Değerli dostlar, geçen hafta, sosyal medyada ve haber bültenlerinde bir haber yer aldı. Aslında o haberin benzeri pek çok olay, her gün yaşanıyor; ama çoğu sosyal medyaya ve haberlere yansımadığı veya yansıtılmadığı için sanki bu tür olaylar yaşanmıyormuş gibi sanılıyor.
Bir orta öğretim kurumunun (lisenin) bir sınıfında, bir öğrencinin ders anlatan öğretmenine karşı yaptıkları ve bu davranışın sınıftaki öğrencilerden biri tarafından görüntülenip sosyal medyada paylaşılması.
Gündeme düşen olayın kısa özeti bu.
Şimdi size ilginç bir olay aktaracağım.
Olayın ana konusu, “Bir Tüp Diş Macunuyla Kızına Zorbalıkla İlgili Ders Veren Bir Anne”
Olayı hep birlikte okuyalım ve sonra yine birlikte değerlendirelim.
***
Küçük kız, ilkokulu bitirmiş, ortaokula başlayacaktı. Yeni okuluna hazırlık yapmaya başlayan anne ile küçük kızı, yeni okuldaki dolabını birlikte süsleyip düzenlediler. Daha sonra küçük kıza yeni üniformalar aldılar ve okul araç gereç alışverişi yaptılar.
Ancak küçük kızın annesi, kızının yeni okuluna başlamadan bir gece önce küçük kızına yaptırdığı şey, her şeyden çok daha önemliydi.
Anne, kızının eline yeni bir diş macunu tüpü verdi. Sonra kızından onu bir tabağa tümüyle boşaltmasını istedi. Küçük kız, bu sıra dışı işi bitirince annesi bu kez ondan bütün diş macununu tüpün içine geri koymasını istedi. Küçük kız, bunun imkansız olduğunu ve diş macununun bir daha asla eskisi gibi olamayacağını haykırdı.
Küçük kızın annesi, kızına hayat dersi veren konuşmasını şöyle yaptı.
“Bu diş macunu tabağını, hayatının geri kalanında hatırlamalısın. Sözcüklerin yaşam ve ölüm gücü vardır. Yeni okuluna başlarken sözcüklerinin ne kadar büyük bir ağırlık taşıdığını görmek üzeresin.
Sözcüklerini ve davranışlarını başkalarının canını yakmak, küçük düşürmek, iftira etmek ve yaralamak için kullanma fırsatın olacak. Aynı zamanda sözcüklerini ve davranışlarını başkalarını iyileştirmek, yüreklendirmek, ilham vermek ve sevmek için de kullanma imkanın olacak. Bazen yanlış seçim yapacaksın. Bu hafta içinde kendi sözcüklerimi ve davranışlarımı dikkatsizce kullandığım ve incinmeye yol açtığım üç olay sayabilirim sana. Tıpkı bu diş macunu gibi sözcükler, bir kez ağızdan çıktığında onları geri alamazsın. Sözcüklerini özenle kullan benim küçük kızım. Diğerleri sözcükleri yanlış kullandıklarında sen sözlerini koru. Her sabah, ağzından hayat veren sözcüklerin çıkacağı sözü ver kendine. Bu akşam, yeni okulunda hayat veren bir insan olma sözü ver kendine. Nezaketi ve şefkatiyle bilinen biri ol. Hayatını, buna aşırı ihtiyaç duyan bir dünyaya hayat vermek için kullan. İyiliği seçtiğin için asla ama asla pişmanlık duymayacaksın.”
Evet değerli dostlar, yeni okuluna başlamadan önce küçük kızın annesi, kızına hayat dersini böyle verdi.
***
Çoğu zaman söyleriz, çoğu kişi de bilir ve söyler: “Eğitim, evde, ailede başlar. Sonrasını okulda, çevrede, akranlarıyla tamamlar.”
Uzmanların ortaya koyduğu birçok görüş ve öneri yukarıdaki yargıyı destekliyor.
Çocuğun asıl eğitim yeri ailedir. Yeni anlayışa göre çocuğun eğitimi daha çocuk doğmadan başlıyor. Doğumdan sonraki süreçle birlikte kişiliği de altı yaşına kadar aileden aldığı eğitimin kalitesine ve şekline uygun olarak yüzde seksen oranında tamamlanmış oluyor.
Toplumu doğru ve sağlıklı yönlendirmek için önce aileden başlamak gerekiyor. Doğru ve sağlıklı yönlendirmeyi yapabilmek için de iyi ve kaliteli eğitim gerekiyor.
Evet, sözümüzü yineleyelim: Eğitim, ailede başlar. İyi bir aile de iyi yetişmiş, yetiştirilmiş anne baba ile olur.
Sözün Özü
“Bana iyi analar veriniz, size iyi vatandaşlar vereyim." Napoleon Bonaparte