Değerli dostlar, bir önceki yazımızda “Mankurt” ve “Mankurtlaşma” konusu hakkında bilgi paylaşımı yapmıştım. Yazımızı, “Toplum olarak Mankurtlara katlanılabilir; ama asıl sorun, asıl katlanılamayacak olanlar ise ‘Közkaman’lar. ‘Közkaman’ konusunu da bir sonraki yazımızda ele alalım.” diyerek bitirmiştim. Evet, bu haftaki yazımızın konusunu “Közkaman”, “Közkamanlık” ve “Közkamanlaşma” oluşturacak.
***
“Mankurt” kavramının ilk kez Kırgız Türklerinin ünlü “Manas Destanı”nda geçtiğini ve daha sonra bu kavramın yine Kırgız Türklerinin ünlü romancısı Cengiz Aytmatov tarafından romanlarında işlediğini hatırlatmıştım. Mankurt hem Manas destanında hem de Cengiz Aytmatov’un romanlarında “Akıl ve düşünme yetisini yitirmiş, bilinçsiz, kendisine verilen emri sorgusuzca yerine getiren biri.” olarak ele alınır.
KÖZKAMAN VE KÖZKAMANLIK
Manas destanında geçen bir başka kavram da “Közkaman” ve “Közkamanlık”tır. Cengiz Aytmatov da bu “Közkaman” ve “Közkamanlık” kavramını romanlarında ele alır, işler. Bu eserlerdeki işlenişlerine göre “Közkaman, gayet akıllı, bilinçli, kurnaz ve kendi obasına, soyuna ihanet içinde olan hain kişi”dir. “Közkamanlık”, Türk dünyasının sıkıntılı, bunalımlı ve iç karışıklığın sürdüğü dönemlerde yaşananlar göz önüne alınırsa daha iyi anlaşalıcaktır. Bu kavramın, közkamanlığın, Çarlık Rusya ve Sovyetler Birliği dönemlerinde çok iyi kullanıldığı unutulmamalı.
***
Türk dünyasının büyük bir bölümünü egemenliği altına alan Çarlık Rusya ve Sovyetler Birliği, egemenliği altındaki Türklerin birleşmesini, güç oluşturmasını engellemek ve birbirlerinden ayrı tutmak için bu yöntemi kullanmıştı. Dolayısıyla kardeşi kardeşe kırdırmak, iç isyan çıkartmak ya da “köstebek” yetiştirmek gibi çeşitli siyasi ve sosyal girişimler geliştirilmiş. Bu uygulamanın sonucunda da uzunca bir süre Türk dünyasında birlik sağlanamamış ve bir araya gelinememiş. İşte bu birliğin sağlanamayışın, bir araya gelinemeyişin temelinde bu “Közkamanlık” etkili olmuştur.
***
Közkaman terimini ilk kez ünlü Kazak araştırmacı yazar Prof. Dr. Rahmankul Berdibayev “Baykal’dan Balkan’a” adlı eserinde ele alır. Bu eserinde “Közkamanlık” ile ilgili şöyle der.“Közkamanlık terimi Manas Destanı’nda kullanılan bir terimdir. Közkamanlar aslen Kırgız olsalar da kendi gelenek ve göreneklerini küçük görürler. Kendi soyunun tarihini bilmemek ve bilmek istememek közkamanlığın belirtisidir. Onlar dünyadaki güzelliklerin hepsini başka ülkelerde arar, kendi ülkelerinde övünülecek ve örnek alınacak hiçbir şeyin olmadığını düşünürler. Közkamanlık ruhu, her an dirilmeye hazır bir durumda beklemektedir. Aslında Türk toplumlarına şöyle bir bakıldığında ve toplumlardaki kültürel birtakım bozulmalar ya da kopmalar incelendiğinde bu kanının ne kadar doğru ve korkutucu olduğu gerçeği anlaşılacaktır.”
KÖZKAMAN, MANAS’IN AMCASIDIR
“Mankurt” kadar geniş bir kullanım alanına ulaşamayan “Közkaman” terimi, “Mankurt” kavramında olduğu gibi Manas Destanından alınmış, edebi ve siyasi bir kavram haline gelmiştir. Manas Destanının “Közkaman” adlı bölümünde Közkaman, Manas’ın amcasıdır. Halkına ve liderlerine yani Manas’a bilinçli bir biçimde ihanet eder. “Közkamanlık” Kırgız derin kültüründen gelen bir kavramdır. Dünyanın en büyük destanı olan Manas Destanından kalan bir mirastır.
***
Manas Destanında “Közkaman”ın ne olduğu açıkça belirtilmiştir. “Kalmak Hanı Esen Han, Manas’ı savaşla yenemeyeceğini anlayınca ‘Kırgızları, Kırgızlara kırdırmak…’ gibi bir hileye başvurur. Manas’ın amcasının oğulları, Kalmak yurdunda, Kalmak terbiyesi ve kültürü ile yetişmişlerdir. Onları kullanarak Kırgız’ı içerden vurma oyununu kurar. Kendileriyle anlaşma yaparak Manas Han’ın yanına gönderir. Servet ve mevki kazanma hırsıyla düşmanla iş birliğine girişen, düşman elinde maşa olan bu akrabaların adı destanda ‘Közkamanlar’ olarak anılır. Közkamanlar, Kırgızeli içinde kargaşa çıkaracak, toplumu birbirine düşürecek, kardeşi kardeşe kırdıracak, fitneyi kaynatacaklardır. Manas Han, kendisini uyaranlara, közkamanların kötülüğünü anlatmaya çalışanlara inanmaz. Bu gafletin bedeli ağır olur…”
***
“Közkaman”, bilerek ve isteyerek kendi halkına ihanet eden, öz varlığı yabancılaşma içinde olan, öteki diye tanımlanan ve kimlik yitimi ile karşı karşıya kalan, kendi çıkarlarını düşünen kişiler olarak anlatılır. Bazı kavramları, terimleri ve söylemleri bilmekte yarar var.
Sözün Özü:
İhanet, karaktersizliği insanın içinde gösteren bir olgudur. Kitap Yüzü