BATININ İNCİSİ SANAYİNİN ÖNCÜSÜ MANİSA
Manisa denilince, aklıma gelenleri yazayım sırasıyla:
Üzümün başkenti Manisa.
Doğal güzelliklerin ve mitolojik zenginliğin harmanlandığı Şehzadeler Kenti Manisa.
Ağaç ve doğa sevgisinin önderi, dünyanın ilk çevrecisi Manisa Tarzanı'nın yeşil cenneti Manisa.
Bereketin simgesi Kibele ve Niobe anıtlarının bulunduğu, Yılkı Atları'yla ünlü, mitolojelere konu edilen Tantalis Kenti'nin kralı Tantalos'un tanrılara sofra kurduğu, Sipil Dağı'nın bulunduğu kent Manisa.
Geleneklerini koruyan, 64 yörük köyünü barındıran, adını geçmişte Aigai ile bugün de Obasya ile daha çok duyuran Yunt Dağı'nın bulunduğu kent Manisa.
Batının incisi, sanayinin öncüsü Manisa.
Geçmişten geleceğe köprüler kuran kent Manisa.
Sevilmeye, çalışılmaya, yüceltilmeye, yeni değerler kazandırılmaya, emek verilmeye değer, verileni fazlasıyla veren bereketli kent Manisa.
SİVİL TOPLUM GELİŞTİKÇE HEM DEMOKRASİ GÜÇLENİR HEM MANİSA GELİŞİR. GELİŞMENİN ANAHTARI SİVİL TOPLUMDUR.
Manisa'nın gelişmesi sivil toplumun gelişmesiyle hızlanacaktır. Sivil toplum geliştikçe hem demokrasi güçlenecek, hem de katılım artacaktır. Katılım olmadan atılım olmadığını biliyoruz. Katılım olunca, proje üretmek, üretilen projeyi gerçekleştirmek ve tüm bunlardan daha önemlisi projelere sahip çıkmak kolaylaşacaktır.
Bir düşünür, "Anlatırsan, unutabilirim; Gösterirsen, belki hatırlarım; Beni işin içine katarsan, asla unutmam öğrenirim" demiş. Ne güzel söylemiş değil mi? Vatandaşı işin içine katmak gerekiyor. Vatandaşın katılımı da ancak Sivil Toplum'un gelişmesiyle oluyor. Yıllardır, sivil toplum örgütlerinde çalışıyorum. Ürettiğim, üretilmesine katkı yaptığım tüm projeler, sivil toplumun içinden çıktı gelişti ve uygulandı. Sivil Toplum ortak aklın zeminidir. Sivil Toplum ortak aklın verimli üretken bitek tarlasıdır. Sivil Toplum içinde biçimlenen ortak aklın, düşüncenin ve projelerin sahibi çok oluyor. Sivil Toplumun gelişmesi "Ben" yerine "Biz"i öne çıkarır. Ben yerine biz diyenlerin çoğalması, Sivil toplumun ve buna bağlı olarak gelişmenin hatta toplumsal barışın müjdecisidir.
İSTEYİN PLANLAYIN ÇALIŞIN OLUR
Geçmişi görkemli Manisa'nın geleceğini de görkemli yapmak için planlar projeler yapmalıyız. Bu güzel kentin geleceğini güvence altına almalıyız. Bu güzel kenti bir Dünya kenti yapmalıyız. Sakın olmaz demeyin. Manisa Organize Sanayi Bölgesi'ne bakın. Bir Dünya Sanayi Bölgesi değil mi?.. Demek ki isteyince oluyor. İsteyin, planlayın, çalışın olur. Bir de Manisa Tarzanı'na bakın, bir tek kişi, bir bahçıvan yamağı, yeşilendirmeyi iş edinmiş, başarılı olmuş ve Manisa Tarzanı olarak ünlenmiş. Şimdi adı ve anısı yaşatılıyor. Anısı çevrecilerin önünü aydınlatıyor. Olmaz demeyin, isteyince oluyor.
Bu güzel kent için, Sivil Toplum başlıklı bir köşe yazısı yazayım diyerek başladım yazmaya. Gördüm ki, aklıma gelenlerin tümünü yazsam kitap hatta kitaplar olacak. Oysa yazdığım yazının dört sayfayı aşmasını istemiyorum. Kısa yazmak zor iş. Ancak ben zor işleri seviyorum. Sözü uzatmadan konuya gireyim hemen...
DOĞUDAN VE YAKIN ÇEVRESİNDEN GÖÇ ALIYOR
İZMİR'E GÖÇ VERİYOR MANİSA
Manisa, gelişen sanayisi, iklim koşulları, verimli toprağı ve İzmir’e yakınlığı nedeniyle yoğun göç alan illerimizin başında geliyor.
