Değerli dostlar, umarım, yazının başlığı dikkatinizi çekmiştir. Birçoğumuz bu tanımlamayı duymuşuzdur; ama içeriğini ve iletisini belki tam olarak bilmiyor olabiliriz. Bu tanımlamanın içeriği, ders niteliğinde çok güzel bir yazı. Okumakta ve sonra da düşünmekte yarar var.
DİDEROT, BÜYÜK BİR BORÇ BATAĞINA DÜŞER
Fransa’nın 18. Yüzyıl yazarlarından olan aydınlanma filozofu Denis Diderot, büyük bir borç batağına düşer. Onun bu perişan durumu, Rus Çariçesi Katerina’nın kulağına kadar gider. Çariçe, bu bataklıktan kurtulması için Diderot’ya nazik bir öneride bulunur. Diderot’nun kütüphanesini satın alır ve kendisine tekrar hediye eder. Bu kütüphanede çalışması için de Diderot’ya 25 yıllık maaşını peşin öder. Tabii ki bu peşin ödeme, Diderot için hiç beklenmedik bir anda bir servete sahip olma anlamına gelir. Artık Diderot, bütün borçlarından kurtulmuş ve rahatlamıştır.
***
Bir gün bir arkadaşı ona kadife bir sabahlık hediye eder. Ve her ne olursa işte bundan sonra olur.
Filozof Diderot, sabahlığını giyinir. Çalışma masasına kurulur ve iştahla çalışırken birden bu muhteşem sabahlığı ile çalışma masasının birbiriyle uyuşmadığını düşünür. Kasasındaki yüklü miktar nakdin sarhoşluğuyla derhal çalışma masasını değiştirmek üzere çıkar ve harika bir çalışma masası alır. Artık sabahlık ve çalışma masası uyumludur. Fakat bir de ne görsün? Yerdeki eski halı, ne sabahlığına ne de çalışma masasına yakışıyor. Koşar ve elindeki paranın bir bölümü ile kendisine yaraşır bir halı alır.
Yine de içini kemiren bir şeyler vardır. Çünkü evin koltukları, dolapları, sandalyeleri, duvar resimleri ve duvar halısı, odanın süslemeleri artık birbiriyle uyumsuz ve hafif kalır.
DİDEROT, EVİN BÜTÜN EŞYALARINI İĞNEDEN İPLİĞE DEĞİŞTİRİR
Her şey gözüne batmaya başlamıştır… Gel zaman, git zaman Diderot, evin bütün eşyalarını iğneden ipliğe değiştirir. Diderot’nun bu durumu anlaması çok uzun sürmez. Başladığı noktaya dönüşünün hırslarından kaynaklandığının farkına varır. Sonuçta, Diderot’nun bu konu üzerine kaleme aldığı “Eski Sabahlığım İçin Pişmanlık” adlı ünlü eseri ortaya çıkar. Yazar, ardında tarihe geçecek özlü bir söz de bırakır. “Eski sabahlığımın efendisi iken yenisinin kölesi oldum.”
DİDEROT ETKİSİ İKİ KISIMLI BİR OLGU
Diderot bu yazısında, tüketim çılgınlığına kendisini kaptırışını anlatır. Onun, tüketim çılgınlığının insanı sürükleyeceği halleri anlatan ve bugünkü anlamına en yakın içeriği ile kavramdan söz eden yazar olması ve sebep-sonuç ilişkisini ortaya koyması bakımından adına atfen “Diderot Etkisi” denilmiş. Diderot etkisi iki kısımlı bir olgudur. Alışveriş alışkanlıklarımızla ilgili iki varsayımı temel alır. Bunların birincisi, “Müşteriler tarafından satın alınan eşyalar onların kimliğinin bir parçası olurlar ve birbirlerini tamamlama eğilimindedirler.” İkincisi de “Bu kimlikten sapan yeni bir eşyanın alınışı, yeni bir uyumlu bütün oluşturabilmek için bir tüketim sarmalına girilmesine yol açabilir.”
DİDEROT BÜTÜNLÜĞÜ
Diderot Etkisi’nin tüketici psikolojisi ve tüketim bağımlılığına dair ortaya çıkardıkları oldukça önemli. Bugün hiçbirimiz aldığımız herhangi bir eşyayı belli bir tarz veya konseptin parçası olmadığı sürece kolay kolay giymez veya satın almayız. İşte buna “Diderot Bütünlüğü” denir. Bu bütünlük, her alışverişin birbirini tetiklediğini belirten mekanizmayı anlatır.
DİDEROT EFEKTİ
“Diderot Efekti”, harcamaların gereksizliğinden çok yeni bir alışverişle birlikte bozulan bütünsellik algısı nedeniyle gereksiz harcamalar doğurduğu gerçeğini de ortaya koyar. Diderot, bu etkiyle bireylerin nasıl bir tüketim uçurumuna sürüklendiğini belirterek insanın kendini kontrol ederek yeni bir şeye sahip olmanın anlık ve geçici mutluluğundansa sahip olduklarımızın değerini bilerek daha kalıcı mutluluklara yönelmemizi de salık verir. Bu etkiye dair değerlendirmelerini, yazısının sonunda şöyle söyler: “Örneğimin size bir ders vermesine izin verin. Yoksulluğun özgürlükleri vardır; zenginliğin ise engelleri…”
İSTEKLERİMİZ DEĞİL İHTİYAÇLARIMIZ ÖNCELİKLİ OLMALI
Evet değerli dostlar, memurların 2023 yılı temmuz ayı artış oranları ile alacakları maaşları, üç aşağı beş yukarı belli oldu. Hani bir zincir marketin reklam spotu var ya “Harca harca bitmez!” Eh, hadi bol bol harcayın, diyecektim ki piyasaya yeni güncellemeler ve değerlemeler gelince sözlerim dudaklarımda düğümlendi. Diyeceğim o ki bu güncellemelerde sonra harcamalarımızı bir kez daha gözden geçirmekte yarar var. En önemli sorun, isteklerimizle ihtiyaçlarımızı iyi belirlemek. İsteklerimiz değil ihtiyaçlarımız öncelikli olmalı, değil mi?
Sözün Özü:
Önemli olan hayatta en çok şeye sahip olmak değil, en az şeye ihtiyaç duymaktır. Eflatun