Fiziki çevre ile sosyal çevre sürekli bir etkileşim içindedir. Fiziki çevrenin kötü olduğu bir yerde, iyi bir sosyal çevre beklemeyin. Eğer sosyal çevre iyiyse fiziki çevreyi hızla kötüden iyiye dönüştürür. Fiziki çevre iyiyse sosyal çevrenin dönüşümüne katkı sağlar.
Güzel insanların güzel kentleri, güzel kentlerin güzel insanları olur diyerek hemen giriş yapayım yazıma.
Yazının konusuna giriş yapmadan önce teşekkür etmek ve bir öneriyi de paylaşmak istiyorum: Derge Gazetesine teşekkür ediyorum. Köşe yazıları herhangi bir konuyu anlatmak için bazen yetersiz kalıyordu. Bir sayfalık yazılar hem konuyu etfaflıca anlatmamızı hem de arşivlememizi kolaylaştırıyor. Hele bunlar bir kitapta da toplanırsa, Denge Gazetemiz güzel kalıcı ve yararlı bir hizmete daha imza atmış olacak. Yerel Gazetelerimiz, günlük gazete çıkarmanın yanına birde yıllık kitap yada kipalar çıkarmayı da eklemelidirler. Abonelerine sadece gazete değil, kitapta vermelidirler.
Ülkemizin ve Avrupa'nın, hatta Dünya'nın gelişen ve bilinen kentlerine bakın. Bir de bu kentlerin yurttaşlarına STK'larına bakın. Bu kentlerde yaşayanlanların soran, sorgulayan, araştıran, kentinin gelişmesine katkıda bulunmaya, karar ve üretim süreçlerinin içinde olmaya çalışan, aidiyet duyguları güçlü kişiler olduğunu görürsünüz. Bu kentlerde STK'ların etkin olduğunu görürsünüz. Kentlerde yaşayanların tamamına yakını bir Sivil Toplum Kuruluşunun üyesi yada katılımcısıdır.
Ben, bir kentli yurttaş olarak uzunca bir süredir Denge Gazetesinde, sivil toplumun önemini ve gereğini anlatan yazılar yazmaya öneriler getirmeye çalışıyorum. Okumakta olduğunuz bu köşe yazısı da kentli yurttaş olma sorumluluğu ile çalışmanın, "bu kent için neler yapabilirim?" sorusuna yanıt aramanın bir sonucu olarak ortaya çıkan yazılardan bir tanesidir. Bilesiniz ki sonuncusu da olmayacaktır. Sıkça tekrarladığım gibi, atılım olması için önce katılımın olması gerekiyor. Katılım olmadan atılım olmuyor.
“ORTAK AKIL TOPLANTILARI YAPILMALIDIR”
Kendimi "kent kooperatifçisi" olarak tanımladığım için, kentleşme ve kentlileşme üzerine çok düşünüyor ve çok yazıyorum. Kentlerin kimliğini farklılıkları oluşturur. Doğal güzelliklerindeki farklılık, insan yapısındaki farklılık, kentleşme ve yapılaşma biçimindeki farklılık kentin kimliğini çıkarır ortaya. Betonlaşma ile birlikte kentlerde kimliksizleşme ve sıradanlaşma da hızlanmıştır. Bir kişiyi gözlerini kapatarak bir kente götürün, kentin herhangi bir caddesinde gözlerini açın, yapılara bakıp kentin adını söyleyebiliyorsa o kentin kimliği vardır anlamına gelir. Sokaklar ve binalar hep birbirine benziyorsa, kentleri tanımanıza olanak yoktur. Birbirinin aynı olan beton binalar kentleri sıradanlaştırıyor.
