Değerli dostlar, 1 Ağustos itibariyle kamu işvereni ile devlet memurları arasında 2024 ve 2025 yılları için toplu sözleşme görüşmeleri başlayacak. Geçtiğimiz günlerde yetkili yetkisiz, etkili etkisiz, üyesi çok üyesi az, yüzdelik dilimin üstüne çıkan, altında kalan sendikalar, bu süreç için önerilerini ve isteklerini kamuoyu ile paylaştılar.
ZARARDAN VE DEĞER KAYBINDAN KURTULAMAYIZ
Yalnız dikkat çeken bir durum var ki bir türlü akıllanmak bilinmiyor. Yıllardır aynı hatalarda benzer yanlışlıklarda ısrar ediliyor. Hâlâ yüzdelik oranlarla artış isteniyor. Bu yüzdelik oranla artış istemekten vazgeçilmediği sürece zarardan ve değer kaybından kurtulamayız.
***
Bakınız hafta başında Türk-İş, açlık ve yoksulluk sınırını açıkladı. 2023 yılının temmuz ayına göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 11.658,05 TL; yoksulluk sınırı da 37.974,11 TL olmuş. Her şeyden önce o yetkili, etkili ve diğer sendikalar, o Toplu Sözleşme Masasına bu değerler üzerinden oturulmalı. Bugün en düşük memur maaşı 22 bin küsur TL. 6 ay sonra verilecek zam için yetkili konfederasyonun istediği yüzde 80’lik artış gerçekleşmiş bile olsa 37.600 küsur TL olur ki 2023 yılının temmuz ayı verilerindeki yoksulluk sınırına dahi ulaşamıyor.
KAMU ÇALIŞANLARI, EZİLECEK VE SEFALETE SÜRÜKLENECEK
Yetkili, etkili, yetkisiz, etkisiz tüm sendikalar, el birliği, gönül birliği, iş birliği ve duruş birliği sağlayıp en azından şu an için Türk-İş’in açıkladığı verilerle, varsa kendi verileriyle o masaya oturmalı. Yoksa kamu çalışanları, bu ağır ekonomik ve piyasa koşullarında daha da ezilecek ve sefalete sürüklenecek. Şimdi Toplu Sözleşme Masasına oturacak o konfederasyon yetkililerine önerimiz şu.
ENFLASYONUN YÜZDE 58 OLARAK GÜNCELLEMESİ DİKKATE ALINMALI
T.C. Merkez Bankasının bu yıl ve gelecek yıl hissedilecek enflasyonun yüzde 58 olarak güncellemesi dikkate alınmalı. Buna bağlı olarak Türk-İş’in açıkladığı 37.974 TL’lik yoksulluk sınırı baz alınarak öngörülen enflasyona göre en az yüzde 58 artış sağlanmalıdır. Evet, yetkili, etkili, yetkisiz, etkisiz sendikalar, gerçekten kamu çalışanlarının sesi, soluğu ve temsilcisi olduklarını göstermek istiyorlarsa bu önerileri dikkate almalılar. Bakınız, bir başka gerçek de şu. 2023 yılı seçimlerinde sayın Cumhurbaşkanı, meydanlara çıktığında “En düşük memur maaşı 22 bin TL olacak.” demişti. Evet, dediği gibi temmuz ayında yapılan düzenleme ile en düşük memur maaşı, 22 bin küsur TL oldu.
***
Şimdi şöyle geriye dönüp bir hesap yapalım. 10 Mayıs 2023 tarihi itibariyle Ankara’da 1 litre benzin 20,17 TL; 1 litre mazot da 18,98 TL. idi. Yine 10 Mayıs 2023 tarihi itibariyle 1 Doları 19,53 TL; 1 Avro da 21,45 TL. idi. O gün seçim meydanlarında vaat edilen 22 bin TL ile 1.090 litre benzin; 1.159 litre mazot; 1.126 Dolar; 1.025 Avro alınabiliyordu. Bugün, 1 Ağustos 2023 tarihi itibariyle Ankara’da 1 litre benzin 36,53 TL; 1 litre mazot da 36,84 TL. Döviz kuruna baktığımızda da rakamlar şöyle 1 Dolar 26,92 TL; 1 Avro da 29,75 TL.
22 BİN LİRANIN İKİ BUÇUK AYDAKİ DEĞER KAYBI;
İki buçuk ay önce vaat edilen 22 bin liranın alım gücünün ne kadar düştüğünü, ne kadar değer yitirdiğini hep birlikte görelim. 10 Mayısta 1090 litre benzin alınabilirken bugün 602 litre; 10 Mayısta 1159 litre mazot alınabilirken bugün 597 litre; 10 Mayısta 1126 Dolar alınabilirken bugün 817 Dolar; 10 Mayısta 1025 Avro alınabilirken bugün 739 Avro alınabilir duruma düştü.
***
Aradaki kayıpları da görelim. Benzinde 488 litre; mazotta 562 litre; Dolarda 309 Dolar; Avroda 286 Avro. Türk Lirasına dönüştürdüğümüzde benzinde 17.826 TL; mazotta 20.704 TL; Dolarda 8.318 TL; Avroda 8.508 TL kayıp. Piyasa koşulları, dövize ve akaryakıta göre oluştuğuna göre bu rakamlar, herkesin cebine girecek ve cebinden çıkacak parayı da doğrudan etkiliyor.
O MASAYA PİYASA DEĞERLERİ İLE OTURULMALI
Şimdi yukarıdaki tablodan yola çıkarak sendikalara ve sendikacılara “Toplu Sözleşme Masasına” otururken bir kez daha iyi düşünmeleri gerektiğini hatırlatmakta yarar var. Yüzdelik oranlarla değil piyasa koşullarına ve ekonomik gerçeklere göre hesap yapılmalı, o masaya piyasa değerleri ile oturulmalı. Bu dönem “Toplu Sözleşmesi”inden çıkacak sonuç, sendikaların ne kadar mücadeleci, ne kadar samimi, ne kadar gerçekçi ve ne kadar sendikacı olduklarının göstergesi olacaktır. Bekleyip göreceğiz.
Sözün Özü:
Yağmur gibi yağmıyorsan hiç boşuna gürleme! Kitap Yüzü