Mustafa PALA
Köşe Yazarı
Mustafa PALA
 

SEVGİ ÜSTÜNE

12 Mayıs Cumartesi günü, saat 16.30’da değerli dostlarım Nuran- Hakkı Bayraktar çiftinin kızı Ezgi’nin nikah töreni vardı Saruhan Otel’de.  Saruhan Otelin havuz başı çok güzel düzenlenmişti.  Tahmin edilebileceği gibi, katılım çok yoğundu. Her şey çok güzel giderken, gökyüzü kararmaya ve şimşekler çakmaya başladı. Nikahın hemen ardından tam konuklar eğlenmeye başlamışken, yağmur bastırmaz mı, bereket diyelim. Yağmuru hayra yoralım. Ezgi ve Mehmet’in nikahları bereketli başladı, yaşamları da, mutlulukları da bereketli olsun. Sevgiyi ve bilgiyi paylaşarak büyütsünler. Nuran ve Hakkı kardeşlerimi kutluyorum. İnşallah Hasan’ın da düğününü görürüz. Ezgi’nin de Hasan’ın da çocukluklarını biliyorum. Hasan daha küçücük bir çocukken,  Orhan Veli’nin şiirlerini ezbere okurdu.  Ezgi de, Hasan da öğrenimlerini başarıyla tamamladılar. Bayraktar çiftinin gelenekleşen iftar yemeklerinde,  Ezgi ve Hasan keyifle izlediğimiz, anne ve babalarının, dostlarının göğüslerini kabartan güzel konuşmalar yapıyorlar. Bayraktar ailesinin başarılarının ve mutluluklarının sürmesi en içten en samimi dileğimdir. Gelelim Sevgi Üstüne başlıklı yazıma: Yaşadığın kenti sevmek, eşini çocuklarını akrabalarını sevmek kadar önemlidir.
İnsan yaşadığı kenti sevmiyorsa, mutlu olması olanaklı  değil.
Yaşadığın kenti sevmek emek istiyor.
Kenti sevmek için çaba göstermek gerekiyor.
Kenti sevmek insana sorumluluk yüklüyor.
Kenti sevmemekse insanı mutsuz diyor.
Ya sevecek mutlu olacaksınız ya da sevmeyerek mutsuzluğu yaşayacaksınız.  Seçim sizin. 
Sevmeyi seçerseniz, çalışacaksınız. Ama mutlu olacaksınız.
Ben yaşadığım kenti sevip, mutlu olmak isteyenlerdenim.
Sevdiğim kent için çalışmam gerektiğini biliyorum.
Yaşadığın kenti sevmek, hemşerilerini de sevmeni gerektiriyor.  Benim için zor olanı da bu işte.
Hemşerilerin tembelse sevemiyorsun.  Hemşerilerin, dedikodu yapmayı seviyorsa sen onları sevemiyorsun. Hemşerilerinde birlikte iş görme alışkanlığı yoksa örgütlenmelerin karşısında duruyorsa, nalıncı keseri gibi “hep bana hep bana” diyorsa sevemiyorsun. Kendilerini iş üreterek değil, iş üretenlerin karşısında durarak kanıtlamaya, ifade etmeye çalışıyorlarsa sevemiyorsun. Manisa’yı sevmek kolayda, Manisalıları sevmek o kadar kolay değil…
Yapılacak iş, sevilecek insanları bulmak ve sayılarını çoğaltmak.
Zenginlik sevdiğin insan sayısıyla ölçülse, sanırım Manisa’nın en zenginlerinden birisi mutlaka ben olurdum. Güzel iş değil mi? İnsanın sevdiklerini yazıp toplayacaksın, sevmediklerini de toplayıp, birbirinden çıkaracaksın. Sevdiklerin fazlaysa sorun yok, ancak sevmediklerin fazlaysa inan mutlu olamazsın.  Benim bu kentte sevdiğim insan sayısı sevmediklerimden çok fazla.  İstiyorum ki, sevdiğim insan sayısı çoğalsın, sevmediklerim de azalsın. Kenti sevmek de insanı sevmek gibi zor, ancak insanın hayatını anlamlı yapan bir önemli bir iş.
Kenti de insanı da sevmek insana yakışan bir sanat… Hep sevdiklerimi anımsayarak mutlu olmaya çalışırken, sevmediklerim de geliveriyor gözümün önüne.  Yüzünüzdeki gülümsem gidiveriyor birden. Sevmediklerimin ortak özelliği “bireyci” olmaları. Söze “ben” diye başlayıp, “ben” diye bitirmeleri. Her zaman çözümün değil, sorunların parçası olmaları. Sizin çevrenizde de böyle insanlar vardır elbet. Ben böyle insanlardan uzak durmaya çalışıyorum. Sevmediğim insanlar gözümün önüne geldiğinde, tekrarladığım dizeleri paylaşayım sizinle. Bize düşman gerekmez.
Biz bize yeteriz,
yükselen biri olursa,
Hemen ayaklarından çekeriz
Yapmak da olmasa da yıkmakta birleşiriz
Gönül almak gelmez aklımıza
Kara çalmayı severiz Yine de sevmek gerekiyor insanları, içlerinden sevecekleri bulup sevmek gerekiyor.  
Bilin ki, sevgisiz yaşanmıyor… Yaşadığımız kenti de, hemşerilerimizi de sevmek için çaba göstereceğiz. Bugün de bir Yunus Emre dörtlüğü ile noktalayalım yazımızı. Gelin tanış olalım
İşi kolay kılalım
Sevelim sevilelim
Bu dünya kimseye kalmaz
Ekleme Tarihi: 20 Mayıs 2012 - Pazar
Mustafa PALA

