Kişilere bağlılığın zayıflamasını, bekarlığı tercih edenlerin çoğalması, ayrı yaşama isteklerinin artması, ailelerin küçülmesi olarak görüyoruz. Mekana bağlılığın zayıflaması, iç ve dış göçler olarak çıkıyor karşımıza. partilere bağımlılığın azalması, oy oranlarını sürekli olarak değiştiriyor. Kimse futbol takımı tutar gibi parti tutmuyor. “Doğduğumuz yer, doyduğumuz yer” olmuyor artık.
FUTBOL TAKIMI TUTAR GİBİ PARTİ TUTMUYOR KİMSE
Bağlılık aşiretlere ve inanç temelli örgütlenmelere karşıda giderek azalıyor. Siyasi partilere karşıda azalıyor bağlılıklar. Bir önceki seçimde alınan oylar bir sonraki seçimde alınmayabiliyor. Bağlılığın azalmasını iyi bir gelişme olarak görenler de var, kötü olarak değerlendirenler de. Ben iyi bir gelişme olarak görüyorum. Bağlılıkların azalması benim için özgürleşme anlamı taşıyor. Bağlılıklar azaldıkça özgür bireyler olma yolunda ilerlemiş oluyoruz. Bu gerçeği görüp, buna göre planlama yapanlar da var. Bu gerçeğin farkında olmayanlar da var. Bu gerçeği göremeyen, politikacıların sayısı oldukça fazla.
AYDIN SORAR SORGULAR ELEŞTİRİR
Bağlılıkların azalmasını disiplinsizlik olarak da değerlendirmemek gerekir. Özgür olmak, aydın olmakla eş anlamlıdır bence. Aydın insan eleştiren ve bağlılıklarını sürekli denetleyen insandır.
ŞEÇİM BÜYÜK DEĞİŞİKLİKLERE GEBE
İnsanların değişmeyeceğini sürekli bağlı kalacaklarını sananlar önümüzdeki seçimlerde bunun böyle olmadığını seçimlerde göreceklerdir.. Hani “köprülerin altından çok sular aktı” derler ya. Onlarda insanların bağlılıklarının azaldığını görmelidirler. Onun için siyasi partilerin çok çalışması gerekiyor. Oy oranları çalışmalara göre değişecektir bundan hiçbir kimsenin kuşkusu olmasın. Kimsede kendisini bulunmaz sanmasın. Mezarlıklar kendini bulunmaz sananlarla dolu. Bunu da kimse unutmasın.
Değişiyoruz, gelişiyoruz, özgürleşiyoruz, onun için bağımlılıklarımız azalıyor. Kimileri bağımlılıkların zayıflamasını “döneklik” olarak, kimileri “zayıflık” olarak, kimileri “kararsızlık” olarak değerlendirecek ve değişenleri suçlayacaklardır. Çağımızda suçlanması gereken, bağlılıklarını sürdürenler, değişmemekte direnenlerdir.
Bugün için bağlı olduklarımız, bugün için anlam taşır. Koşullar değişince, bağlılıklarda değişebilir. Aslında zaman zaman alayla karışık olarak gündeme getirdiğimiz “dün dündür” sözü aslında gerçeğin ta kendisidir. Gerçekten dün kendi koşulları ve kendi doğruları içinde dündür. Eğer, bağlılıklarımız sürecekse, bunun gelişmenin önünde engel oluşturduğunu gecikmeden görürüz.
Bağlıkların değişmesi de küreselleşme gibi bir olgu. “Küreselleşmeye karşıyım” diyen bir dostumu, “bende depreme karşıyım” şeklinde yanıtlamıştım. Verdiğim yanıt çok hoşuma gittiğinden sürekli yineleyip duruyorum. Görevimiz karşı olduğumuzu söylemekle yetinmek olmamalı. Görevimiz karşı olduklarımıza karşı önlem almak olmalı. Evet, bağlılıkların azalması da bir olgu.
YETERZ Kİ YAŞAMA KARŞI BAĞIMLILIĞINIZ AZALMASIN
Her şeye karşı bağlılıklarımız azalırken, yeter ki, yaşama karşı bağlılığımız azalmasın. Yaşama dört elle bağlanan özgür insanlar olmak dışında bağlılığım yok benim. Bunun için de çok mutluyum. Ah birde insanlara karşı kendimi borçlu görme bağlılığından kurtulabilsem...
kendimi ülkeme ve insanlara karşı borçlu görme bağımlılığından kurtulamıyorum bir tür. Yeni Manisa Projesi, Obasya Projesi hep toplumu karşı borcumu ödemek için yapılmış projelerdir.
Mutlaka yeni projelerde hazırlanacaktır. Şimdi üzerinde çalıştığımız projenin adı BİZİM BAHÇELER. bizim bahçeler adını bu yıl çok duyacaksınız. 450 bahçenin bulunacağı büyük bir tarım köyü kuracağız. Manisa'da YEŞİL TERAPİ başlatacağız.
DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY DEĞİŞİMİN SÜRDÜĞÜDÜR.
Değişim devam ediyor. Değişimin gerisinde kalmak yerine, değişime yön verenler olmalıyız. Manisa'da değişime yön vermek için, Yeni Manisa Projesini, ardından, Obasya Projesini şimdi de Bizim Bahçeler Projesini hazırladık. Projecilik anlayışını etkin kılarsak, değişimin gerisinde kalmaz önünde oluruz...