27 Nisan 2024 Cumartesi günü, Yunusemre, Millet Çarşısı Konferans Salonu’nda, Atatürk’ü Anmak adı altında değerli konuşmacıların katıldığı bir konferans yapıldı. Konferansa İsmet İnönü’nün torunu Gülsün Bilgehan, Prof. Dr. Ergün Aybars, Dr. Ergin Önen ve Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği’nin kurucularından Mevlüt Kaplan katıldılar. Konuşmacıların tümü ve oturum başkanlığını yapan Ulvi Puğ konularında çok yetkin kişiler olduklarından, keyifle izlenen bazen gözlerimizin dolduğu, bazen yüreğimizin atışının hızlandığı coşkumuzun yükseldiği anları yaşadığımız iyi ki katılmışız dediğimiz bir konferans oldu. Saat 14.00’de başlayan konferans saat 16.30’da tamamlandığında inanın zamanın nasıl geçtiğinin farkında bile değildim. Hani insanın dikkati 45 dakika ile sınırlıdır diyorlar ya, bunun doğru olmadığını gördüm eğer konuşmacılar iyiyse konu ilginizi çekiyorsa, değil 45 dakika 3 saat bile dikkatle dinleyebilirsiniz. Konferansın ardından, konuşmacılarla birlikte yemeğe geçtik. Saat 17.00’de oturduğumuz yemek masasından ancak saat 21.30’da kalkabildik. Yemekte yaptığımız sohbette en az konferans kadar keyifli geçti.
KOOPERATİFÇİ ATATÜRK’TEN SÖZ EDECEĞİM
Atatürk’ün, salonda konuşamadığımız iktisatla ilgili görüş ve düşüncülerini yemek sırasında konuşma olanağı bulduk. Atatürk’ün kooperatifçi yönünü anlattım bildiğim kadarıyla. Bundan sonra her bulunduğum ortamda, bulduğum her fırsatta Kooperatifçi Atatürk’ten söz edeceğim. Kooperatifçiliği anlamak için önce Atatürk’ü anlamak gerekiyor.
***
Atatürk’ü anlamak, sevmek, değerlendirmek ve tanımak bir bilgi aktarım işi değil bence. Atatürk’ü Anlamak için, akıl yoluyla inceleme, düşünme ve yaptıklarının derinlerine inmek gerekiyor. Orhan Hançerlioğlu’nun 1961 yılında Varlık Dergisi’nde belirttiği gibi: “Atatürk’ü anlamak ve sevmek, bir düşünceyi anlamak ve sevmek demektir. Türk tarihinde Atatürk’ün kişiliğinde beliren, yalın bir gerçekçilikle açığa vurulan bu düşünce, çağdaş uygarlık düşüncesidir. Çağdaş uygarlık deyiminden, bilim ve bilimin gücüne inanmayı, insan haklarına karşı saygı duymayı, çalışmanın değerlendirilmesini, ileriye yönelmeyi ve erdemli olmayı anlıyoruz. Çağdaş uygarlığı yaratan, gereği gibi değerlendiren insan gücüdür, insan emeğidir. Çağdaş uygarlık düşüncesi, bütün insanların eşitliğine, özgürlüğüne ve saygıdeğerliğine inanmaktan doğmuştur”
ATATÜRK’ÜN İZİNDE DEĞİL YOLUNDAYIZ
Her “İzindeyim Atam” diyeni uyarmak ihtiyacı duyuyorum. Atatürk üzerine yazdığım her yazıda, “İzindeyiz Atam” denilmesinin nedeni Atatürk’ü anlamamak, anlayamamaktır diyorum. Atatürk bize hiçbir zaman izimden gelin, izimi takip edin demedi. Atatürk “Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir” dedi. Bize bilimin aydınlattığı çağdaş uyarlığa giden yolu gösterdi. Çağdaş uygarlık düzeyine ulaşın aşın dedi. İz biter, yol bitmez. Atatürk’ün izinde değil YOLUNDAYIZ. Nadir Nadi’nin 10 Kasım 1958 yılında işaret ettiği gibi“ Yaşama iradesini akıl yoluyla kamçıladığı zaman Doğu ve Batı arasında hiçbir üstünlük farkı kalmayacağını ilk gösteren Atatürk’tür.” Atatürk’ü anlamak ve sevmek, erdemli olmaktır. Atatürk’ün ülkemizin bugünlerdeki durumunu özetleyen şu tümcesinin önemini de vurgulamalıyız: “Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşamanın yollarını aramayı alışkanlık haline getirmiş milletler, evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonra da istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar”
