Mustafa ATALAY
Köşe Yazarı
Mustafa ATALAY
 

YABANCI GÖZÜYLE ATATÜRK

Değerli dostlar, geçen hafta “19 Mayıs’ın Perde Arkası” başlıklı yazımızda da Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışı ve sonrası ile ilgili gelişmeleri anlatan bilgiseli paylaşmıştım. Atatürk’ü anlamanın ve onun açtığı yolda, gösterdiği hedefe yürümenin ne kadar doğru bir seçenek ve adım olduğu, aşağıda aktaracağım çok önemli bir paylaşımla bir kez daha anlaşılacaktır. Bu haftaki yazımızda İranlı sosyolog ve siyaset bilimci Türk asıllı Ülen Tölge’nin Atatürk ile ilgili araştırmalarını ve yorumunu paylaşacağım. İranlı sosyolog, önce “Atatürk kimdir?”le başlıyor çıkarımlarına. Birlikte okuyalım. *** Atatürk, üst insandı. Onu başka insanlarla karşılaştırmak doğru olmaz. Atatürk'ün vatan sevgisine inanmıyorum. Üst insanlarda vatan sevgisinden daha yüce bir duygu olduğuna inanıyorum: “Vatan kuruculuğu…” Farklı düşünüyorum bu konuda. Çünkü o zaman vatan diye sevilecek bir olgu yoktu ki. Osmanlının yok ettiği ümmetçi karanlık geçmişin harabeleri vardı. Vatan, yalnızca toprak yığınından oluşmuyor. Vatan, yüce değerlerin zarfıdır. Peki Atatürk zamanında hangi değerler vardı? Hiçbir değer... Hiçlik vardı. İnsan, hiçliği nasıl sevebilir? Atatürk, sevilecek ve insanca değerlere zarf olacak bir vatan kurmak istedi. Yüksek ölçüde de bunu başardı. Çünkü üst insanlar, değerlerin kurucuları olurlar. O değerlerle de vatan madde olmaktan, toprak yığını olmaktan çıkarak manevi ölçütlerin yurduna dönüşür. Atatürk'ün kurduğu ve Anadolu'ya armağan ettiği değerlerin ondan önce var olduğuna dair hiçbir örnekle, belirtiyle karşılaşmadım. Nelerdi bu örnekler? CUMHURİYET, LAİKLİK, TÜRKÇE… Cumhuriyet! Cumhuriyet, bir değerdir ve Atatürk öncesi yoktu… Laiklik! Laiklik, yalnızca bir değer değildir; değerlerin üreme, üretilme temel taşı ve olanağıdır. Bu da Atatürk öncesi yoktu… Türkçe! Türkçe, bir değerdir ve Atatürk öncesi yoktu. Özellikle benim için önemli olan budur. Ben bir kaç dil bilirim ve Türkçe’nin de bir kaç lehçesini bilirim. Atatürk öncesi Türkçe yoktu. Felsefeye, fiziğe, bilime, sanata, tüm bilim dallarına girmiş bulunan modern Türkçenin kurucusu Atatürk'tür. Çağımızda eski Yunan felsefesinden modern Batı felsefesine kadar bilgi kaynakları tercüme edilmişse bunun nedeni, Atatürk tarafından insanlık tarihine sunulan ve grameri belli olan Türkçedir. *** Kadın! Atatürk öncesi kadın yoktu. Hurafelerin ve saplantıların esiri olan, evde oturması gereken, cihat için çocuk doğuran dişi nesne vardı. Kadına, insan onuru kazandıran, okuyup yazması için önündeki birtakım engellerini kaldıran, seçip seçilme hakkı kazandıran Atatürk olmuştur. Tarih! Atatürk öncesi tarih hafızası olan bir toplum yoktu. Çünkü tarih bilgisi ve bilinci olan bir toplum yoktu. 10 yıl boyunca TDK başkanlığı yapmış felsefeci Macit Gökberk, “Değişen Dünya, Değişen Dil” kitabında, “Ortaokulu, Osmanlı döneminde bitirdim. Anadolu'da Selçuklu devletinin de olduğunu Ortaokulu bitirdikten sonra yabancı kaynaklardan öğrendim.” diye yazar. Yani Anadolu toplumunda tarih bilinci ve bilgisi yoktu. Bu hafıza, bilinç ve bilginin yaratıcısı Atatürk'tür.   ATATÜRK, TARİHİN KURUCUSU, KURTARICISI VE AYDINLATICISIDIR Türkler için (Yalnızca Türkiye Türkleri için değil) Atatürk'ten önce tarihin kendisi de yoktu. Üst insanlar kendilerinden itibaren başlayan tarihin yaratıcıları olmuyorlar. Daha önceki tarihin de kurtarıcıları, aydınlatıcıları oluyorlar. Bu açıdan Atatürk, tarihin kurucusu, kurtarıcısı ve aydınlatıcısıdır. Atatürk öncesi ilkel toplum alışkanlıkları, Türk toplumunu öylesine sarmıştı ki iğne deliği kadar bile ışık sızmasına yer kalmamıştı. Atatürk, büyük bir aydınlatıcı olarak Kur’an’ı Türkçeye çevirterek aydınlanma ışığını yaktı ve karanlıklara ışık sızdırtmaya çalıştı. Büyük ölçüde başarılı oldu. Atatürk’ten önce Tanzimat'tan başlayarak Batılılaşma süreci vardı ve bu süreç Atatürk'ü yetiştirdi, savını kabul edemiyorum. Çünkü böyle olsaydı o zaman Atatürk gibi bir önder,  Batı'nın kendisinde yetişmeliydi? Ama yetişmedi. 18. yüzyıl itibarı ile Rusya'da büyük aydınlanma süreci başladı. Rusya aydınlanma ve intelenjiyası (entelektüeller topluluğu), 19. yüzyılda tüm dünyayı etkisi altına aldı. Tanzimattan sonra Osmanlı'da Dostoyevski, Tolstoy, Turgenynev gibi dahiler mi yetişti?  Yok. *** O zaman neden Rusya intelejensiyası Atatürk gibi bir önder değil de Lenin gibi bir terörist yetiştirdi? Evet, Lenin teröristti ve Çar saltanatı mensuplarının hepsini toptan teröre uğratarak katletti. Atatürk de Osmanlı hanedanını toptan katledemez miydi? Ama etmedi. Lenin, “Yer yüzünde işçiler azat olana kadar savaşın ve proletar diktatörlüğünü kurun!” dedi. Ama Atatürk, Lenin ve benzerleri gibi saçmalıklara aldırış etmedi. Bu saldırgan zihniyetlere karşı “Yurtta barış, dünyada barış!” söylemini ortaya koydu. Tarihte böylesine bir devlet adamıyla  karşılaşmadım. ATATÜRK ÖNCESİ YOKLUK VARDI Özetle Atatürk öncesi yokluk vardı. Atatürk'ün dehası sayesinde ortaya çıkartılan kazanımlarla kurulmuş olan “Türkiye Cumhuriyeti” devleti, dünyada tek benzeri bile olmayan seçkin bir eserdir! Ne mutlu bize ki onun açtığı yolda, gösterdiği hedefe durmadan yürüyoruz, yürüyeceğiz. Sözün Özü: O, dinlemesini ve karşısındakinin düşüncesini çok iyi kavrayabilen, sonra bunun özünü bulan; sonunda da düşüncesine karşı öne sürülen düşünceye aklı ve mantığı ile karşılık verebilen bir dahi… Berthe Gaulis, Fransız gazeteci
Ekleme Tarihi: 29 Mayıs 2024 - Çarşamba
Mustafa ATALAY

