Değerli dostlar, bu hafta cuma günü 24 Kasım; yani Öğretmenler Günü. Yıllardır her hafta yazı yazıyorum, tüm önemli gün ve haftalarda da o günün ve haftanın önemini ele alan yazılar yazdım; ama nedense bu yıl, Öğretmenler Günü için yazı yazmak içimden gelmiyor. Belki de bu yazı zorlama bir yazı olacak. Bazı okuyucularımız, haklı olarak “Neden?” diye sorabilir. Yanıtını düşünmedim, desem inanır mısınız?
BEKLENTİLER BİR TÜRLÜ KARŞILANMAZ
Evet, her 24 Kasımlar öncesinde onlarca “hamasi” söylemler geliştirilir, vaatler verilir, janjanlı sözlerle gün geçiştirilir. Tüm bu güzel sözlerden sonra öğretmenler beklenti içine girerler. Beklerler, bekler; ama beklentileri bir türlü karşılanmaz. Aradan bir yıl geçer, yine bir önceki yılda söylenen sözlere, verilen vaatlere benzer sözler söylenir, insanlara umut pazarlanır ama değişen bir şey olmaz.
HERKES BEKLENTİ İÇİNE GİRDİ
Bakınız, Öğretmenlik Meslek Yasası ciddi olarak ilk kez 2018 yılının Ekim ayında dile getirildi. Bunun üzerine bir iki ay içerisinde üç ayrı Öğretmenlik Meslek Yasası tasarıları yayımlandı. Çoğu eğitimci, öğretmen bu taslakları okudu, inceledi. Herkes bir beklenti içine girdi. Aradan dört (4) yıl geçti. 2022 yılının Şubat ayının sonuna doğru “Öğretmelik Meslek Yasası” çıkarıldı. Bir baktık ki bu yasa, yasadan çok bir “yönerge”. Ne yönergesi? “Kariyer Basamaklarını Uygulama Yönergesi”. Yani eğitimciler doğru düzgün bir meslek yasası beklerken yönerge ile karşılaştılar. Tüm bu olup bitenlerden sonra sormak gerekiyordu; sormuştuk da! 2018 yılından 2022 yılına kadar, yani dört (4) yıl boyunca 5 maddelik, bir buçuk sayfalık “meslek yasası” için mi beklenildi? Ya da soruyu şöyle soralım.
***
Dört (4) yıl boyunca beş (5) maddelik meslek yasası oluşturmak için mi çalışıldı? (Uyarı: Meslek yasasının tümü 12 madde. Diğer 7 madde, her yasada olması gereken zorunlu maddeler.) Öğretmenlerin yıllardır büyük umutlarla beklediği “Öğretmenlik Meslek Yasası” maalesef hiçbir beklentiyi karşılayamadı.
***
Özlük haklarda bir iyileştirme yapıldı mı? Hayır!
Mali haklarda bir iyileştirme yapıldı mı? Hayır!
Görevde yükselme sistemi düzenlendi mi? Hayır!
Çalışma koşullarında bir iyileştirme yapıldı mı? Hayır!
Okulların fiziki koşulları iyileştirilip geliştirildi mi? Hayır!
Sınıf mevcutları azaltıldı mı? Hayır!
Öğretmenin itibarı, onuru kurtarıldı mı? Hayır!
Dövülen, ezilen, tartaklanan, hakarete uğrayan öğretmene sahip çıkıldı mı? Hayır!
Buna benzer daha başka örnekler sıralanabilir.
NEREDE ÖĞRETMENİN İTİBARI?
Bakınız, yıllar önce bırakın öğretmeni, bir devlet memurunun değeri ve önemi çok büyüktü. Mesleğe başladığımız yıllarda şöyle söylenirdi: “Devlet memurunu bırak dövmeyi, düğmesini koparmak bile 6 aydan başlar!”dı. Bugün ise devlet memurları; öğretmenler, doktorlar, hemşireler, şefler, müdürler ve adını sayamadığımız öbür devlet memurları hastanelik ediliyor, komaya sokuluyor; ama yapanın yanına kâr kalıyor. Evet, nerede öğretmenin itibarı? Nerede devlet memurunun onuru, can güvenliği, çalışma güvencesi?
***
Bir başka örnek daha vereyim mi? Bugün, 2023 yılı itibariyle bir devlet memurunun temel maaşı 7.979 TL. Asgari ücret ne kadar? O da 11.402 TL, Daha önceleri devlet memurunun maaşı asgari ücretten aşağı olamazdı; ama bugün olabiliyor. Geçtiğimiz temmuz ayında yapılan 8.077 TL’lik zam, temel maaşa yapılsaydı, hatta emekli maaşlarına da yansıtılsaydı daha iyi olmaz mıydı? Bugün memur emeklisinin ortalama maaşı, 14-15 bin TL. Bu seyyanen zam her kesime yansıtılmış olsaydı bugün memur emeklisinin ortalama maaşı 22-23 bin, çalışan memurun maaşı da 32-33 bin TL olacaktı.
BEKLENTİLER ÇOK; GERÇEKLEŞENLER ÇOK AZ
Evet değerli dostlar, durumlar böyle. Beklentiler çok; gerçekleşenler ise çok az. Yine aylardan Kasım, her şey çok eksik, çok yarım, üç gün sonra da 24 Kasım. Umutlarımızın ve beklentilerimizin karşılandığı günlerin yakın olması dileklerimle tüm öğretmenlerimizin “Öğretmenler Günü” kutlu olsun.
Sözün Özü
Öğretmenin çocuk üzerindeki etkisini daha çok güçlendirmek istiyorsak öğretmene de o kadar değer vermeliyiz. Kitap Yüzünden