Mustafa PALA
Köşe Yazarı
Mustafa PALA
 

GÖRÜNMEZ KAZA

Yemeği zamanında yememek, ayrım yapmadan bulduğunu yemek, sürekli koşuşturmak, çok çalışmak uykusuz kalmak sağlık için sorun olsaydı, ben sağlıklı bilicimde 80 yaşına gelemezdim. Fakir topraksız bir köylünün çocuğu olduğum için, yoklukların kötü yaşam koşullarının benim bağışıklık sistemimi güçlendirdiğini düşünüyorum. Rahatsızlığında aklımı ilk gelen kısa sürede iyileşeceğim oluyor. Bir yerim kesildiğinde ezildiğinde hızla iyileşiyor. Benim çocukluk döneminde güçlüler ayakta kalıyordu. *** 13 Şubat 2025 Perşembe günü, Muradiye Camisinin arka tarafında, eski hana doğru, kafamda bir şeyleri kurgulayarak yürürken, önümdeki çukurluğu geç fark ettiğim için dengemi kaybedip yüzüstü düştüm. Çevreden koşanlar oldu. Bir taraftan düşmenin şaşkınlığı elimdeki paketin içindekilerinin ortalığa dağılması, insanların telaşı ve “otur biraz su iç” demelerini hatırlıyorum. Azıcık utanmışta olduğumdan kaza yerinden ardıma bakmadan uzaklaştım. *** Parktaki arabamı aldım o sırada birden telefonum çaldı. Obasya’ya çalışan usta bir şeyler soruyordu. Telefonda cevaplayamazdım soruları yapılan işi görmek yapılacak olanları tarif etmem için Obasya’ya gitmeliydim mutlaka. Yüzüstü düşerken kolumu destek yapmıştım. Koluma bir şey olmamıştı ama kolumun üstüne düştüğüm için kaburgamın biri zarar görmüş gibiydi. Hafiften başlayıp zaman geçtikçe artan bir ağrı başladı. O ağrıyla Obasya’ya gidip geldim. Pantolonumun dizinde de bir yırtık oluşmuştu. *** Kendi kendime söylenmeye başladım. Yaş olmuş seksen, yaşına başına bakmadan koşuşturup duruyorum. Biraz hız kesmem gerekiyor. Bari yürürken, bir şeyler düşünmeden yola baksam. Ya kafamı betona çarpsaydım. Biraz yavaşlamalıyım tamam sağlığım iyi de sonuçta yaşım olmuş seksen, hiçbir şeyden vazgeçmiyorum olmaz böyle şey biraz hız kesmeliyim şeklinde kafamdan kelimeleri cümleleri ardı ardına geçirirken ceren sitesine geldim. Arabamı park edip ağrıyan yerimi tutarak, ağırlaşan ağrım nedeniyle of çekerek eve girdim. *** Kaburgam ya çatlamış ya da kırılmıştı. Ağrısı giderek artıyordu. Gece sağa sola dönemeden yüz yukarı yattım öksürdükçe, konuştukça ağrı artıyordu. Yapılacak bir sürü işim vardı. Eşim durmadan “sana nazar değdi. Azıcık kendine dikkat et” deyip duruyordu. Cevapta veremiyordum konuştukça ağrı çoğaldığı için. ŞİMDİ GAYET İYİYİM 14 Şubat’ta işe gitmedim. İş yerindeki arkadaşlarıma gelemeyeceğimi söyledim. İşe uzaktan müdahale ediyordum. İyi ki telefon denilen şey var. Evde duramazdım. İşyerine ve Obasya’ya gitmem gerekiyordu. Arkadaşlarla toplantılar planlamıştık benim yüzümden aksamasını istemediğim için, toplantılara katılmaya işyerine kısa süreliğine de olsa gelip gitmeye karar verdim. Arkadaşlarım doktora gidelim diye baskı yapmaya başladılar. İzmir’de yaşayan oğlumla konuştum. Doktor bir arkadaşı vardı. Birlikte gittik. Doktor elle yaptığı muayenede “kırık var gibi” dedi. Film çekildi. Reçeteler yazıldı. Doktor “Yapacak bir şey yok. Kaburga kırığı ya da çatlağına dışarıdan müdahale edilemiyor. Bu ara kendini iyi koru sıcak iyi gelir” dedi. Doktor “En azından bir ay çekersin” deyince, ben o kadar sürmez dedim. On beş günde iyileşirim. Dediğim gibi de oldu. Şimdi gayet iyiyim. OLUMLU DÜŞÜNMEKTE YARAR VAR İyileşmek için, iyileşeceğine inanmak gerekiyor. “Bir taraftan bu hastalık beni götürür” deyip, diğer taraftan iyileşmeyi düşünmek olmuyor. Olumlu düşünmekte yarar var. İnsan iyileşme konusunda kendini programlamalı. İnanın on beş gün içinde, kaburgamın kırıldığını unuttum bile sanırım kırılma değil hafif bir çatlak ve ezilme oluşmuştu. DAHA DİKKATLİ OLACAĞIM Bu kazadan çıkaracağım dersler olacak elbet: Sağlığım iyi olsa da, seksen yaşına gelmiş birisi olarak biraz yavaşlamalıyım. Yavaşlamayı işten kopmak anlamına söylemiyorum. İşin biterse işin biter deyip duruyorum. Daha dikkatli olacağım bundan böyle. Yürürken insanın önüne bakması bastığı yeri görmesi gerekiyor. Araç kullanırken de öyle… YAŞ ALIRIZ YAŞLANMAYIZ Geçmiş olsun diyenlere, arayıp soranlara, sosyal medyadan yazanlara, gergin halime katlananlara beni yalnız bırakmayan arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum. Dediğim gibi daha dikkatli olacağım, daha yapacak çok işim var… Yaş alırız yaşlanmayız. Çok çalışırız paslanmayız. Bizim kuşağa bu yakışır…
Ekleme Tarihi: 25 Şubat 2025 - Salı
Mustafa PALA

