Değerli dostlar, gerçekten doğru ve yararlı bilgilere ulaşmak istiyorsanız önünüzde uçsuz bucaksız bir alan var.
İstenilen her şey var burada.
İyi-kötü; güzel-çirkin; yararlı- zararlı…
Ne isterseniz bulabilirsiniz burada.
Son yıllarda ilgisi ne cazibesi arttı.
Evet, bu giriş cümleleri, sanal dünya içindi.
Eğer siz, iyi, güzel, yararlı bilgilere ulaşmak istiyorsanız, arama motorlarına aradığınız şeyle ilgili kısa ve öz birkaç sözcük yazdığınızda onlarcası, yüzlercesi geliveriyor önünüze.
İşte bu sanal dünyadaki gezintilerde karşıma çıkan ilginç bir bilgiyi, öğretiyi sizlerle paylaşmak istedim.
Benim de ilgimi çeken ve sizlerin de ilgisini çekeceğini umduğum bu güzel öğreti, kişisel gelişim uzmanları ve ilgilileri için de önemli ve değerli olsa gerek.
* * *
Bir gün insanlardan kaçan, yalnız yaşamayı seçen yaşlı bir adama sorarlar.
“Sürekli yalnız olmaktan bıkmıyor musun?”
Yaşlı adam cevap verir:
"Yapacak çok işim var. İki şahin eğitmem gerekiyor. Ve iki kartal. İki tavşanı sakinleştirmek ve bir yılanı da eğitmek. Hatta bir eşeği motive etmek ve yine bir aslanı da evcilleştirmek.”
Yaşlı adama tekrar sorarlar:
“Ama senin çevrende hiç hayvan göremiyoruz! Neredeler?”
Yaşlı adam, kendinden emin olarak karşılık verir:
“Onlar içimizde yaşayan hayvanlardır.
O ‘İki Şahin’, gördükleri her şeye saldırıyorlar. İyi-kötü, yararlı-zararlı… Onlara ayırt etmeyi öğretmeliyim. Çünkü onlar benim ‘Gözlerim’.
O ‘İki kartal’, dokundukları her şeyi mahvediyor, yaralıyor, parçalıyorlar. Onlara hizmet etmeyi ve zarar vermeden yardım etmeyi öğretmeliyim. Çünkü onlar, benim ‘Ellerim’.
‘Tavşanlar’, her zaman korkarlar, kaçarlar ve saklanırlar. Onları sakinleştirip zor durumlarla başa çıkmayı öğretmeliyim; beladan kaçmayı değil. Çünkü onlar, benim ‘Ayaklarım’.
En zor yeri ise ‘Yılanı’ izlemek. Sıkı bir kafeste, güvenli bir biçimde kilitli olsa da her zaman saldırmaya, sokmaya, yakında olan herkesi zehirlemeye hazır. Bu yüzden onu izleyip disiplinli olmalıyım. Çünkü bu, benim ‘Dilim’.
O ‘Eşek’ ise herkesin bildiği gibi çok inatçı, sonsuza kadar yorgun ve işini yapmak istemiyor. Bu yüzden ona şükretmeyi ve ayakta kalmayı öğretmeliyim. Çünkü bu, benim ‘Vücudum’.
Ve sonunda kral olmak ve herkese emretmek isteyen bir ‘Aslanı’ evcilleştirmek istiyorum. Gururlu, kibirli ve dünyanın kendi çevresinde dönmesini istiyor. O aslanı terbiye etmeliyim. Çünkü bu, benim ‘Benliğim’; ‘Egom’.
Gördüğünüz gibi yapacak çok işim var.”
* * *
Soru sorulan bu yaşlı adamı, aslında hepimiz tanıyoruz.
Bu yaşlı bilge, ünlü Rus Yazar, Lev Nikolevic TOLSTOY'dur.
Bu sorgular ve değerlendirmeler burada bitmez.
Bizler, bu sorulardan ve verilen cevaplardan yola çıkarak kendimizi gözden geçirip öz eleştiri yaparak çıkarımlarda bulunmamız ve özümüzü tartmamız gerekmiyor m?
Ee, hadi o zaman!
Ne bekliyoruz?
Sözün Özü
Önce biz alışkanlıklarımızı oluştururuz, sonra da alışkanlıklarımız bizi oluşturur. John DRYDEN