Değerli dostlar, geçen hafta yazımızın dördüncü bölümünü aktarmış, devamını da haftaya bırakmıştım.
Beşinci bölüm için kaldığımız yerden devam ediyoruz.
İşte Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, tam da böyle düşünmelerini istemişti! Yunan ordusu yerinde kalıp Türkleri doğudan beklemeye koyulur. Bu sırada Yakup Şevki Paşa kuzeyden ve doğudan tacize başlayınca Yunan ordusu iyiden iyiye tuzağa düşer.
Türk ordusu, güneydeki saldırıyı iki günde başarıyla sonuçlandırır. Yunan karargahını vurmak için kuzeye yönelir.
Ertesi gün, hava ağarırken ikinci bir saldırı daha gerçekleştirilir. Türk askeri Afyon'a girer. Mustafa Kemal Paşa, karargahını Afyon'a aldırır. Çünkü savaş alanının içinde olmak istemektedir. Bu saldırının adı da “Kurt Kapanı”dır.
Yunan orduları komutanı Trikupis, içine düştüğü tuzağın farkına çok geç varır. İlk iş olarak kuzeydeki orduları güneye sevk etme kararı alır. Ama General Digenis bu emri yerine getirmek için çok geç kalmıştır.
İzmir'deki Yunan Başkomutan Hagianesti, olan bitenden habersizdir. Trikupis, son bir hamleyle ordusunu düşmandan koparıp çekilmeye karar verdirse de cepheyi kafasının içinde adım adım yaşayan Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, 29 Ağustos gecesi Trikupis'in çevresini sarar. Artık düşman, kurt kapanına girmiştir; kaçacak yer kalmamıştır.
30 Ağustos'un ilk ışıklarıyla düşmanı çeviren Türk ordusu, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın komutasında Yunan ordusunu süngü saldırısıyla Dumlupınar'da imha eder. Kaçabilen düşman ordusunun geride yeniden mevzilenmemesi gerekmektedir. İşte bu nedenle Başkomutan Mustafa Kemal Paşa o gün o tarihi emrini verir: “Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir! İleri!”. Ve kovalamaca başlar.
İzmir'e 400 km vardır. Asker yorgundur; ama emir kesindir. Önce Uşak'a girilir.
Trikupis gece vakti kaçmaya çalışır; ama Uşak'ta esir alınır. Yunan Başkomutan Hagianestis, ilk iş olarak Trikupis'i başkomutan ilan eder. Fakat Trikupis Türklere esir düşmüştür. Yani Yunan Başkomutan Hagianestis, cepheden ve olup bitenden habersizdir, yaşanan acı gerçeği çok geç fark eder. Gelen haberler anında Mustafa Kemal Paşa’ya iletilir. Mustafa Kemal Paşa, Trikupis'e başkomutan olduğunu esir çadırında söyler!
Türk ordusu her yerdedir ve Türk ordusu 400 km'lik yolu 6 günde geçerek savaş tarihi açısından eşi benzeri görülmemiş bir iş başarılır. Büyük Taarruzdan yalnızca 6 gün sonra, 31 Ağustos günü, her şey bitmiştir.
2 Eylül'de Eskişehir, 6 Eylül'de Balıkesir ve Bilecik, 7 Eylül'de Aydın, 8 Eylül'de Manisa geri alınır ve 9 Eylül'de İzmir'e girilir.
Türk ordusu, Yunan ordusuna “beklenmedik, ani ve güçlü” bir darbe indirmiştir. Yunan ordusu, toparlanma olanağı bulamadan yurttan atılır, denize dökülür.
Yunan Başkomutanı, Büyük Taarruzdan iki yıl önce “Ne? Mustafa Kemal mi? Kim bu adam? Böyle bir komutan tanımıyorum!” demişti. Şimdi cevap sırası Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa'dadır. O günlerde kendisiyle görüşen Reuters muhabirine şöyle söyler:
“İki haftadır cephedeyim. Her yerde Hacıanestis’i arıyorum, gördünüz mü?”
Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, 9 Eylül'de görkemli bir biçimde İzmir'e girer. Taarruzdan önce görüştüğü arkadaşlarını görür ve şöyle seslenir:
Düşmanı bir haftada yok edeceğimi söylemiştim. Affedersiniz, bazı hesap hataları oldu. Bu işi beş-altı günde yapıverdik!
İzmir kurtarıldıktan kısa süre sonra, bir gemi limana yanaşır! Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa büyük taarruzdan hemen önce Fethi Bey'i İngiltere'ye göndermiş, sorunu savaşsız çözmenin yollarını aramakla görevlendirmişti. Fakat bu girişimler işe yaramayınca önce Roma'ya sonra da da İzmir'e geçmesini emretmişti.
Fethi Bey de “Herhalde Yunan ile yeni görüşmelere başlayacağız. Zaten Yunan başkomutan da İzmir'de, o yüzden oraya gönderiyor.” diye kafası karışık olarak emri kabul etmişti.
Fakat Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa, Fethi Bey'i Yunan'ın Smyrna'sına değil Türk'ün İzmir'ine çağırmıştı. Fethi Bey'in gemisi limana yanaştığında limanda Yunan değil Türk vardı.
Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa İzmir'e Fethi Bey'den önce varmıştı!
Ülkenin düşman işgalinden kurtarılışı, düşmanın İzmir’den denize dökülüşü tüm Anadolu’da Türk halkının sevinç gösterileriyle bayram havasında kutlanır.
Kurtluş Savaşı kahramanlarımızı; başta Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm silah arkadaşlarını, kahraman askerlerimizi minnetle, saygıyla ve şükranla bir kez daha anıyoruz. Ruhları şad olsun.
Sözün Özü:
Büyük insanların ulaştığı ve koruduğu yükseklik, ani bir sıçrayışla erişilmiş değildir. Onlar, diğerleri uyurken geceleri azimle yukarıya tırmanmaya çalışıyorlardı. H. W. Longfellow