GÖRÜNMEZ KAZA

Yemeği zamanında yememek, ayrım yapmadan bulduğunu yemek, sürekli koşuşturmak, çok çalışmak uykusuz kalmak sağlık için sorun olsaydı, ben sağlıklı bilicimde 80 yaşına gelemezdim. Fakir topraksız bir köylünün çocuğu olduğum için, yoklukların kötü yaşam koşullarının benim bağışıklık sistemimi güçlendirdiğini düşünüyorum. Rahatsızlığında aklımı ilk gelen kısa sürede iyileşeceğim oluyor. Bir yerim kesildiğinde ezildiğinde hızla iyileşiyor. Benim çocukluk döneminde güçlüler ayakta kalıyordu.

***

13 Şubat 2025 Perşembe günü, Muradiye Camisinin arka tarafında, eski hana doğru, kafamda bir şeyleri kurgulayarak yürürken, önümdeki çukurluğu geç fark ettiğim için dengemi kaybedip yüzüstü düştüm. Çevreden koşanlar oldu. Bir taraftan düşmenin şaşkınlığı elimdeki paketin içindekilerinin ortalığa dağılması, insanların telaşı ve “otur biraz su iç” demelerini hatırlıyorum. Azıcık utanmışta olduğumdan kaza yerinden ardıma bakmadan uzaklaştım.

***

Parktaki arabamı aldım o sırada birden telefonum çaldı. Obasya’ya çalışan usta bir şeyler soruyordu. Telefonda cevaplayamazdım soruları yapılan işi görmek yapılacak olanları tarif etmem için Obasya’ya gitmeliydim mutlaka. Yüzüstü düşerken kolumu destek yapmıştım. Koluma bir şey olmamıştı ama kolumun üstüne düştüğüm için kaburgamın biri zarar görmüş gibiydi. Hafiften başlayıp zaman geçtikçe artan bir ağrı başladı. O ağrıyla Obasya’ya gidip geldim. Pantolonumun dizinde de bir yırtık oluşmuştu.