SEVGİ ÜSTÜNE

12 Mayıs Cumartesi günü, saat 16.30’da değerli dostlarım Nuran- Hakkı Bayraktar çiftinin kızı Ezgi’nin nikah töreni vardı Saruhan Otel’de.  Saruhan Otelin havuz başı çok güzel düzenlenmişti.  Tahmin edilebileceği gibi, katılım çok yoğundu. Her şey çok güzel giderken, gökyüzü kararmaya ve şimşekler çakmaya başladı. Nikahın hemen ardından tam konuklar eğlenmeye başlamışken, yağmur bastırmaz mı, bereket diyelim. Yağmuru hayra yoralım. Ezgi ve Mehmet’in nikahları bereketli başladı, yaşamları da, mutlulukları da bereketli olsun. Sevgiyi ve bilgiyi paylaşarak büyütsünler. Nuran ve Hakkı kardeşlerimi kutluyorum. İnşallah Hasan’ın da düğününü görürüz. Ezgi’nin de Hasan’ın da çocukluklarını biliyorum. Hasan daha küçücük bir çocukken,  Orhan Veli’nin şiirlerini ezbere okurdu.  Ezgi de, Hasan da öğrenimlerini başarıyla tamamladılar. Bayraktar çiftinin gelenekleşen iftar yemeklerinde,  Ezgi ve Hasan keyifle izlediğimiz, anne ve babalarının, dostlarının göğüslerini kabartan güzel konuşmalar yapıyorlar. Bayraktar ailesinin başarılarının ve mutluluklarının sürmesi en içten en samimi dileğimdir.
Gelelim Sevgi Üstüne başlıklı yazıma:
Yaşadığın kenti sevmek, eşini çocuklarını akrabalarını sevmek kadar önemlidir.
İnsan yaşadığı kenti sevmiyorsa, mutlu olması olanaklı  değil.
Yaşadığın kenti sevmek emek istiyor.
Kenti sevmek için çaba göstermek gerekiyor.
Kenti sevmek insana sorumluluk yüklüyor.
Kenti sevmemekse insanı mutsuz diyor.
Ya sevecek mutlu olacaksınız ya da sevmeyerek mutsuzluğu yaşayacaksınız.  Seçim sizin. 
Sevmeyi seçerseniz, çalışacaksınız. Ama mutlu olacaksınız.
Ben yaşadığım kenti sevip, mutlu olmak isteyenlerdenim.
Sevdiğim kent için çalışmam gerektiğini biliyorum.
Yaşadığın kenti sevmek, hemşerilerini de sevmeni gerektiriyor.  Benim için zor olanı da bu işte.
Hemşerilerin tembelse sevemiyorsun.  Hemşerilerin, dedikodu yapmayı seviyorsa sen onları sevemiyorsun. Hemşerilerinde birlikte iş görme alışkanlığı yoksa örgütlenmelerin karşısında duruyorsa, nalıncı keseri gibi “hep bana hep bana” diyorsa sevemiyorsun. Kendilerini iş üreterek değil, iş üretenlerin karşısında durarak kanıtlamaya, ifade etmeye çalışıyorlarsa sevemiyorsun.
Manisa’yı sevmek kolayda, Manisalıları sevmek o kadar kolay değil…
Yapılacak iş, sevilecek insanları bulmak ve sayılarını çoğaltmak.
Zenginlik sevdiğin insan sayısıyla ölçülse, sanırım Manisa’nın en zenginlerinden birisi mutlaka ben olurdum.
Güzel iş değil mi? İnsanın sevdiklerini yazıp toplayacaksın, sevmediklerini de toplayıp, birbirinden çıkaracaksın. Sevdiklerin fazlaysa sorun yok, ancak sevmediklerin fazlaysa inan mutlu olamazsın.  Benim bu kentte sevdiğim insan sayısı sevmediklerimden çok fazla.  İstiyorum ki, sevdiğim insan sayısı çoğalsın, sevmediklerim de azalsın.
Kenti sevmek de insanı sevmek gibi zor, ancak insanın hayatını anlamlı yapan bir önemli bir iş.
Kenti de insanı da sevmek insana yakışan bir sanat…
Hep sevdiklerimi anımsayarak mutlu olmaya çalışırken, sevmediklerim de geliveriyor gözümün önüne.  Yüzünüzdeki gülümsem gidiveriyor birden. Sevmediklerimin ortak özelliği “bireyci” olmaları. Söze “ben” diye başlayıp, “ben” diye bitirmeleri. Her zaman çözümün değil, sorunların parçası olmaları. Sizin çevrenizde de böyle insanlar vardır elbet. Ben böyle insanlardan uzak durmaya çalışıyorum.
Sevmediğim insanlar gözümün önüne geldiğinde, tekrarladığım dizeleri paylaşayım sizinle.
Bize düşman gerekmez.
Biz bize yeteriz,
yükselen biri olursa,
Hemen ayaklarından çekeriz
Yapmak da olmasa da yıkmakta birleşiriz
Gönül almak gelmez aklımıza
Kara çalmayı severiz
Yine de sevmek gerekiyor insanları, içlerinden sevecekleri bulup sevmek gerekiyor.  
Bilin ki, sevgisiz yaşanmıyor…
Yaşadığımız kenti de, hemşerilerimizi de sevmek için çaba göstereceğiz.
Bugün de bir Yunus Emre dörtlüğü ile noktalayalım yazımızı.
Gelin tanış olalım
İşi kolay kılalım
Sevelim sevilelim
Bu dünya kimseye kalmaz


Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.