Kentlerimize yeni ve farklı projelerle kimlik kazandırabiliriz. Manisa’ya kimlik kazandıracağını, Manisa adını olumlu biçimde öne çıkaracağını düşündüğüm Karaçay Vadisi Projemizi hemen yaşama geçirebiliriz. Karaçay Vadisi Projesini, fırsat bulduğum heryerde anlatıyorum; Arada bir yazıyorum. Defalarca yazdığım, Manisa'ya Dört Kapı Projesinin ardından sanırım üstüne ençok konuştuğum ve yazdığım proje Karaçay Vadisi Projesi'dir. Karaçay Projesi için çalışmaların yapıldığını Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Cengiz Ergün'den duyduğumda çok mutlu olmuştum. Projeyi gündeme getiren, bu konuda çok yazan, çok konuşan birisi olarak, düşüncelerimden yararlanmak isterler diye bekledim ama olmadı. Keşke bu tür projelerden kentli yurttaşların enazından konuyla ilgisi olanların düşünceleri alınsa, zaman zaman "Ortak Akıl" toplantıları yapılsa çok yararlı olur diye düşünüyorum. Keşke yapılsa. Keşke zaman zaman biraya gelip kentimizin görkemli geçmişini ve mutlu geleceğini konuşabilsek.
"Anlatırsan unutabilirim. Gösterirsen belki hatırlarım. Ama beni de katarsan öğrenirim" sözünü çok seviyorum. Kent halkını işin içine katmalı. Katılım olmadan atılım olmaz sözünü çok kullanıyorum. Katılım şart. Katılım demokrasinin olmazsa olmazıdır. Katılım kapısını açık tutan yöneticiler hem halka hem de başarıya daha yakın olurlar...
“YENİ MANİSA 25 YILLIK GELECEK PLANLANARAK YAPILDI”
Atatürk Kent Parkını biliyorsunuz. Güzel bir eser çıktı ortaya. Elbet eleştirenler olabilir. Eleştirileri de doğal karşılamak gerekir. Ben yapılanı beğenenlerdenim. Yapanları da yürekten kutlayanlardanım. Projenin hazırlanması sırasında yapılan çalışmaları bilseydim önerilerim olabilirdi. Şimdi pişmiş aşa su katmanın bir anlamı yok. Kent Parkın yapıldığı alanı, Yeni Manisa Projesini hazırlayan ve uygulayan Manisa Birlik olarak 1987 yılında yaklaşık otuz yıl önce planlamıştık. Yeni Manisa Projisini yaparken, Plan alını içinde kalan, Bozköy Deresi, Safran Çayı ve Karçay çevresinde Rekreasyon Alanları ayırmıştık. O tarihlerde, kentleri planlayanların aklına dere denilince üstünü kapatıp, pazar yeri yada otopark yapmaktan başka birşey gelmiyordu. Bozköy Deresi, Safrançayı ve Karaçay kıyısında rekreasyon alanları ayırmak sadece o günler için değil, bugün bile ileri görüşlülük olarak kabul edilmelidir. Bu güne kadar bu nedenle bizi kimse kutlamadı. Çok iyi yapmışsınız demedi. Ancak biz o alanları planlarken, birileri bunları desin diye de planlamadık. Şimdi, otuz yıl önce ayırdığımız alanlara parkların yapıldığını görünce mutlu oluyoruz. Manisa'da 30 yıldır, hastane yapayım, okul yapayım, park yapayım diyenlerin aklına sadece Yeni Manisa geliyor. Nedeni çok basit Yeni Manisa, Manisa'nın 25 yıllık geleceği düşünülerek planlandı da ondan. Planlanırken, sosyal donatı alanları uunutulmadı da ondan. Kentin otopark sorunu yaşanmayan tek bölgesi Yeni Manisa'dır. Yollar geniş bırakılmıştır. Bu nedenle Manisa'da şoför eğitimleri bu bölgede yapılmaktadır. Yeni Manisa'yı planlarken, yeni kenti kurarken, hiçbirimizin aklına kent denilince rant gelmiyordu.
