Mustafa ATALAY
Köşe Yazarı
Mustafa ATALAY
 

ADIM ADIM ZAFERE

Değerli dostlar, geçen hafta yazımızın üçüncü bölümünü aktarmış, devamını da haftaya bırakmıştım. Dördüncü bölümümüze kaldığımız yerden devam ediyoruz. *** Türk ordusu, 26 Ağustos'un ilk saatlerinde, gizlilik içinde ve fark edilmeden yerini alır. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, daha önce Çanakkale'de, Bitlis'te, Libya'da ve Sakarya'da ordusunun başında savaşmıştı. Yunan Başkomutan İzmir'de, ordusundan uzakta uyurken Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa aynı gece gizlice Kocatepe'ye doğru hareket etmişti. Yine ordusunun başında olacaktı. Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, yolculuk sırasında oldukça düşüncelidir. Hiç kimseyle konuşmaz. Tepeye vardığında komutanlara, kaydırma işleminin başarıyla sonuçlanıp sonuçlanmadığını sorduğunda olumlu cevap alınca biraz rahatlar. Şafağın sökmesiyle ilk top atılacaktır. Yunan ordusunun sağlam savunma hattını kırmak için çok güçlü bir topçu saldırısı olacaktır. Topçu atışını İsmet Paşa yönetecektir. *** İsmet Paşa öyle bir saldırı yapmalıdır ki eldeki mühimmatla Yunan savunma hattı çökertilmelidir. Aksini düşünmek, ölüm gibidir. Atış saati yaklaştığında akla hayale gelmeyecek bir durum yaşanır. Her yanı sis kaplar. Türk topçuları sanki kör gibi olmuştur. Göz gözü görmez. Sis zamanında kalkmazsa ve şafak sökerse tüm saldırı planı çökebilir. O anda Kocatepe'de sanki zaman durmuştur! Saldırı anı iyice yaklaştığında sis, kısa sürede ortadan kalkar. Saatler 05.30'u gösterdiğinde Türk topları sessizliği bıçak gibi yırtar. Topların düşman mevzilerini yok edene dek bitmemesi gerekiyordu. Çünkü cephane kısıtlıydı. Yoksa planlanan saldırı yapılamazdı. Üstelik ordu dağlık alanda çok ters bir durumdaydı. *** Toplar birbiri ardına ateşlenirken Başkomutan Mustafa Kemal Paşan'nın stresi artmaya başlar. Yaveri ve koruması Yarbay Muzaffer Kılıç, onunla birilikte bombardımanı izlerken Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın “Ya Rabbi! Sen, Türk ordusunu muzaffer et! Türklüğün ve Müslümanlığın düşman ayakları altında, esaret zincirinde kalmasına izin verme!” diye dua ettiğini duyar. YUNAN MEVZİLERİ TAM İSABET VURULUR İsmet Paşa komutasındaki topçular, Yunan savunma hattını istenildiği gibi döver ve eldeki mühimmat bitmeden beklenen gedik açılır. Bombardıman, sanki bir sanat tablosu gibidir. Yunan mevzileri tam isabet vurulur. Yunan karargahı bu baskını, “gerçek saldırıyı gölgelemek isteyen kandırmaca” olarak algılar. Asıl hamle doğudan beklenmektedir. Oysa Türk ordusu güneydedir. Savaş hilesi, adım adım işlemektedir. İsmet Paşa'nın top atışları, Yunan mevzilerini kısa sürede parçalar. YUNAN İLERİ HATTI KÖR OLUR Yunan gözcüler, bu beklenmedik saldırı karşısında Türk ordusuna yem olunca Yunan ileri hattı adeta kör olur. Sıra süvarilerdedir… Açılan gedikten içeriye sızan süvariler, düşmanla göğüs göğüse çarpışıp hepsini püskürtür. Böylece çevredeki tepelerin ele geçirilmesi için harekat başlar. Bu sırada Yunan karargahı, İzmir'de bulunan Yunan başkomutana erişemez. Çünkü telgraf hatları kesilmiştir. Gelen haberler nedeniyle Yunan karargahının kafası karışır. Güneydeki baskın gerçek bir saldırı mıydı yoksa şaşırtmaca mıydı karar verilemez. Yunan komutan Trikupis her olasılığa karşı birlik kaydırmaya başladığı sırada Yunan başkomutandan haber gelir. *** Yunan Başkomutan Hagianestis, bu baskının bir şaşırtmaca olduğunu düşünür ve bu nedenle birlik kaydırması durdurulur. Bu sırada Türk ordusu da bölgeyi iyice ele geçirmeye başlar. Yunan başkomutan İzmir'dedir; ama Türk başkomutan bizzat cephede! Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, olup biteni Kocatepe'den izler. Bir ara komutanlardan ayrılır. Kocatepe kayalıkları arasında dolaşmaya başlar. Düşman karargahındaki olup biteni görmek istemektedir. YUNAN ORDUSU ŞAŞKINA UĞRAMIŞTIR Yunan ordusu, hiç beklemediği bir anda taarruza geçen Türkler karşısında şaşkına uğramıştır. Üstelik saldırı, doğudan değil güneyden başlamıştır ve buna bir anlam vermek güçtür. Yunan karargahı, bu saldırı karşısında yeterli bilgi alamadığından bu saldırının sahte bir saldırı olduğunu düşünür. Yunan ordusuna göre Türkler, güneyden gelmiyordur. Doğudan gelmek için güneyden sahte bir saldırı başlatmışlardır. Yunan ordusu, tuzağa düşüp güneye birlik kaydırırsa Türkler doğudan güçlü şekilde gelecek ve tuzağa düşecektir. Yazımız biraz uzun oldu, haftaya bitirelim… Sözün Özü: İmkansızla imkan arasındaki tek fark, insanın kararlılık derecesidir. Thomas C. Lasorda
Ekleme Tarihi: 20 Ağustos 2024 - Salı
Mustafa ATALAY

