Değerli dostlar, bizim için “5 Aralık” tarihi, çok anlamlı ve önemlidir. Ulu Önderimizin “Türk Kadını”na “Seçme ve Seçilme Hakkı”nı kazandırdığı önemli ve anlamlı gün. “Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının Tanınması” gününün, birtakım “Türk” ve “Atatürk” hazımsızı tarafından adındaki “Türk” adı da çıkartılıp “Dünya Kadın Hakları Günü”ne evrilmesiyle sahte bir kutlamaya dönüştürüldü. Bu ve benzeri olayların tüm halkımız tarafından iyi bilinmesi ve gerçeklerin gün yüzüne çıkartılması gerekiyor. Ülkemizde kadınların herhangi bir mücadele vermeksizin kazandığı bu haklar, diğer ülkelerde ne zaman ve nasıl alındığını iyi bilmek gerekiyor. Fransa'da 4 Ekim 1944'de yapılan yasa değişikliğiyle kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi. Bu konuyla ilgili ilginç bir bilgi verelim. Fransız ihtilali ile dünyaya cumhuriyet ve demokrasi ilkelerini yayan Fransa, 4 Ekim 1944’de yapılan yasa değişikliğiyle kadınlara seçme ve seçilme hakkını anca verebildi. 29 Nisan 1945’te ilk defa belediye seçimlerine katılan kadınlar, 21 Ekim 1945’te de ilk defa parlamento seçimlerinde oy kullanabildi. ** Tarihe ve resmi kayıtlara baktığımızda Türk kadını bu hakkı, Fransa ve İtalya'dan 11, Romanya'dan 12, Bulgaristan'dan 13, Belçika'dan 14, İsviçre'den ise 36 yıl önce elde etti. Bu hak, Jamaika’da ve Bulgaristan’da 1944’te, Hırvatistan’da, Slovenya’da ve İtalya’da 1945’te verildi. Adını bildiğimiz veya duyduğumuz diğer ülkelerde ise şöyle: Trinidad ve Tobago, 1946; Venezuela, 1946; Kamerun, 1946; Malta, 1947; Singapur, Arjantin, Meksika ve Pakistan 1947; İsrai,l 1948; Güney Kore, Surinam ve Nijer, 1948; Bosna Hersek, Çin, Kostarika, Yunanistan, Suriye ve Hong Kong, 1949. Öngörülü, sağduyulu, büyük devlet adama Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 87 yıl önce kadınlarımızı onurlandıran ve layık oldukları yeri ve değeri kazandıran o önemli girişimini gerçekleştirdi. ** “Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı”nı kazandırdı. Bakınız, O eşsiz insan, Milli Mücadelenin en büyük destekçisi, fedakarları ve inanmış kadınları için “Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.” diyerek Türk kadınının olması gereken yeri gösterdi. 1934 yılında “Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı”nın verilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisinde yaptığı konuşmada, “Efendiler! Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır! Ben, muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacağı, aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım!” diyerek bu hakkın hangi amaçla ve niçin verildiğinin gerekçesini ortaya koydu. Atamızın, kadınlarımızla ilgili söylediği onlarca güzel ve anlamlı söz var. Bu sözlerin her biri, üzerinde düşünülmesi gereken ibretlik sözler. Atamızı ve onun ilkelerini, hizmetlerini ve kazanımlarını anlamak, yaşamak, yaşatmak ve sahiplenmek için var gücümüzle mücadele etmeliyiz. Sözün Özü Sosyal hayatın kökeni, aile hayatıdır. Aile, izaha gerek yoktur ki kadın ve erkekten oluşur. Bizce Türkiye Cumhuriyeti için kadın, tüm Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en muhterem mevkide, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli bir varlıktır. Mustafa Kemal Atatürk