YABANCI GÖZÜYLE ATATÜRK

Değerli dostlar, geçen hafta “19 Mayıs’ın Perde Arkası” başlıklı yazımızda da Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışı ve sonrası ile ilgili gelişmeleri anlatan bilgiseli paylaşmıştım. Atatürk’ü anlamanın ve onun açtığı yolda, gösterdiği hedefe yürümenin ne kadar doğru bir seçenek ve adım olduğu, aşağıda aktaracağım çok önemli bir paylaşımla bir kez daha anlaşılacaktır. Bu haftaki yazımızda İranlı sosyolog ve siyaset bilimci Türk asıllı Ülen Tölge’nin Atatürk ile ilgili araştırmalarını ve yorumunu paylaşacağım. İranlı sosyolog, önce “Atatürk kimdir?”le başlıyor çıkarımlarına. Birlikte okuyalım.

***

Atatürk, üst insandı. Onu başka insanlarla karşılaştırmak doğru olmaz. Atatürk'ün vatan sevgisine inanmıyorum. Üst insanlarda vatan sevgisinden daha yüce bir duygu olduğuna inanıyorum: “Vatan kuruculuğu…” Farklı düşünüyorum bu konuda. Çünkü o zaman vatan diye sevilecek bir olgu yoktu ki. Osmanlının yok ettiği ümmetçi karanlık geçmişin harabeleri vardı. Vatan, yalnızca toprak yığınından oluşmuyor. Vatan, yüce değerlerin zarfıdır. Peki Atatürk zamanında hangi değerler vardı? Hiçbir değer... Hiçlik vardı. İnsan, hiçliği nasıl sevebilir? Atatürk, sevilecek ve insanca değerlere zarf olacak bir vatan kurmak istedi. Yüksek ölçüde de bunu başardı. Çünkü üst insanlar, değerlerin kurucuları olurlar. O değerlerle de vatan madde olmaktan, toprak yığını olmaktan çıkarak manevi ölçütlerin yurduna dönüşür. Atatürk'ün kurduğu ve Anadolu'ya armağan ettiği değerlerin ondan önce var olduğuna dair hiçbir örnekle, belirtiyle karşılaşmadım. Nelerdi bu örnekler?

