Değerli dostlar, yeni bir yıla başladık. Bu yılın geçen yıldan, yıllardan daha umutlu, aydınlık ve huzurlu olmasını diliyorum. Bu hafta da yine sosyal medyadan aldığım güzel bir olayı aktarmak istiyorum. Birlikte okuyalım. *** ABD eyaletlerinden birinde bir restoranda garsonluk yapan kadın, öğle yemeği için gelen karı koca ve bir kız çocuğundan oluşan aileye menüyü uzatır. Aile, menüye bakmadan önce garson kıza, henüz maaşlarını alamadıklarını, bu yüzden paraları az olduğu için kendilerine daha ucuz üç yemek önermesini söyler. Ayrıca çalıştıkları şirketin birkaç aydır yaşadığı mali sıkıntıları da belirtirler. Garson kadın, hiç düşünmeden onlara üç yemek önerir. O aile de hiç tereddüt etmeden en ucuzu olduğunu düşünerek kabul eder. *** Garson kadın, her üç siparişi getirir ve onlar da afiyetle yerler. Yemeklerini bitirikten sonra garson kadından hesap isterler. Garson kadın, hesap pusulasına eklediği bir kağıtla ailenin yanına gelir. Onlara, “Durumunuzu göz önünde bulundurarak hesabınızı kişisel hesabımdan ödedim. Ayrıca hediye olarak da benden size 100 dolar veriyorum. En azından sıkıntılı zamanınızda sizin için bunu yapabilirim. Nezaketiniz için teşekkür ederim.” yazılı kağıdı verir. Sonra hesap pusulasını imzalar. Üç kişilik aile, restorandan mutlu olarak ayrılırlar. *** Bu olayda çarpıcı olan şey, garson kadının maddi olarak zor durumda olmasına karşın o ailenin yemek faturasını ödemekten son derece mutlu olmasıdır. Ayrıca ihtiyacı olan otomatik çamaşır makinesi için yaklaşık bir yıldır para biriktirmekteydi. Gereksiz yere harcayacağı para, ihtiyacı olan hayalindeki makinenin alma süresini erteleyecekti. Ama garson kadını en çok üzen şey, yaşananları öğrendiğinde kendisini azarlayan en samimi arkadaşıydı. Bu en yakın arkadaşı çamaşır makinesi almak için gereksinimi olan paradan kendisini ve çocuğunu yoksun bıraktığı için bu davranışını hem kınamış hem de protesto etmişti. Garson kadın, bu protestoyu içine sindiremeden annesinin telefonuyla çaşkına döner. Annesi telefonda yüksek sesle heyecanlı biçimde kızına olup bitenleri anlatmaya çalışır. *** “Ne yaptın kızın sen?” der. Zavallı garson kadın, ne söyleyeceğini şaşırmış durumda “Ben, bir şey yapmadım. Ne oldu ki?” diye karşılık verir. Garson kadının annesi, çevresinde duyduklarını ve yaşananları heyecanla anlatır. “Kızım, sen sosyal medyayı görmüyor musun? Olup bitenlerden, yazılıp paylaşılanlardan haberin yok mu? Facebook çalkalanıyor. Herkes seni övüyor, davranışını takdir ediyor. Senin yemek ısmarladığın, yemek faturasını ödediğin ve yazdığın notu, o aile facebookta yayınladılar. Bunu da pek çok kişi paylaştı. Seninle gurur duyuyorum kızım!” der. Ardından garson kadını bir okul arkadaşı da arar ve yaptığının tüm sosyal medya platformlarında viral olduğunu söyler. Garson kızın şaşkınlığı daha da artar. *** Garson kadın, facebook hesabını açar açmaz, televizyon yapımcılarının ve habercilerin kendisine gönderdiği yüzlerce mesajla karşılaşır. Kendisi ile bir söyleşi yapmayı, program çekmeyi düşündüklerini iletirler. Garson kadın ertesi gün, en çok izlenen ünlü televizyon kanalına çıkar. Program sunucusu kendisine çok lüks bir çamaşır makinesi, son model bir televizyon ve 10 bin dolar önerir. Yine bir elektronik şirkesi garson kadına 5 bin dolarlık hediye çeki verir. YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN Programdan sonra garson kadına verilen hediyeler, 100 bin doları geçer. O gün garson kıza beş altı dolara malolan üç yemekle 100 dolar, onun hayatını değiştirir. Cömertlik, ihtiyacımız olmayan şeyi vermekle değil, en ihtiyacımız olanı verebilmektir.  Asıl yoksulluk, insanlık ve tutumlardır. Küçük bir iyiliğin bile getirebileceği yararları, güzellikleri, farkındalıkları asla küçümsemek gerekiyor. Şeyh Ede Balı ne diyordu? İyiliğe iyilik, her kişinin işi. Kötülüğe iyilik, er kişinin işi. İyiliğe kötülük ise şer kişinin işidir. Bu yeni yılda iyiliklere ve güzelliklere rast gelesiniz. Yeni yılınız kutlu olsun. Sözün Özü: Cömertlik fazla vermekten ziyade yerinde ve zamanında vermek demektir. La Bruyere