen koku ol. Toza toprağa bürünme, çamura batağa sürünme. Diline dikkat et. Beline dikkat et. Eline dikkat et. Kul hakkıyla dönme. Yalanla, riyayla, iftirayla, gıybetle dönme.
DOSTUNU BİL, DÜŞMANINI TANI
Zalimi sevme, zalime yol verme. Mazlumla birlikte ol. Dostunu bil, düşmanını tanı nefsinle karar verme. Gayrısı yok bu işin, doğrusu var, doğru ol. Eğil ama sürünme, kibirlenme. Alçak gönüllü ol ama alçalma. Yer ve gök. Yerdekiler ve göktekiler. Ve Yüce Tanrı tanık olsun ki sen, er oldukça, yiğit oldukça, adam oldukça ve senden olanlar, senin yanındakiler böyle oldukça Büyük Türk Ulusunun sırtı yere gelmez. Yeter ki sen özüne, diline, soyuna ve yurduna sahip ol.
Sözün Özü
Ey Türk Ulusu; üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe, senin ilini ve töreni kim bozabilir? Bilge Kagan