CUMHURİYET, LAİKLİK, TÜRKÇE…

Cumhuriyet! Cumhuriyet, bir değerdir ve Atatürk öncesi yoktu… Laiklik! Laiklik, yalnızca bir değer değildir; değerlerin üreme, üretilme temel taşı ve olanağıdır. Bu da Atatürk öncesi yoktu… Türkçe! Türkçe, bir değerdir ve Atatürk öncesi yoktu. Özellikle benim için önemli olan budur. Ben bir kaç dil bilirim ve Türkçe’nin de bir kaç lehçesini bilirim. Atatürk öncesi Türkçe yoktu. Felsefeye, fiziğe, bilime, sanata, tüm bilim dallarına girmiş bulunan modern Türkçenin kurucusu Atatürk'tür. Çağımızda eski Yunan felsefesinden modern Batı felsefesine kadar bilgi kaynakları tercüme edilmişse bunun nedeni, Atatürk tarafından insanlık tarihine sunulan ve grameri belli olan Türkçedir.

***

Kadın! Atatürk öncesi kadın yoktu. Hurafelerin ve saplantıların esiri olan, evde oturması gereken, cihat için çocuk doğuran dişi nesne vardı. Kadına, insan onuru kazandıran, okuyup yazması için önündeki birtakım engellerini kaldıran, seçip seçilme hakkı kazandıran Atatürk olmuştur. Tarih! Atatürk öncesi tarih hafızası olan bir toplum yoktu. Çünkü tarih bilgisi ve bilinci olan bir toplum yoktu. 10 yıl boyunca TDK başkanlığı yapmış felsefeci Macit Gökberk, “Değişen Dünya, Değişen Dil” kitabında, “Ortaokulu, Osmanlı döneminde bitirdim. Anadolu'da Selçuklu devletinin de olduğunu Ortaokulu bitirdikten sonra yabancı kaynaklardan öğrendim.” diye yazar. Yani Anadolu toplumunda tarih bilinci ve bilgisi yoktu. Bu hafıza, bilinç ve bilginin yaratıcısı Atatürk'tür.

 

ATATÜRK, TARİHİN KURUCUSU, KURTARICISI VE AYDINLATICISIDIR

Türkler için (Yalnızca Türkiye Türkleri için değil) Atatürk'ten önce tarihin kendisi de yoktu. Üst insanlar kendilerinden itibaren başlayan tarihin yaratıcıları olmuyorlar. Daha önceki tarihin de kurtarıcıları, aydınlatıcıları oluyorlar. Bu açıdan Atatürk, tarihin kurucusu, kurtarıcısı ve aydınlatıcısıdır. Atatürk öncesi ilkel toplum alışkanlıkları, Türk toplumunu öylesine sarmıştı ki iğne deliği kadar bile ışık sızmasına yer kalmamıştı. Atatürk, büyük bir aydınlatıcı olarak Kur’an’ı Türkçeye çevirterek aydınlanma ışığını yaktı ve karanlıklara ışık sızdırtmaya çalıştı. Büyük ölçüde başarılı oldu. Atatürk’ten önce Tanzimat'tan başlayarak Batılılaşma süreci vardı ve bu süreç Atatürk'ü yetiştirdi, savını kabul edemiyorum. Çünkü böyle olsaydı o zaman Atatürk gibi bir önder,  Batı'nın kendisinde yetişmeliydi? Ama yetişmedi. 18. yüzyıl itibarı ile Rusya'da büyük aydınlanma süreci başladı. Rusya aydınlanma ve intelenjiyası (entelektüeller topluluğu), 19. yüzyılda tüm dünyayı etkisi altına aldı. Tanzimattan sonra Osmanlı'da Dostoyevski, Tolstoy, Turgenynev gibi dahiler mi yetişti?  Yok.

***

O zaman neden Rusya intelejensiyası Atatürk gibi bir önder değil de Lenin gibi bir terörist yetiştirdi? Evet, Lenin teröristti ve Çar saltanatı mensuplarının hepsini toptan teröre uğratarak katletti. Atatürk de Osmanlı hanedanını toptan katledemez miydi? Ama etmedi. Lenin, “Yer yüzünde işçiler azat olana kadar savaşın ve proletar diktatörlüğünü kurun!” dedi. Ama Atatürk, Lenin ve benzerleri gibi saçmalıklara aldırış etmedi. Bu saldırgan zihniyetlere karşı “Yurtta barış, dünyada barış!” söylemini ortaya koydu. Tarihte böylesine bir devlet adamıyla  karşılaşmadım.

ATATÜRK ÖNCESİ YOKLUK VARDI

Özetle Atatürk öncesi yokluk vardı. Atatürk'ün dehası sayesinde ortaya çıkartılan kazanımlarla kurulmuş olan “Türkiye Cumhuriyeti” devleti, dünyada tek benzeri bile olmayan seçkin bir eserdir! Ne mutlu bize ki onun açtığı yolda, gösterdiği hedefe durmadan yürüyoruz, yürüyeceğiz.

Sözün Özü:

O, dinlemesini ve karşısındakinin düşüncesini çok iyi kavrayabilen, sonra bunun özünü bulan; sonunda da düşüncesine karşı öne sürülen düşünceye aklı ve mantığı ile karşılık verebilen bir dahi… Berthe Gaulis, Fransız gazeteci

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.