NUTUK DERS KİTABI OLMALI
Atatürk’ün “Yurtta Barış Dünyada Barış” özdeyişi hayata geçirilse, dünya daha yaşanışı insanlar daha mutlu olur. Silahlanmaya harcanan paraların eğitim ve sağlık için harcandığını düşünün bir kere açlık çeken insan ve toplumlar kalmazdı. Mustafa Kemal Atatürk 1929 da “ Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir” demiştir. Mustafa Kemal, bir ülkü, bir düşünce sistemi, her alanda kurtuluşun, uygarca yaşamanın, adam olmanın, yücelmenin hızı, gücü ve kaynağıdır. Bu nedenle Atatürk’ü anlamalı ve anlatmalıyız. Nutuk ders kitabı olmalı. Atatürk devrimleri müfredatın ağırlıklı konusu olmalı.
***
“Hangi bağımsız millet vardır ki ecnebilerin nasihatları ile, ecnebilerin planları ile yükselebilsin” sözlerini günümüze taşıyıp yorumlamalıyız. Sürekli olarak, para için el açmaktan, teknolojide geri kalmaktan kurtulmalıyız.
***
Atatürk yalnızca kendi ulusu için değil, ezilen birçok ulusun da devrim simgesidir. 1996 yılında ölen Haiti Cumhurbaşkanının mezar taşındaki hitabede “Bütün ömrüm boyunca Türkiye’nin lideri Mustafa Kemal Atatürk’ü anlamış ve uygulamış olmaktan dolayı mutlu öldüm” yazısı bulunmaktadır. Çağdaşları unutulup gitmişken anıtları yıkılmışken Atatürk sevgisi ve saygısı sadece ülkemizde değil dünyanın birçok ülkesinde yaşıyor. İlknur Kalıpçı’nın “Her Yönüyle İnsan Atatürk” adlı kitabını iki kez okudum. Atatürk’ün doğumunun yüzüncü yılı nedeniyle yapılan UNESCO toplantısında, 152 ülkenin imzaladığı bir kararla, çağa damgasını vuran önder olarak oy birliği ile kabul ettiği; ATATÜRK KİMDİR? “Atatürk, uluslararası anlayış, işbirliği ve barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi; Olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş bir devrimci; Sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder; insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü; Bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayrımı gözetmeyen, eşsiz Devlet Adamı; Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu” metni ile Atatürk’ ü nasıl anlamamız gerektiği açıkça vurgulanmıştır.
GÖREVİMİZ ATATÜRK’E KARIŞI DURANLARA KARŞI DURMAKTIR
Atatürk’ü anlamak için çalışacağız. Söylediklerini ve yaptıklarını derinlemesine inceleyeceğiz. Bileceğiz ki, Atatürk’e karşı olanlar, gelişmemize, büyümemize, bilinçlenmemize karşıdırlar. Atatürk’e karşı olanları tanımak hiç de zor değil söylediklerine ve yaptıklarına bakın yeter. Görevimiz Atatürk’e karışı duranlara karşı durmaktır. Ne Atatürk’ten ne kurduğu cumhuriyetten ne de dedelerimizin kanlarıyla sulanmış bir karış toprağımızdan vazgeçeriz.