“HER İYİ PROJE KENDİ KAYNAĞINI YARATIR”
Uzun bir girişten sonra, Karaçay Vadisi Projesi'ne gelmek istiyorum. Manisa’nın batısında, yapımı tamalanan Çevre Yolu ile Karaçay çevresinde halkın yararlanabileceği, spor, eğlence ve dinlence mekanları, kır lokantaları, çay bahçeleri, gezi ve oyun alanları yapılması sağlanarak, mutlaka ağaçlandırmaya daha geniş alanlar burakılarak, Atatürk Kent Parkında olduğu gibi, Manisa’ya örnek, yeni bir yaşam alanı kazandırılabilir. Kısaca Karaçay Vadisi olarak isimlendirilebilecek, Karaçay Doğal Yaşam Spor ve Eğlence Vadisi Projesi için kaynak bulmanın zor olmayacağını düşünüyorum. Sürekli tekrarladığım bir sözüm var: Her iyi proje kendi kaynağını yaratır. Karaçay Vadisi Projesinin de kaynak tüketen değil kaynak üreten bir proje olduğunu düşünüyorum.
Manisa gelişen sanayisi, iklim koşulları, verimli toprağı nedeniyle yoğun göç alırken, Ekonomik ve sosyal durumu iyi olanlar da kentimizin İzmir’e yakınlığını fırsat olarak değerlendirip, gündüz Manisalı gece İzmirli olmayı sürdürüyorlar.
Manisa doğudan ve kendi yakın çevresinden göç alırken, İzmir’e de yoğun biçimde göç veriyor. Gelenlerin genellikle dar ve orta gelirli, eğitim düzeyi düşük gruplar olduğu, gidenlerin varlıklılar ve eğitim düzeyi yüksek olanlar olduğu bilinen bir gerçek. Üniversite öğrencisi de, eğitim görevlisi de, sanayicisi ve işadamı da İzmir’de oturmayı yeğliyor.
Hızlı göç kentimizi “kuşatılmış kent” durumuna getirdi. Güneyindeki Sipil Dağının etekleri, kentin doğusu ve kuzeyi gecekondularla kuşatılmış durumda. Kentin tek sağlıklı gelişme yönü batı yönü. Kentin batısındaki Yeni Manisa kentin batıya açılan kapısı ve çağdaş yüzü olma özelliğini sürdürüyor.
“BELEDİYELER VE VALİLİKLER ORTAK
PROJELER GERÇEKLEŞTİRMELİDİR”
İnsanlarda nehirler gibidir; Denize doğru akarlar. Kentimizdeki insanların yönü de batıya yönelik. Kent batıya doğru gelişmesini sürdürecek ve gelecekte biz istesek de istemesek de İzmir’e yakınlaşacak, İzmir’le bütünleşecektir. Elektrikli tren, İzmir Metro Bağlantısı ve İzmir Manisa yolundaki çalışmaların tamamlanması, Sabuncubelinde yapımına başlanılan tünelin tamamalanarak hizmete açılması İzmir Manisa bütünleşmesini hızlandıracaktır. Manisa olarak, Gediz’deki kirlilik ve benzer sorunlarımızı da ancak, İzmir’le birlikte çalışarak çözebiliriz. İzmir’le var gibi görülen çekişmeyi ve yarışmayı dayanışmaya dönüştürmeliyiz. İzmir Belediyesi ile Manisa Belediyesi, İzmir Valiliği ile Manisa Valiliği, belirli aralıklarla bir araya gelmeli, ortak projeler gerçekleştirmeli ve uygulamalıdır.
Manisa İzmir’e İzmir’in kendi ilçelerinden, İzmir’de Manisa’ya Manisa’nın kendi ilçelerinden daha yakındır. Kendimizi İzmirli gibi görmeye ve İzmir’le bütünleşmeye hazırlıklı olmalıyız.
İnsanın mutluluğuna giden yol yaşadığı kenti sevmesinden geçer. Mutluluğa kapı aralamak istiyorsak, kentimizi sevmeli ve sevdiğimiz kentin gelişmesine katkı yapmalıyız
Manisa’da yapacağımız her yatırımda İzmir gerçeğini dikkate almalıyız. İnsanlarımız niye İzmir’e gidiyor diye yakınmak yerine, İzmirlileri Manisa’ya getirecek projeler ortaya koymalıyız. Bunun en güzel örneği, Manisa Organize Sanayi Bölgesidir. Birçok İzmir firması, Manisa Organize Sanayi Bölgesine taşınmıştır. Demek ki isteyince ve çalışınca oluyor. Güzel bir çalışma yaptığınızda bırakın İzmir’i dünya oraya taşınıyor. Karaçay Vadisi Projesini de bu nedenle önemsiyorum. Gerçekleştirilebilirse, bırakın İzmir’i tüm bölgenin ilgisini çekecek bir proje olacaktır.
