Değerli dostlar, bir ay kadar önce zorunlu eğitimle ilgili iki yazı yazıştım. Bu iki yazımda da 12 yıllık zorunlu eğitimin “nesil israfı” olduğunu belirtmiş, bir an önce bu 12 yıllık zorunlu eğitimden vazgeçilmesi gerektiğini vurgulamıştım. Gerekçesini de çeşitli örneklerle anlattım. Bir kez daha belirtmekte yarar var; bu 12 yıllık zorunlu eğitim sistemi, “nesil israfı”ya yol açıyor.
***
Bu 12 yıllık zorunlu eğitimin nasıl bir sonuç ortaya koyduğunu, çocuklarımızın ne duruma geldiğini “Geniş Tabanlı Eğitim” adlı masal çok iyi örnekliyor. İşte bu 12 yıllık zorunlu eğitimin ne duruma geldiğini bir kez daha ortaya koyabilmek için daha önce iki kez paylaştığım “Geniş Tabanlı Eğitim” adlı masalı bir kez daha paylaşma gereği duyuyorum. Birlikte okuyalım.
***
Bir gün orman sakinleri bir araya gelirler ve “Eğitim şart!” derler. Bunun üzerine ormanda okul açmaya karar verirler. Bir tavşan, bir kuş, bir sincap, bir balık ve bir de yılanbalığı yönetim kurulunu oluşturur. Tavşan, eğitim müfredatında koşmanın mutlaka yer almasını şart koşar. Bunun üzerine kuş da uçmanın müfredata dahil olmasını isteyince diğer orman sakinleri de kendilerine özgü yeteneklerin müfredata konmasını isterler. Balık, yüzmenin; sincap, ağaca tırmanmanın ve toprak kazmanın mutlaka zorunlu dersler arasında olması gerektiğini söyler. Orman sakinlerinden oluşan komisyon, tüm bu istekleri bir araya getirip bir müfredat hazırlarlar ve tüm orman sakinlerinin bu dersleri görmesini isterler.
***
Büyük ümitlerle eğitime başlanır. Tavşan, koşu dersinden A alırken ağaca tırmanmak ve yüzmek onun için çok ciddi bir sorun oluşturur. Ağaca tırmanmaya çalışırken hep kafa üstü düştüğünden bir süre sonra beyni hasar görür ve eskisi gibi koşamaz olur. Tavşan, artık koşuda A almak yerine, ancak C alabilirken ağaca tırmanmada ise her zamanki gibi zayıf alır.
***
Kuş, uçmada çok başarılıdır; ama sıra toprak kazmaya geldiğinde o kadar başarılı değildir. Toprak kazma dersinde sürekli gagasını kırıp kanatlarını zedeler. Bunca eğitim sonucunda kuşun toprak kazma notu hâlâ F olmasına rağmen uçma notu da C'ye düşer. Ağaca tırmanma dersinde de çok zorlanır.
***
Balık, yüzmede mükemmeldir; ancak ne ağaca tırmanabilir ne de koşabilir. Ne zaman bunları yapmaya kalkışsa ölecek gibi olur. Sonunda yüzgeçleri zarar görür ve artık yüzmeyi bile yarım yamalak yapabilir. Sonuçta sınıf birincisi olan orman sakini, her şeyi yarım yamalak yapabilen yılan balığı olur. Ancak ormanın eğitimcileri çok mutludur. Çünkü herkes bütün dersleri görmektedir ve ormanın eğitimcileri buna “geniş tabanlı eğitim sistemi” adını verirler. (Bu masal, OSHO'nun “Sezgi” kitabından alıntıdır.)
HER ÇOCUK, YAPABİLECEĞİNİN EN İYİSİNİ YAPMALI
Evet değerli dostlar, masalımız böyle. Peki, ülkemizdeki eğitim sistemi nasıl? Bu masalda anlatılanla benzerlik gösteriyor mu? Yukarıda dediğim gibi bir an önce 12 yıllık zorunlu eğitimden vazgeçilmeli; ilgiye, beceriye ve yeteneğe göre eğitim sistem uygulanmalı.
Masallar, destanlar, öyküler, kıssalar, olaylar, dramalar, ders almak içindir. Ülkemizde yaşayan milyonlarca çocuğumuz ve gencimiz, maalesef kendi yeteneklerine, ilgilerine ve becerilerine uygun eğitim görememektedir. Her çocuk, kendi ilgi, beceri ve yetenekleri doğrultusunda eğitim görmelidir. Her çocuk, yapabileceğinin en iyisini yapmalıdır.
CADDE OLAMAZSAN PATİKA OL
Bu haftaki yazımı, konuya uygun düşeceğini umduğum Douglas MALLOCH'un o güzel dizeleriyle bitirmek istiyorum. Dağ tepesinde bir çam olamazsan, vadide bir çalı ol; fakat oradaki en iyi çalı sen olmalısın. Çalı olamazsan bir ot parçası ol, bir yola neşe ver. Bir misk çiçeği olamazsan bir saz ol; fakat gölün içindeki en canlı saz, sen olmalısın. Hepimiz kaptan olamayız, tayfa olmaya mecbur kalırız. Dünyada hepimiz için bir şey var; yapılacak büyük işler var, küçük işler var. Yapacağınız iş, size en yakın olan iştir. Cadde olamazsan patika ol; Güneş olamazsan yıldız ol. Sen, her neysen onun en iyisi olmalısın.
Sözün Özü:
Ne aradığını bilmeyene, bulduğu her şey doğru gelir. Kahraman Tazeoğlu