30 Kasım 2021, Salı günü yolumuz Muğla Milas Çomakdağ Kızılağaç köyüne düştü.
Yaklaşık bir aydır, Obasya’da AB’nin hibe desteği ile açacağımız Merkezi Finans Birimi ile Kültür ve Turizm Bakanlığı işbirliği ile uyguladığımız Kültür Sınır Tanımaz adlı projemiz kapsamında açacağımız 18-19. Yüzyıl Kadın Kıyafetleri Müzesi için Ege Bölgesi kazan, biz kepçe il ve ilçeleri geziyoruz.
29-30 Kasım 2021, Pazartesi Salı günleri Muğla ilindeydik. Her gittiğimiz il ilçede fotoğraflar çekip arşivliyoruz. Yeni yerler görüyor, yeni kişilerle tanışıyoruz. Gördüğüm yerleri tanıştığım kişileri yazmak istiyorum.
**
Bugün bu köşede, Çomakdağ”ı yazacağım. Çomakdağ Kızılağaç Köyünü çok duyardım, gidince gelenekleriyle görenekleriyle, evleriyle giyimleriyle görmeye değer bir köy olduğunu gördüm. Kızılağaç köylüleri, Oğuzların yivi boyundan olduklarını söylüyorlar. Ataları yaklaşık 500 yıl önce gelip bu topraklara yerleşmişler. Taş evleri, evlerin yüksek bacaları gerçekten görülmeye değer. Köye kadın kıyafetlerini, özellikle baş bağlama biçimlerini incelemek ve beğendiklerimizi satın almak için geldiğimizi söyleyince, bir köylü alıp bizi kendi evine götürdü. Eşi başını bağlamış olarak çıktığı karşımıza. Her kadının başında mutlaka bir çiçek vardı. Kaç göç yoktu fotoğraflarını çekerken durup poz veriyorlardı. Sonra bohçalar çıktı ortaya, oyalı yazmalar, ipek el dokumaları, renk renk bezler döküldü ortaya. Bence gidin gelenekler nasıl korunuyormuş, turizm nasıl geliştiriliyormuş görün. Yerli, yabancı turlar geliyormuş köye.
**
Geçiminizi nasıl sağlıyorsunuz diye sordum köylülere. “Zeytin, pamuk, hububat yetiştiriyoruz. Hayvancılık yapıyoruz. Köyümüzde ipek dokumacılığı var” dediler. Köyden kente göç yok. Köyde 1.200 kişi yaşıyor. Evlerin tümü tescilli koruma altında. Keşke yeni yapılanlar da geleneksel mimariye uygun olarak yapılsaydı dedim. Yeni yapılan ve köyün genel dokusunu bozan üç-beş ev olmasaymış ya da geleneksel mimariye uygun biçimde yapılsaymış keşke…
**
Köylüler güler yüzlü sevecen insanlar, köy kahvesinde çaylarımızı bir genç kız getirdi. Hepsi beyaz tenli mavi ya da yeşil gözlü güzel insanlar. Gördüğümüz kadınların tümünde geleneksel şekilde bağlanmış süslü başlıkları ve bu başlıklarına tutturulmuş mevsim çiçekleri var. İpek dokumacılığı, geleneksel giysilerin dikimi, oyaların yapılması işleri köyün kadınları tarafından yapılıyor. Köyde bir evi müze haline getirmişler. Tavan kapı ve pencere işlemeleri görülmeye değer.
**
Obasya’da açacağımız kadın kıyafetleri müzesinde, geleneksel süslü bir kadın başı sergileyeceğiz mutlaka.
Müzede sergileyeceğimiz kıyafetler büyük ölçüde tamamlandı diyebiliriz. Müzemiz yeni yılın ilk aylarında açılmış olacak. 25 kadın kıyafetinin bulunacağı müzedeki kıyafetlerin 20’si Ege Bölgesi illerinden olacak 5 kıyafette Bulgaristan’dan gelecek. Bulgaristan’dan gelecek kıyafetleri projemizin ortağı Kırcaali Belediyesi ve Ömer Lütfü Kültür Derneği’nin yardımlarıyla toplayacağız.
**
Kültür Sınır Tanımaz adlı projemizin ortakları Manisa Büyükşehir Belediyesi, Bulgaristan Kırcaali Belediyesi ve Ömer Lütfü Kültür Derneğidir. Projemizin iştirakçileri ise, Manisa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Manisa Milli Eğitim Müdürlüğü ve Saruhanlı ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü’dür. Şehzadeler ve Saruhanlı Halk Eğitim Merkezleri’nde, el işi ve aksesuar üretim kursları da açılacaktır.
AB’nin hibe desteği ile kurulan müzemizin yanında, bir de 700 metrekarelik etkinlik çadırımız olacak. Müzemizin ve etkinlik çadırımızın yapımı devam ediyor…