Mustafa PALA
Köşe Yazarı
Mustafa PALA
 

HOŞ GELDİN BAHAR

Baharda sadece bitkiler çiçekler değil sevgi dolu yüreklerde umutlar da filizleniyor. Kin ve nefretle dolu yüreklerde sevgiye yer kalmaz. Atın kin ve nefreti yüreğinizden, sevgiye yer açılsın. Umudun toprağı sevgidir. Umutlar sevgiyle filizlenir sevgiyle büyür. Son günlerde yasaklara rağmen, meydanların gelincik tarlasını döndüğünü insanların hiçbir zorlama olmadan yürüdüğünü görüyoruz. Dillendirilen istenilen değişim isteğidir. İnsanlar Ekrem İmamoğlu için yollara döküldüler. Aslında İmamoğlu bardağı taşıran son damla oldu. Bir zamanlar dağa taşa, “Halkçı Ecevit” yazılırdı. Meydanları dolduranlar “Halkçı Ecevit” diye slogan atardı. Şimdi Meydanlarda toplananlar  “Halkın Umudu İmamoğlu” diye bağırıyorlar. İstenilen İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı olması değil sadece, istenilen İmamoğlu ile başkalık sisteminin son bulmasıdır. İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığında Parlamenter sisteme geçilmesidir. İmamoğlu “tek yetkili ben olayım, ben ne dersem o olsun” diye cumhurbaşkanı olmak istemiyor. Düzeni değiştirmek için Cumhurbaşkanı olmak istiyor. Halkta bu nedenle meydanları dolduruyor, sandıkları da dolduracağım diyor. Açık anlaşılır ve güçlü biçimde bunun işaretlerini veriyor. Yapılması gereken, başkanlık sistemini yeni yetkilerle donatmak değil, tek adam yönetiminden kurtulup, cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmaktır. Bizim, her dediği doğru çıkan, aldanmayan aldatmayan bir dünya liderimiz var. O liderin adı Mustafa Kemal Atatürk’tür. Tek adam odur. Biz başka bir tek adama istemiyoruz. Biz gaddar bir baba gibi buyurgan bir cumhurbaşkanı değil, hayırlı evlat gibi halkına hizmet eden bir cumhurbaşkanı istiyoruz. Halk kuvvetler ayrımının hayat bulmasını, yasamanın yürütmenin ve yargının bağımsız olmasını istiyor. Halk cumhuriyetin demokrasi ile taçlandırılmasını istiyor. Bizim için, bizi aydınlığa çıkaracak tek yol var: Yolumuz Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık yoludur. Bu yolu bilimin ışığı aydınlatıyor. Atatürk bize, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşın ve aşın diyor.  Bu topraklarda kardeşçe yaşamanın tek yolu vardır o da demokrasidir. Bu ülkenin yeni hapishanelere değil, yeni okullara ihtiyacı var. Bu ülkenin dayanışmaya birlikte çalışmaya ihtiyacı var. Bu ülkenin kavgaya değil barışa ihtiyacı var… “Bir dik duruşun kaç yenilgi, kaç gözyaşı, kaç kalp ağrısı ettiğini bilemezsiniz” Tüm gelen ve gelecek olan acılara karşın, dik durmalıyız. Atatürk’ün yolunda gidenlere dik durmak yakışır… Umutsuzluğa yer yok. Her şey çok güzel olacak. Bugün yazım kısa olsun istiyorum. 12 Eylül’de birçok STK yöneticisi gibi bende Köy-Koop Manisa Birlik Genel Başkanı olarak, bir kooperatifçi olarak gözaltına alınmıştım. Önce, Manisa Emniyet Binasının son katında bulunan hücrelerden birine konulmuş bir süre sonra da Eğitim Tugayına götürülmüştüm. Günler sonra beni, Manisa Adliyesine getirdiler. Beni getiren görevli Astsubay’ın elinde bir yazı vardı. Yazıda “ifademin alınıp, tutuklanmama karar verilmesi” isteniyordu. Hakim, “dosyada Mustafa Pala’nın tutuklanmasını gerektiren bir belge bilgi yok serbest bırakın” dedi. Ancak, Görevli Astsubay beni aldığı yere askeriyeye teslim etti. Aradan 2-3 gün geçince de beni bıraktılar. Ben görevimin başına döndüm. 50 yıldır kooperatifçilik yapıyorum. Aklım yettiği, elim ayağım tuttuğu sürece de kooperatifçiliği sürdürmek istiyorum. Benim bu devlete, devlete vergi ödeyen millete ödenecek borcum var… Güzel günlerin geleceğinden hiç kuşkum yok. Ne olur umutsuz olmayın. Ne olur korkmayın. Milli Marşımızın ilk başında “Korkma” yazıyor…  
Ekleme Tarihi: 25 Mart 2025 - Salı
Mustafa PALA

HOŞ GELDİN BAHAR

Baharda sadece bitkiler çiçekler değil sevgi dolu yüreklerde umutlar da filizleniyor.

