Mustafa PALA
Köşe Yazarı
Mustafa PALA
 

KATILIM OLMADAN ATILIM OLMAZ

“Ben kenti kent halkıyla birlikte yöneteceğim” sözünün altı doldurulmadıkça, boş söz olarak kalır ve anlamını yitirir. Kenti kent halkıyla yönetmek sözü gelişmiş demokrasilerde, söylenmez uygulanır. Katılım olgusu tarihin her döneminde ve yönetimin her aşaması için geçerli olan bir gerçeklik ve gerekliliktir. Seçilmişlerde halkı karar süreçlerinin içine almak gibi bir anlayış yok. Halkında karar süreçlerin içinde olmak gibi bir isteği yok. Halkın işlevi oy vermekle sınırlı kaldığı sürece cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmak mümkün olmuyor. DEMOKRASİNİN EN BELİRGİN GÖSTERGESİ KATILIMDIR. Katılımın olmadığı demokrasi eksik demokrasi, sözde demokrasidir. Modern toplumların ve demokrasinin geçerliliğini ve belirleyiciliğini sağlayan şey katılım olgusudur. Katılım olmadan atılım olmaz. Yerelde ve genelde eğer tek kişi karar veriyorsa, “dediğim dedik çaldığım düdük diyorsa” katılım yok demektir. Katılım olmayınca da atılım olmuyor. Demokratik toplumlarda halkın hem siyasi hem de idari anlamda yönetime katılması esastır. Birlikte yönetim için yönetim yerine “yönetişim”  sözcüğü kullanıyor. Yönetişim sözcüğünün de altının doldurulmadığın hatta içinin boşaltıldığını gözlüyoruz. Siyasi ve idari sistemin başlangıcından bu yana devam eden katılım olgusunun yönetişim yaklaşımı ile ilişkisini anlamak sistemin devamlılığını anlamak bakımından önemlidir. Katılım konusunu bir köşe yazısının sınırları içinde anlatabilmek çok zor. Sadece değinmelerle yetinmek zorundayım. Her bulunduğum ortamda, katılım konusunda düşüncelerimi açıklamak, önemsediğim bu konuyu gündeme taşımak istiyorum.  Yönetime katılım demokrasinin temel ilkesidir deyip duruyorum. İnsanlar bana “geç bunları” der gibi bakıyorlar. Hatta “bu senin işin değil sen bunu bize bırak” diyenler bile oluyor. Akıl akıldan üstündür diyoruz ancak ortak akıl daha üstündür. Ortak akılla alınan kararın uygulaması kolay olur, karara katılanlar kararın uygulanmasında ellerini taşın altına koyarlar. Halkın desteğini almanın yolu önce fikrini almaktan geçer. Benim fikrimi almıyorsan desteğimi de alamazsın… Cahiller sormazlar, fikir almazlar çünkü onlar her şeyi bilirler. Fikir alanlar bilenlerdir, bilmek isteyenlerdir. Fikir alırken hem kendi fikirlerini test ederler, hem de bilgilerini genişletirler. Bilgilerin paylaşıldıkça büyüdüğünü bilirler. Seçimler ya da referandumlar için oy kullanma, bürokrasiden istekte bulunma ve kamu politikalarını destekleme, katılımın yaygın ve temel biçimleridir. Katılım olgusunun temelinde toplumun her kesiminden destek geliyorsa demokrasi yolunda ilerliyoruz demektir. Ülkede yaşayan sıradan vatandaşlardan tutun, girişimcilere, her türlü sivil ve resmi kuruluşlara kadar herkes, kendilerini etkileyecek olan siyasal kararların ayrıntılarından, karar alınmadan önce haberdar olmak istemeli. Mevcut proje ve politikalarda aktif biçimde rol almak ve kararlara doğrudan katılmak istemeli. Bu bir ya da iki kişinin istemesiyle olmuyor. Hep birlikte istemeliyiz. Verilen hakları örneğin, Kent Konseyleri’ni, STK’ları etkin biçimde kullanmalıyız. Katılımı yerelden başlatmalıyız. Demokratik toplumlarda, vatandaş katılımı ilkesi neredeyse evrensel bir değer olarak kabul görmekte ve katılımın araçları ve kapsamı sıklıkla da tartışılmaktadır. Yönetime vatandaşın katılımı, geleneksel olarak yönetim hakkındaki bilgilere daha fazla kamu erişimini kolaylaştırmak, vatandaşların haklarını doğrudan etkileyen konularda, vatandaşın görüşünün alınması ve toplumdaki ilgili tüm kesimlerin adil temsili açısından demokratik katılma için gerekli araçları sağlamaktadır. SEN BU İŞİ BİZE BIRAK DİYORLAR, BİLDİĞİM İŞİ NİYE BIRAKAYIM Kİ… Bu köşe daha fazlasını yazmama olanak tanımıyor. O zaman, bulunduğumuz her ortamda, bu konuyu işlemeliyiz. Tepki gösterenlere karşı çıkanlar, olmaz diyenler olacaktır elbet. Ben tek kişi kalsam bile, katılımı savunmayı sürdüreceğim. Bir ortamda, düşüncelerimi açıklamak öneriler getirmek isterken, “Sen bu işi bize bırak” deyince, katılım konusu tüm gece uykumu kaçırdı, aklımı kurcalayıp durdu. Benim uykumu kaçıran keşke daha çok kişinin uykusunu kaçırsa, keşke daha çok kişi, karar süreçlerine katılmak istese. Benim kitabımda umudu yitirmek, umutsuz olmak yok. Belki geç olacak ama Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırma çalışmalarına yerelden başlatıp devam ettireceğiz ve başaracağız…
Ekleme Tarihi: 09 Ekim 2024 - Çarşamba
Mustafa PALA

KATILIM OLMADAN ATILIM OLMAZ

“Ben kenti kent halkıyla birlikte yöneteceğim” sözünün altı doldurulmadıkça, boş söz olarak kalır ve anlamını yitirir. Kenti kent halkıyla yönetmek sözü gelişmiş demokrasilerde, söylenmez uygulanır.