ADIM ADIM ZAFERE

Değerli dostlar, geçen hafta yazımızın üçüncü bölümünü aktarmış, devamını da haftaya bırakmıştım. Dördüncü bölümümüze kaldığımız yerden devam ediyoruz.

***

Türk ordusu, 26 Ağustos'un ilk saatlerinde, gizlilik içinde ve fark edilmeden yerini alır. Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, daha önce Çanakkale'de, Bitlis'te, Libya'da ve Sakarya'da ordusunun başında savaşmıştı. Yunan Başkomutan İzmir'de, ordusundan uzakta uyurken Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa aynı gece gizlice Kocatepe'ye doğru hareket etmişti. Yine ordusunun başında olacaktı. Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, yolculuk sırasında oldukça düşüncelidir. Hiç kimseyle konuşmaz. Tepeye vardığında komutanlara, kaydırma işleminin başarıyla sonuçlanıp sonuçlanmadığını sorduğunda olumlu cevap alınca biraz rahatlar. Şafağın sökmesiyle ilk top atılacaktır. Yunan ordusunun sağlam savunma hattını kırmak için çok güçlü bir topçu saldırısı olacaktır. Topçu atışını İsmet Paşa yönetecektir.

***

İsmet Paşa öyle bir saldırı yapmalıdır ki eldeki mühimmatla Yunan savunma hattı çökertilmelidir. Aksini düşünmek, ölüm gibidir. Atış saati yaklaştığında akla hayale gelmeyecek bir durum yaşanır. Her yanı sis kaplar. Türk topçuları sanki kör gibi olmuştur. Göz gözü görmez. Sis zamanında kalkmazsa ve şafak sökerse tüm saldırı planı çökebilir. O anda Kocatepe'de sanki zaman durmuştur! Saldırı anı iyice yaklaştığında sis, kısa sürede ortadan kalkar. Saatler 05.30'u gösterdiğinde Türk topları sessizliği bıçak gibi yırtar. Topların düşman mevzilerini yok edene dek bitmemesi gerekiyordu. Çünkü cephane kısıtlıydı. Yoksa planlanan saldırı yapılamazdı. Üstelik ordu dağlık alanda çok ters bir durumdaydı.