Karaçay, Manisa’nın batısında, Spil Dağından doğan ve Organize Sanayi Bölgesinden geçerek Gediz Nehrine ulaşan çaylarımızdan biridir. Karaçay’ın iki yanındaki alanlar planlanırken Karaçay kıyısında geniş rekreasyon alanları bırakılmıştır. Dere yatağında ve rekreasyon alanlarında yapılacak çalışmalarla Manisa’ya, Manisa’nın adını olumlu biçimde duyuracak ve gelişen Manisa’ya yakışacak bir proje kazandırılabilir.
“KARAÇAY BÖLGESİ YENİ PRESTİJLİ BİR BÖLGE OLACAK”
Manisa’da halkın eşiyle ve çocuklarıyla gidebileceği, eğlence, dinlence ve oyun alanlarına duyulan ihtiyaç artarak devam edecektir. Karaçay Çevresini düzenleyerek, yeni bir prestij bölgesi yaratmak, Süreyya Parkı’ndan başlayarak, Menemen yoluna kadar Karaçay kıyısında yapılacak düzenleme ile, göletler, çağlayanlar ve doğal görünümlü parklar yapmak, çay bahçesi, açık lokanta ve eğlence yerlerine olan talebin karşılanmasını kolaylaştıracaktır. Karaçay Düzenlemesi ile çevre yolu yapıldığında Manisa’dan geçenlerin akıllarında güzel, düzenli bir sanayi bölgesi ile hemen onun kıyısında korunabilmiş doğal güzellikleriyle Karaçay Vadisi kalacaktır. Bu proje ile iç turizmin gelişmesine de katkı sağlanmış olacaktır. Yıllan önce, Çevre Yolu ile Karaçay Vadisi Projesi eş zamanlı olarak planlanıp gerçekleştirilmelidir şeklindeki dileğimiz gerçekleşmeşiti. Çevre yolu tamamlanmıy ancak Karaçay kıyısında belirttiğimiz anlamda bir çalışma yapılamamıştı.
“KAYNAK TÜKETEN BİR YATIRIM DEĞİL
KAYNAK YARATAN BİR PROJEDİR”
Karaçay Vadisi Projesine baktığımızda, Projenin Manisa Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilebilecek bir proje olduğu görülüyor. Proje “kaynak tüketen” bir yatırım değil, kendi kaynağını yaratabilecek “kaynak yaratan” bir projedir. Önemli olan projeyi iyi tanımlayabilmek ve istemektir. Proje iyi anlatıldığında paydaş bulmanın hiçte zor olmadığı görülecektir.
Projenin hemen aklımıza gelen yararları şöyle sıralanabilir.
- Manisa’ya yeni bir rekreasyon alanı kazandırılmış olacaktır.
- Girişimcilerin ve Manisalıların talepleri karşılanacaktır.
- Yeni Projeler için kaynak yaratılmış olacaktır.
- Yeni su ilaveleriyle ve sağlanacak devridaimlerle oluşturulacak küçük göletler ve su akıntıları, anılan bölgenin iklimini değiştirecek, bitki çeşitliliği ve zenginliği çoğaltılmış olacaktır. Sanayi Bölgesi ile yerleşim alanları arasında yeşil bir kuşak yaratılmış olacaktır.
- Manisa bu yeni örnek projesiyle de olumlu biçimde anılacaktır.