***

Kendi kendime söylenmeye başladım. Yaş olmuş seksen, yaşına başına bakmadan koşuşturup duruyorum. Biraz hız kesmem gerekiyor. Bari yürürken, bir şeyler düşünmeden yola baksam. Ya kafamı betona çarpsaydım. Biraz yavaşlamalıyım tamam sağlığım iyi de sonuçta yaşım olmuş seksen, hiçbir şeyden vazgeçmiyorum olmaz böyle şey biraz hız kesmeliyim şeklinde kafamdan kelimeleri cümleleri ardı ardına geçirirken ceren sitesine geldim. Arabamı park edip ağrıyan yerimi tutarak, ağırlaşan ağrım nedeniyle of çekerek eve girdim.

***

Kaburgam ya çatlamış ya da kırılmıştı. Ağrısı giderek artıyordu. Gece sağa sola dönemeden yüz yukarı yattım öksürdükçe, konuştukça ağrı artıyordu. Yapılacak bir sürü işim vardı. Eşim durmadan “sana nazar değdi. Azıcık kendine dikkat et” deyip duruyordu. Cevapta veremiyordum konuştukça ağrı çoğaldığı için.

ŞİMDİ GAYET İYİYİM

14 Şubat’ta işe gitmedim. İş yerindeki arkadaşlarıma gelemeyeceğimi söyledim. İşe uzaktan müdahale ediyordum. İyi ki telefon denilen şey var. Evde duramazdım. İşyerine ve Obasya’ya gitmem gerekiyordu. Arkadaşlarla toplantılar planlamıştık benim yüzümden aksamasını istemediğim için, toplantılara katılmaya işyerine kısa süreliğine de olsa gelip gitmeye karar verdim. Arkadaşlarım doktora gidelim diye baskı yapmaya başladılar. İzmir’de yaşayan oğlumla konuştum. Doktor bir arkadaşı vardı. Birlikte gittik. Doktor elle yaptığı muayenede “kırık var gibi” dedi. Film çekildi. Reçeteler yazıldı. Doktor “Yapacak bir şey yok. Kaburga kırığı ya da çatlağına dışarıdan müdahale edilemiyor. Bu ara kendini iyi koru sıcak iyi gelir” dedi. Doktor “En azından bir ay çekersin” deyince, ben o kadar sürmez dedim. On beş günde iyileşirim. Dediğim gibi de oldu. Şimdi gayet iyiyim.

OLUMLU DÜŞÜNMEKTE YARAR VAR

İyileşmek için, iyileşeceğine inanmak gerekiyor. “Bir taraftan bu hastalık beni götürür” deyip, diğer taraftan iyileşmeyi düşünmek olmuyor. Olumlu düşünmekte yarar var. İnsan iyileşme konusunda kendini programlamalı. İnanın on beş gün içinde, kaburgamın kırıldığını unuttum bile sanırım kırılma değil hafif bir çatlak ve ezilme oluşmuştu.

DAHA DİKKATLİ OLACAĞIM

Bu kazadan çıkaracağım dersler olacak elbet: Sağlığım iyi olsa da, seksen yaşına gelmiş birisi olarak biraz yavaşlamalıyım. Yavaşlamayı işten kopmak anlamına söylemiyorum. İşin biterse işin biter deyip duruyorum. Daha dikkatli olacağım bundan böyle. Yürürken insanın önüne bakması bastığı yeri görmesi gerekiyor. Araç kullanırken de öyle…

YAŞ ALIRIZ YAŞLANMAYIZ

Geçmiş olsun diyenlere, arayıp soranlara, sosyal medyadan yazanlara, gergin halime katlananlara beni yalnız bırakmayan arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum. Dediğim gibi daha dikkatli olacağım, daha yapacak çok işim var… Yaş alırız yaşlanmayız. Çok çalışırız paslanmayız. Bizim kuşağa bu yakışır…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.