***

Toplar birbiri ardına ateşlenirken Başkomutan Mustafa Kemal Paşan'nın stresi artmaya başlar. Yaveri ve koruması Yarbay Muzaffer Kılıç, onunla birilikte bombardımanı izlerken Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın “Ya Rabbi! Sen, Türk ordusunu muzaffer et! Türklüğün ve Müslümanlığın düşman ayakları altında, esaret zincirinde kalmasına izin verme!” diye dua ettiğini duyar.

YUNAN MEVZİLERİ TAM İSABET VURULUR

İsmet Paşa komutasındaki topçular, Yunan savunma hattını istenildiği gibi döver ve eldeki mühimmat bitmeden beklenen gedik açılır. Bombardıman, sanki bir sanat tablosu gibidir. Yunan mevzileri tam isabet vurulur. Yunan karargahı bu baskını, “gerçek saldırıyı gölgelemek isteyen kandırmaca” olarak algılar. Asıl hamle doğudan beklenmektedir. Oysa Türk ordusu güneydedir. Savaş hilesi, adım adım işlemektedir. İsmet Paşa'nın top atışları, Yunan mevzilerini kısa sürede parçalar.

YUNAN İLERİ HATTI KÖR OLUR

Yunan gözcüler, bu beklenmedik saldırı karşısında Türk ordusuna yem olunca Yunan ileri hattı adeta kör olur. Sıra süvarilerdedir… Açılan gedikten içeriye sızan süvariler, düşmanla göğüs göğüse çarpışıp hepsini püskürtür. Böylece çevredeki tepelerin ele geçirilmesi için harekat başlar. Bu sırada Yunan karargahı, İzmir'de bulunan Yunan başkomutana erişemez. Çünkü telgraf hatları kesilmiştir. Gelen haberler nedeniyle Yunan karargahının kafası karışır. Güneydeki baskın gerçek bir saldırı mıydı yoksa şaşırtmaca mıydı karar verilemez. Yunan komutan Trikupis her olasılığa karşı birlik kaydırmaya başladığı sırada Yunan başkomutandan haber gelir.

***

Yunan Başkomutan Hagianestis, bu baskının bir şaşırtmaca olduğunu düşünür ve bu nedenle birlik kaydırması durdurulur. Bu sırada Türk ordusu da bölgeyi iyice ele geçirmeye başlar. Yunan başkomutan İzmir'dedir; ama Türk başkomutan bizzat cephede! Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, olup biteni Kocatepe'den izler. Bir ara komutanlardan ayrılır. Kocatepe kayalıkları arasında dolaşmaya başlar. Düşman karargahındaki olup biteni görmek istemektedir.

YUNAN ORDUSU ŞAŞKINA UĞRAMIŞTIR

Yunan ordusu, hiç beklemediği bir anda taarruza geçen Türkler karşısında şaşkına uğramıştır. Üstelik saldırı, doğudan değil güneyden başlamıştır ve buna bir anlam vermek güçtür. Yunan karargahı, bu saldırı karşısında yeterli bilgi alamadığından bu saldırının sahte bir saldırı olduğunu düşünür. Yunan ordusuna göre Türkler, güneyden gelmiyordur. Doğudan gelmek için güneyden sahte bir saldırı başlatmışlardır. Yunan ordusu, tuzağa düşüp güneye birlik kaydırırsa Türkler doğudan güçlü şekilde gelecek ve tuzağa düşecektir. Yazımız biraz uzun oldu, haftaya bitirelim…

Sözün Özü:

İmkansızla imkan arasındaki tek fark, insanın kararlılık derecesidir. Thomas C. Lasorda

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.