Değerli dostlar, “Üç Maymun”u bilir misiniz? Çoğunuz mutlaka duymuştur; hatta ne olduğunu da biliyordur. Görmedim, duymadım, bilmiyorum. İşte elleriyle gözlerini, kulaklarını ve ağzını kapatan üç maymun sembolü ülkemizde “üç maymunu oynamak” diye bilinir. *** Bu “üç maymunu oynama”nın anlamı, gerçeklere gözünü kapatıp başını derde sokmamayı, doğruları dinlemeden ve söylemeden kurnazlıkla aradan sıyrılmayı temsil ediyor. Oysa bu üç maymunun simgelediği değerler bundan çok farklı imiş. Bu üç maymunun kökenleri, eski Japon Koshin Folk geleneklerine dayanıyormuş. Bu üç maymunun Japonca adları Mizaru, Kikazaru ve İwazaru imiş. Japon geleneğine göre bu üç maymun, bilge maymunlardanmış. DÜŞÜNMEYE DEĞER BİR DURUM İki eliyle gözünü kapatan maymun Mizaru, kötü gözle bakmamayı simgeliyormuş. Kulaklarını kapatan Kikazaru'nun mesajı, kötüyü dinlememekmiş. Ağzını kapatan İwazaru da kötü söz söylememeyi öğütlemekteymiş. Bu farklı bilgiden ve öğretiden sonra düşünmeye değer bir durum ortaya çıkıyor. ÇIKACAK SONUÇ FARKLILIK GÖSTERMEMELİ Şimdi bu üç maymun, sorumsuzluk ve ilgisizlik simgesi olarak mı algılanmalı yoksa edepli, ahlaklı ve sorumlu olmanın bir yolu mu olmalı? Buradan çıkacak sonuç, bana göre sana göre diye farklılık göstermemeli. Çevremize şöyle baktığımızda bu sembollerin anlatmak istediklerinden ne kadar uzak olduğumuzu görebiliyoruz. Kötü gözle bakanlar, kötü söz ve yalan söyleyenler, bu kötü sözü ve yalanları dinleyenler o kadar çok ki… Çevremizdeki insanları yapılan onlarca kötü ve yanlış davranışlar için uyardığımızda başımıza neler gelebileceğini düşünemiyoruz bile. KAÇ KİŞİNİN AĞZINDAN GÜZEL SÖZLER ÇIKIYOR? Her gün televizyon ekranlarında, yazılı ve görüntülü medyada onlarca haber, program vb yayınlar izliyoruz. Kaç kişinin ağzından güzel sözler çıkıyor? Kaç kişi, “Ben kötü söz duymak istemiyorum.” diyor? Kaç kişi “Ben kötü ve olumsuz şeyler görmek istemiyorum.” diyor? Maalesef bunları görmek çok da olası değil. Toplumumuzda yaşanan ve benimsenen, bu “üç maymunu oynama” anlayışı. *** Çevremizdeki çoğu kişi ne yapıyor? “Aman sen de! Şimdi başımı derde sokmayayım; ne duydum ne gördüm!” “Başın derde girdi mi aradan sıyrılmanın yoluna bak!” “Dünyayı ben kurtaracağım! Boş ver!” Bu sözlere veya benzerlerine çoğu kez tanık oluyoruz. GELİŞMİŞ ÜLKELER “ÜÇ MAYMUNU” OYNAMIYORLAR Gelişmiş ülkeler ve bu ülkeleri oluşturan toplumlar, bu “üç maymunu” oynamıyorlar. Onlar, yukarıda belirtildiği gibi kötü gözle bakmamayı öğrenmişler. Fitneyi, kötülüğü ve azgınlığı körükleyici söz ve davranışlara prim vermemişler; hatta engellemeye çalışmışlar. En önemlisi de kötü söz ve yalan söylememeyi ilke edinmişler. OTURUP DÜŞÜNMEMİZ GEREKİR Bu değerlendirmeleri yaparken toplumsal ve bireysel olgunluğa ve gelişmişliğe ulaşmış ülkelerde olumsuz, istenmeyen, kötü ve sevimsiz söz, davranış, tutum ve eylemi çokça gördüğümüz söylenemez. Peki, bu ülkede bu tür toplumsal ve kişisel olgunluk niye istenilen düzeyde değil? Nedenlerini araştırdığımızda ve sonuçlarını sıraladığımızda ilk ona ahlak, eğitim, liyakat, ehliyet, vicdan, görev ve sorumluluk gibi değerler girmiyorsa oturup düşünmemiz gerekir. ÇOK ÇABA GÖSTERMEMİZ GEREKİYOR Toplumsal ve kişisel duyarlılığımızı, tepkilerimizi, düşüncelerimizi sorgulamadığımız ve değiştirip geliştiremediğimiz sürece bizim ilk sıraya koyacağımız değerler; para, mal-mülk, araba, mevki-makam-unvan, eğlence vb gibi aslında son sıralarda yer alması gereken değerler öne çıkar. Toplumsal ve kişisel olgunluğa ulaşabilmemiz için çok çaba göstermemiz gerekiyor. Sözün Özü: Bir toplumda maddi kazanç her şeyin üstünde tutuluyorsa itibar, kişinin biriktirdiği şeylerin sayısı ve değeriyle ifade edilir. Kitap Yüzü