Kin ve nefretle dolu yüreklerde sevgiye yer kalmaz. Atın kin ve nefreti yüreğinizden, sevgiye yer açılsın. Umudun toprağı sevgidir. Umutlar sevgiyle filizlenir sevgiyle büyür.

Son günlerde yasaklara rağmen, meydanların gelincik tarlasını döndüğünü insanların hiçbir zorlama olmadan yürüdüğünü görüyoruz. Dillendirilen istenilen değişim isteğidir.

İnsanlar Ekrem İmamoğlu için yollara döküldüler. Aslında İmamoğlu bardağı taşıran son damla oldu. Bir zamanlar dağa taşa, “Halkçı Ecevit” yazılırdı. Meydanları dolduranlar “Halkçı Ecevit” diye slogan atardı. Şimdi Meydanlarda toplananlar  “Halkın Umudu İmamoğlu” diye bağırıyorlar.

İstenilen İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı olması değil sadece, istenilen İmamoğlu ile başkalık sisteminin son bulmasıdır. İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığında Parlamenter sisteme geçilmesidir.

İmamoğlu “tek yetkili ben olayım, ben ne dersem o olsun” diye cumhurbaşkanı olmak istemiyor. Düzeni değiştirmek için Cumhurbaşkanı olmak istiyor. Halkta bu nedenle meydanları dolduruyor, sandıkları da dolduracağım diyor. Açık anlaşılır ve güçlü biçimde bunun işaretlerini veriyor.

Yapılması gereken, başkanlık sistemini yeni yetkilerle donatmak değil, tek adam yönetiminden kurtulup, cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmaktır.

Bizim, her dediği doğru çıkan, aldanmayan aldatmayan bir dünya liderimiz var. O liderin adı Mustafa Kemal Atatürk’tür. Tek adam odur. Biz başka bir tek adama istemiyoruz. Biz gaddar bir baba gibi buyurgan bir cumhurbaşkanı değil, hayırlı evlat gibi halkına hizmet eden bir cumhurbaşkanı istiyoruz.

Halk kuvvetler ayrımının hayat bulmasını, yasamanın yürütmenin ve yargının bağımsız olmasını istiyor. Halk cumhuriyetin demokrasi ile taçlandırılmasını istiyor.

Bizim için, bizi aydınlığa çıkaracak tek yol var: Yolumuz Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık yoludur. Bu yolu bilimin ışığı aydınlatıyor. Atatürk bize, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşın ve aşın diyor. 

Bu topraklarda kardeşçe yaşamanın tek yolu vardır o da demokrasidir.

Bu ülkenin yeni hapishanelere değil, yeni okullara ihtiyacı var. Bu ülkenin dayanışmaya birlikte çalışmaya ihtiyacı var. Bu ülkenin kavgaya değil barışa ihtiyacı var…

“Bir dik duruşun kaç yenilgi, kaç gözyaşı, kaç kalp ağrısı ettiğini bilemezsiniz” Tüm gelen ve gelecek olan acılara karşın, dik durmalıyız. Atatürk’ün yolunda gidenlere dik durmak yakışır…

Umutsuzluğa yer yok. Her şey çok güzel olacak.

Bugün yazım kısa olsun istiyorum. 12 Eylül’de birçok STK yöneticisi gibi bende Köy-Koop Manisa Birlik Genel Başkanı olarak, bir kooperatifçi olarak gözaltına alınmıştım. Önce, Manisa Emniyet Binasının son katında bulunan hücrelerden birine konulmuş bir süre sonra da Eğitim Tugayına götürülmüştüm. Günler sonra beni, Manisa Adliyesine getirdiler. Beni getiren görevli Astsubay’ın elinde bir yazı vardı. Yazıda “ifademin alınıp, tutuklanmama karar verilmesi” isteniyordu. Hakim, “dosyada Mustafa Pala’nın tutuklanmasını gerektiren bir belge bilgi yok serbest bırakın” dedi. Ancak, Görevli Astsubay beni aldığı yere askeriyeye teslim etti. Aradan 2-3 gün geçince de beni bıraktılar. Ben görevimin başına döndüm. 50 yıldır kooperatifçilik yapıyorum. Aklım yettiği, elim ayağım tuttuğu sürece de kooperatifçiliği sürdürmek istiyorum. Benim bu devlete, devlete vergi ödeyen millete ödenecek borcum var…

Güzel günlerin geleceğinden hiç kuşkum yok. Ne olur umutsuz olmayın. Ne olur korkmayın. Milli Marşımızın ilk başında “Korkma” yazıyor…
 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.