Katılım olgusu tarihin her döneminde ve yönetimin her aşaması için geçerli olan bir gerçeklik ve gerekliliktir. Seçilmişlerde halkı karar süreçlerinin içine almak gibi bir anlayış yok. Halkında karar süreçlerin içinde olmak gibi bir isteği yok. Halkın işlevi oy vermekle sınırlı kaldığı sürece cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmak mümkün olmuyor.

DEMOKRASİNİN EN BELİRGİN GÖSTERGESİ KATILIMDIR.

Katılımın olmadığı demokrasi eksik demokrasi, sözde demokrasidir. Modern toplumların ve demokrasinin geçerliliğini ve belirleyiciliğini sağlayan şey katılım olgusudur. Katılım olmadan atılım olmaz. Yerelde ve genelde eğer tek kişi karar veriyorsa, “dediğim dedik çaldığım düdük diyorsa” katılım yok demektir. Katılım olmayınca da atılım olmuyor.

Demokratik toplumlarda halkın hem siyasi hem de idari anlamda yönetime katılması esastır. Birlikte yönetim için yönetim yerine “yönetişim”  sözcüğü kullanıyor. Yönetişim sözcüğünün de altının doldurulmadığın hatta içinin boşaltıldığını gözlüyoruz. Siyasi ve idari sistemin başlangıcından bu yana devam eden katılım olgusunun yönetişim yaklaşımı ile ilişkisini anlamak sistemin devamlılığını anlamak bakımından önemlidir.

Katılım konusunu bir köşe yazısının sınırları içinde anlatabilmek çok zor. Sadece değinmelerle yetinmek zorundayım. Her bulunduğum ortamda, katılım konusunda düşüncelerimi açıklamak, önemsediğim bu konuyu gündeme taşımak istiyorum. 

Yönetime katılım demokrasinin temel ilkesidir deyip duruyorum. İnsanlar bana “geç bunları” der gibi bakıyorlar. Hatta “bu senin işin değil sen bunu bize bırak” diyenler bile oluyor. Akıl akıldan üstündür diyoruz ancak ortak akıl daha üstündür. Ortak akılla alınan kararın uygulaması kolay olur, karara katılanlar kararın uygulanmasında ellerini taşın altına koyarlar. Halkın desteğini almanın yolu önce fikrini almaktan geçer. Benim fikrimi almıyorsan desteğimi de alamazsın…

Cahiller sormazlar, fikir almazlar çünkü onlar her şeyi bilirler. Fikir alanlar bilenlerdir, bilmek isteyenlerdir. Fikir alırken hem kendi fikirlerini test ederler, hem de bilgilerini genişletirler. Bilgilerin paylaşıldıkça büyüdüğünü bilirler.

Seçimler ya da referandumlar için oy kullanma, bürokrasiden istekte bulunma ve kamu politikalarını destekleme, katılımın yaygın ve temel biçimleridir. Katılım olgusunun temelinde toplumun her kesiminden destek geliyorsa demokrasi yolunda ilerliyoruz demektir.

Ülkede yaşayan sıradan vatandaşlardan tutun, girişimcilere, her türlü sivil ve resmi kuruluşlara kadar herkes, kendilerini etkileyecek olan siyasal kararların ayrıntılarından, karar alınmadan önce haberdar olmak istemeli. Mevcut proje ve politikalarda aktif biçimde rol almak ve kararlara doğrudan katılmak istemeli. Bu bir ya da iki kişinin istemesiyle olmuyor. Hep birlikte istemeliyiz. Verilen hakları örneğin, Kent Konseyleri’ni, STK’ları etkin biçimde kullanmalıyız. Katılımı yerelden başlatmalıyız. Demokratik toplumlarda, vatandaş katılımı ilkesi neredeyse evrensel bir değer olarak kabul görmekte ve katılımın araçları ve kapsamı sıklıkla da tartışılmaktadır. Yönetime vatandaşın katılımı, geleneksel olarak yönetim hakkındaki bilgilere daha fazla kamu erişimini kolaylaştırmak, vatandaşların haklarını doğrudan etkileyen konularda, vatandaşın görüşünün alınması ve toplumdaki ilgili tüm kesimlerin adil temsili açısından demokratik katılma için gerekli araçları sağlamaktadır.

SEN BU İŞİ BİZE BIRAK DİYORLAR, BİLDİĞİM İŞİ NİYE BIRAKAYIM Kİ…

Bu köşe daha fazlasını yazmama olanak tanımıyor. O zaman, bulunduğumuz her ortamda, bu konuyu işlemeliyiz. Tepki gösterenlere karşı çıkanlar, olmaz diyenler olacaktır elbet. Ben tek kişi kalsam bile, katılımı savunmayı sürdüreceğim. Bir ortamda, düşüncelerimi açıklamak öneriler getirmek isterken, “Sen bu işi bize bırak” deyince, katılım konusu tüm gece uykumu kaçırdı, aklımı kurcalayıp durdu. Benim uykumu kaçıran keşke daha çok kişinin uykusunu kaçırsa, keşke daha çok kişi, karar süreçlerine katılmak istese. Benim kitabımda umudu yitirmek, umutsuz olmak yok. Belki geç olacak ama Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırma çalışmalarına yerelden başlatıp devam ettireceğiz ve başaracağız…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.