DAR GELİRLİLER GELİYOR
ZENGİNLER GİDİYOR
Manisa doğudan ve kendi yakın çevresinden göç alırken, İzmir’e de yoğun biçimde göç veriyor. Gelenler genellikle dar ve orta gelirli, eğitim düzeyi düşük gruplar olurken, gidenler varlıklılar ve eğitim düzeyi yüksek olanlar oluyor.
KUŞATILMIŞ KENT MANİSA
Hızlı göç kentimizi “kuşatılmış kent” durumuna getirdi. Güneyindeki Sipil Dağı etekleri, doğusu ve kuzeyi gecekondularla kuşatılmış durumda. Kentin tek sağlıklı gelişme yönü batı yönü. Kentin batısındaki, kısa adı Manisa Birlik olan Yeni Manisa Konut Üretim Yapı Kooperatifleri Birliği tarafından 1987 yılında projelendirilen "Yeni Manisa" kentin batıya açılan kapısı ve çağdaş yüzü olarak görülmeli, değerlendirilmeli ve desteklenmelidir.
Neden, hastane yapalım, okul yapalım, park yapalım, konut yapalım, AVM yapalım deyince Yeni Manisa akla geliyor hiç düşündünüz mü? Bu sorunun yanıtı gayet basit. Yeni Manisa planlanırken, park alanları, okul alanları, sağlık tesisi alanları, ticaret alanları, sosyal donatı alanları düşünüldü ve planlandı da ondan.
Atatürk Kent Parkı neden Yeni Manisa'ya yapıldı? Park alanı 1987 yılında ayrılıp, park yapılabilir duruma getirildi de ondan. Kent parkı yapanlar sağolsunlar. Ancak, 1987 yılında planlayıp, imar planı uygulaması yaptırıp, rekreasyon alanı olarak ayrılmasını sağlayanlar da unutulmamalı değil mi? Biliyorsunuz, "Marifet iltifata tabidir."
İNSANLARDA NEHİRLER GİBİDİR DENİZE DOĞRU AKARLAR
ADINA KIYILAŞMA SÜRECİ DENİLEN VE ETKİLERİ YILLARDIR İZLENEN BİR SÜREÇ VAR...
İnsanlarda nehirler gibidir. Denize doğru akarlar. Kentimizdeki insanların yönü de batıya yönelik. Kent batıya doğru gelişmesini sürdürecek ve gelecekte, biz istesek de istemesek de İzmir’le bütünleşecektir. Elektrikli tren, İzmir Metro Bağlantısı ve İzmir-Manisa yolundaki çalışmaların özellikle tünelin tamamlanması İzmir-Manisa bütünleşmesini hızlandıracaktır. Manisa'da yatırım yapmak isteyen İzmir gerçeğini, İzmir'de yatırım yapmak isteyen Manisa gerçeğini unutmamalıdır. Manisa olarak, Gediz’deki kirlilik ve benzer sorunlarımızı da ancak, İzmir’le birlikte çalışarak çözebiliriz. İzmir’le var gibi görülen çekişmeyi ve yarışmayı dayanışmaya dönüştürmeliyiz. İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Manisa Büyükşehir Belediyesi, İzmir Valiliği ile Manisa Valiliği, belli aralıklarla bir araya gelmeli ve ortak projeler gerçekleştirmeli ve uygulamalıdır. Manisa’da İzmir”le ilişkilerden sorumlu bir Vali Yardımcısı görevlendirilebilir. İzmir’de de Manisa ile ilişkiler görevi bir Vali Yardımcısı'na verilebilir. Sivil Toplum Örgütleri de İzmir dayanışmasını başlatıp sürdürmelidirler. İzmir ve Manisa iki kent gibi değil, bir kentin iki parçası gibidir. Hava alanımız İzmir'de, limanımız da öyle. İzmir bizim sahil mahallemiz sanki...
Manisa İzmir’e İzmir’in kendi ilçelerinden, İzmir’de Manisa’ya Manisa’nın kendi ilçelerinden daha yakındır. İzmir’le “Kazan –Kazan” amaçlı bütünleşmeye hazırlıklı olmalıyız.
YENİLENEBİLİR ENERJİDE MANİSA ÖNCÜ OLABİLİR
Manisa Yenilenebilir Enerji kaynaklarını gündeminin ilk sırasına koyarak, adını olumlu biçimde duyurabilir. Başta Akhisar ve çevresi olmak üzere, kentimizde Rüzgar Enerjisi'ne yönelik yatırımlar düşünülmeli, projelendirilmeli ve uygulamaya konulmalıdır. Bu doğrultuda başlatılmış projelerin olduğunu biliyoruz. Güneş Enerjisi'ne yönelik çalışmalar da başlatılmalı. Mahalleye dönüştürülen köy yolları ve meydanları güneş enerjisi ile aydınlatılmalı. