Yine mi Kent Konseyi?
Evet, yine Kent Konseyi.
Kayayı delen su damlasının gücü sürekliliğinde gizliymiş.
Bazı şeyleri kabul görünceye kadar çok tekrarlamak çok konuşmak çok yazmak gerekiyor.
Manisalılar Kent Konseyini önemsesin, Kent Konseyi Çalışma Gruplarında görev alsın, aldığı görevin hakkını versin, kent için proje üretim süreçlerinin içinde olsun istiyoruz.
Katılırsanız bir fazla oluruz.
Amacımız hep daha fazla olmak.
Amacımız çoğalmak.
Yazdıklarımdan çoğalmazsak çalışmayacağız anlamı çıkmasın.
Az kalırsak da çalışacağız.
Az kalsak da çalışmak deyince aklıma hep Manisa Tarzanı geliyor.
Kent Konseyinde yaptığım konuşmalarda hep Manisa Tarzanı’nı örnek olarak gösterdim. Tarzan için yaptığım tanımlamayı paylaştım katılımcılarla.
TARZAN, ES GEÇİLENİ İŞ EDİNEN KİŞİYE DENİR.
Biraz daha açayım. Yeşillendirmeyi kent halkının tümünün iş edinmesi gerekirken, es geçildiğini gören Bahçıvan Yamağı Ahmettin Carlak ağaç dikmeyi ve Manisa’yı yeşillendirmeyi kendisine iş edinmiş ve adı Manisa Tarzanı olarak anılmaya başlanmış. Şimdi Manisa Tarazını’nın adını ve anısını yaşatıyoruz. Heykellerini yapıyoruz. yaşam öyküsünden filmler yapılıyor.
Bu kent için düşünce ve proje üretimini de hemşehrilerimizin büyük bölümü es geçebilir ama biz farkımızı proje üretmeyi iş edinerek ortaya koymalıyız…
Kent Konseyini kimler es geçiyor biliyor musunuz? Kent Konseyini kent konseylerinin kurulmasını sağlayan yasal düzenlemeyi yapanlar es geçiyor. Kentin ortak aklı olsun diye kurulan kent konseyi adı “ortak akıl” olan çalışmada unutuluyor. Kent Konseyini “Avam Kamarası” gibi görenler “Lortlar Kamarası” gibi oluşumlardan uzak tutmaya çalışıyorlar. Kent Konseylerini “alın işte sizde bununla zaman geçirin, oyalanın” denilerek ortaya konulan işlevsiz araçlar gibi gören çok kişi var. Oysa biz Kent Konseyini katılımcı demokrasiye açılan bir kapı gibi gördüğümüz için görev alıyoruz. Kent Konseyinde yapılan çalışmanın kentimize yararı olur diye çalışıyoruz. Manisa Tarzanı gibi bizde es geçileni iş ediniyoruz.
MANİSA KENT KONSEYİ ÇALIŞMA GRUPLARINDA GÖREV ALANLAR BU KENTİN YENİ TARZANLARIDIR
30 Ocak 2012 Pazartesi günü yani bugün, Kent Konseyi Genel Kurulu yapılacak. Yüreğim, katılım büyük olsun derken, beynim olmaz diyor. Yüreğim Manisalılar kent konseyini sevdi derken, beynim henüz değil diyor. Yüreğim destek olur derken, beynim sen köstek olacakları düşün diyor. Beynime mi, yüreğime mi güveneyim bilemiyorum.
Manisa Kent Konseyi Manisa’nın Ortak Aklı olabilir. Olmalıdır da…
Kent Konseyi toplantılarında kısa konuşmanın ve dinmenin öneminin sürekli vurgulanması gerekiyor. Herkesin ikna etmeye, ikna olmaya açık olduğunun görülmesi gerekiyor.
Oylama verine OYDAŞMA gerektiğinin özümsenmesi gerekiyor.
Sivil Toplum Örgütlerinin Genel Kurullarında edindiğimiz alışkanlıklardan vazgeçmemiz gerekiyor. Karşılıklı, saygı sevgi ve uzlaşma gerekiyor.
Üzerinde uzlaşamadığımız konuları öteleyebilir, uzlaştıklarımızı öne geçirebiliriz. Ne geçirmeyi başardıklarımız Manisa için kazanım olur…
Kent Konseyi Çalışma Gruplarında birlikte üreteceğimiz, ortak akıl ürünü durumuna getireceğimiz her sözcüğün, her cümlenin her görüşün alkışlanmaya değer olduğun biliyoruz…Kent Konseyinde önde olan seçmek ya da seçilmek değil, çalışmalara gönüllü olarak katılmaktır.
Kent Konseyleri bürokrasinin yeni uzantıları değil, sivilleşmenin ve katılımın yeni araçlarıdır.
Kent Konseylerinde yeni bir “BÜROKRASİ” oluşturmanın yararının olmayacağını tekrarlayıp duracağım.
Düşünce ve Proje üretmek, kentine seven, katılımdan yana herkese yakışır.
Görevimiz düşence ve proje üretiminin önüne engeller koymak değil, varsa engelleri kaldırmaktır.
Araca değil, amaca kilitlenelim. Amaç, kentimizin sorunlarına çözüm getirecek, kentimizi geleceğe hazırlayacak projeler üretmektir…
Eleştirmek elbet ki yurttaşlık ve kentlilik hakkıdır. Ancak, eleştirmek bir proje üretim tekniği değildir. Eleştiri ile azalır, uzlaşma ve hoşgörüyle çoğalırız..
Düşünce özgürlük ortamında gelişir.
Kafamızın içindeki ve dışındaki duvarları yıkmadan, zincirleri koparmadan proje üretemeyiz.
Zaten fazlasıyla var olan duvarlara yeni duvarlar eklemeyelim lütfen…
Kısır çekişmelerin bizi içine çeken döngüsüne düşmeyelim lütfen…
Birlikte üretmenin tadına varalım.
Kentimiz için birlikte proje üretmek ve uygulandığını görmek bizim ödülümüz olacaktır.
Geride boşa geçen yıllar değil, projeler bırakalım.
Geride kırgınlıklar değil, eylem içinde gelişen ve büyüyen dostluklar bıkalım.
Kentimi ve hemşehrilerimi sevmek sevgiyi paylaşmak bana keyif veriyor.
Sevgi ve bilgi paylaşıldıkça büyüyor.
Kent Konseyi Çalışma Grupları, sevginin ve bilginin paylaşılarak büyütüldüğü, hemşehrilik bağlarının güçlendiği buluşma noktalarımız olsun.
“Yine mi Kent Konseyi?” sorusuna, evet yine Kent Konseyi yanıtını neden verdiğimi yazımı noktalarken daha iyi anladım. Kentimi ve kent konseyini en az kendimi sevdiğim kadar seviyorum da ondan.