Değerli dostlar, geçtiğimiz üç hafta önce üst üste “Kırık Cam Teorisi” adlı sosyal deneyi ve bu deneyden elde edilen verileri aktarmıştım. Bu tür deneylerden ortaya çıkan sonuçlar, tüm toplumları yakından ilgilendiriyor. Çünkü ortamlar farklı olsa da davranışlar ve olumsuzluklar aynı.
***
Şimdi bir başka teoriden, “Kity Genovese Sendromu”ndan söz edelim. Yıl, 1964. Amerika Birleşik Devletleri’nin Newyork kentinde akşam üstü Kity Genovese adlı genç bir kadın, çok da ıssız olmayan bir caddede cinayete kurban gider. Bu cinayet olayında ilginç olan durum şudur.
***
Genç kadına saldıran kişi, genç kadını dakikalarca taciz eder. Başaramayınca darp ederek öldürmeye çalışır. Daha sonra genç kadını yaralı halde bırakır, gider. Saldırgan, bir süre sonra tekrar gelir ve bu kez genç kadını öldürür. Bu korkunç olayda tacizin başladığı süre ile ölüm arasında geçen süre yaklaşık bir saattir. Bu bir saat boyunca zavallı genç kadın çığlıklar atarak çevresinden yardım ister fakat kimse gelmez. Polis, olay yerine gelir; ancak resmi kayıtlara göre ihbar olaydan tam bir saat sonra yapıldığından polis olay yerine geç gelmiştir. Newyork polisi olayı ve çevreyi inceler. Genç kadının öldürüldüğü bölgede olayı kimsenin duymaması imkansızdır. Polisler, çevredeki evleri tek tek incelediklerinde olayı 37 bölge sakininin gördüğünü, hatta bir bölümünün olayı sonuna kadar pencereden izlediğini, ancak hiçbirinin ne olaya müdahale ettiğini ne de polis çağırması gibi ihbarda bulunmadığını hayret ve şaşkınlık içinde anlar.
***
Bu olaydan sonra bir polis şefi gazeteci arkadaşı ile konuşurken yaşanan bu durumu anlatır. Bu ilginç durum, gazetecinin ilgisini çeker ve yaşanan bu acı olayı haber yapar. Haber sonrası Amerika’da büyük bir infial olur. Psikologlar, psikiyatrisler, sosyologlar bu yaşananları incelemeye başladığında şu durum ortaya çıkar. Olaya tanık kişilerin hepsi bir başkası mutlaka polise haber verir veya müdahale eder diye duyarsız kalmıştır. Genç kadın, bu nedenle kalabalığın ortasında göz göre göre öldürülmüştür.
***
Bu sosyal davranışa katledilen genç kadının adı ile “Kity Genovese Sendromu” denilir. İleri dünyada bu ve benzeri davranışlara Sosyal Psikoloji’de “Kity Genovese Sendromu” adı veriliyor. Ülkemizde de benzer durumlar yaşanıyor ve bizde de aynı adla biliniyor. Bu tür yaşanan olaylara karşı duyarsızlık bir yana zamanında ihbarı ya da müdahaleyi başkalarına yükleme gibi sorumsuzluklar da var. Bu tür bahanelerin nedenine bakıldığında şu durumlar ortaya çıkmış.
***
“Başkasından bekleme”, “Sosyal kaytarma”, “Birisi çözer.”, “Birisi yardımcı olur, biz işimize bakalım.”, “Bana ne! Benim işim var.”, “Şimdi ihbar edersem benim başıma kalır.”, “İşimi gücümü bırakıp bununla uğraşamam.”, “Başka biri mutlaka görmüştür.”, “Bir başkası mutlaka dilekçe verir.” gibi düşüncelerle sorunu, olayı ve sıkıntıları başkasına yüklemek, yani “Sorumluluktan kaytarmak!”.
BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YAŞASIN!
Tüm bu kaytarmalardan sonra ortaya çıkan sonuç şu: Etkisiz, güçsüz, zayıf hatta sıfır tepkisiz bir topluma dönüşme! Toplumsal duyarlıkta azalma! Zorbaların ve kötülerin, istediğini yapabilmesi! Bizde de bu olayın benzerini anlatan bir atasözü var. “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın!” Ama hiç de öyle değil. Düşünmediğimiz, düşünemediğimiz bir şey var. Aynı durumda sen olsaydın; kızın, eşin, annen olsaydı ne düşünürdün, ne yapardın acaba? Asıl sorun yaşanan olumsuzluklara, kötülüklere ve yanlışlıklara karşı tepkilerin yerinde ve zamanında yapılmayışı…
YAPTIRIMLAR ETKİLİ VE CAYDIRICI OLMALI
Bu tür olumsuzluklara karşı bir başka atasözümüz daha var: “Yılanın başı küçükken ezilmeli.” O zaman oluşan olumsuzluklara ve kötülüklere karşı zamanında önlem almak. Kırık Cam Teorisinde vurgulandığı gibi tüm hataları, olumsuzlukları, çirkinlikleri, kötülükleri hemen zamanında, yayılmadan, domino etkisi olşturmadan ortadan kaldırmak, engellemek. İnsanlar, şunu bekliyor. O zaman alınan kararlar, uygulamalar ve yaptırımlar etkili ve caydırıcı olmalı. Evet, etkili ve caydırıcı olmanın da yolu var. İllaki cezaevine atmak gerekmiyor. Çok sıkı ve katı yaptırımlar uygulanabilir. Avrupa ülkelerinde örnekleri var.
Sözün Özü:
Kötü bir davranışın en güçlü tanığı vicdanımızdır. Kitap Yüzü