“YAPILABİLİR VE SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR PROJE”
Bir daha tekrarlamakta yarar var: Karaçay Vadisi Projesi yapılabilir ve sürdürülebilir bir projedir. Bu proje için kaynak bulmak zor olmayacaktır. Karaçay’da, su akıntısının çoğaltılması, aynı suyun devridaimi ile olabileceği gibi, çevresinde açılacak yeni kuyularla da sağlanabilir. İhtiyaç içme suyu olmadığından çözüm bulmak zor olmayacaktır. Arıtma tesisinin atık suyunun değerlendirilebilecek durumda olduğu sergilenerek, arıtma tesislerine karşı güvensizlik giderilebilir. Çevre yolundan geçenlerin aklında, Manisa için olumlu izlenimler kalacaktır. Projenin hedefi iyi saptandığında uygulaması iyi yapıldığında ve sürdürülebilirliği sağlandığında, diğer iller içinde örnek gösterilen bir proje olacaktır.
Elbet ki, her projede olduğu gibi, bu proje için de “olmaz, gerçekleşmez, gerekli değil” gibi görüşler öne sürülecek, olmaması için gerekçeler üretilecektir. Ancak bu proje gerçekleştiğinde, olumsuz görüş öne sürenlerin bile söyleyebileceği bir şeyin kalmayacağı açık biçimde görülecektir. Önemli olan, projenin ve uygulamanın iyi yapılmasıdır. İyi proje ortak aklı yansıtan projedir. Gerekli desteği bulan iyi proje, geniş katılımla hazırlanan projedir. Özellikle belediye projeleri geniş katılıma açık olmalıdır. Bu projenin başarılmasında Yenihan Restorasyonu, Atatürk Olimpik Yüzme Havuzu ve Kuvvayı Milliye Anıtı’ndan cesaret ve ilham almalıyız. Onlar için de başlangıçta ne mazeretler üretilmiş ne kuvvetli karşı duruşlar sergilenmişti. Ama başarıldı. Karaçay Vadisi Projesi Manisa’ya yakışır, Manisa buna layıktır. Marka Kent Manisa’nın prestijini artırır, üretimdeki iddiamızı daha iyi bir kent ve mutlu yaşam boyutlarında da yükseltir.
“50 BİN METRE KARE RESMİ KURUM ALANI BULUNMAKTADIR”
Karaçay Vadisi Projesi Süreyya Parkta başlayıp, Menemen Yolunda bitiyor. Projenin bitiş noktasında, Karaçay’ın Menemen Yolu ile Kesiştiği Çevre Yolu köprü ve kavşak çalışmalarının devam ettiği alana bitişik olarak yaklaşık 50.000 Metrekare büyüklüğünde bir Resmi Kurum Alanı bulunmaktadır. Bu alan, yeri, konumu ve büyüklüğü itibari ili kamu yararına büyük projelerin gerçekleştirilebileceği, Karaçay Vadisi Projesi ile birlikte düşünülmelidir. Projeyi bir kolye gibi düşünürsek, Karaçay Kolyenin zinciri, 50.000 metrekarelik alanda yapılacak tesisleri ve göleti de, kolyenin kendisi olacaktır. Yapılacak yapay gölette su kayağı yapılabilecek düzeneklerin kurulması hiçte zor olmayacaktır. Avrupa ülkelerinde yapay göletlerde su kayağı yapılan yüzlerce tesis mevcuttur. Eskişehir ve Bursa Orhangazi’de bulunan örnekleri görülebilir.
Bir kez daha özetlersek, Karaçay Doğal Yaşam Spor ve Eğlence Vadisi, Niobe, Kibele ve Hafsa Sultan gibi güzel kadınların adlarıyla anılan güzel kentimizin batıya doğru uzanan güzel boynuna takılan zümrüt bir kolye olacaktır.
Karaçay Vadisi Projesi Manisa'ya hayırlı olsun. Düşünenler, yapanlar yapımına katkıda bulunanlar bilin ki hiç bir zaman unutulmayacak adları va anıları yaşatılacak, kentimizin adıyla birlikte ve hayırla anılacaktırlar.
Etik ve estetik ayrılmaz ikizler gibidir. Sosyal çevre ile toplumsal çevre sürekli bir etkileşim içindedir. Güzel kent güzel insanları, güzel insanların güzel kentleri olur...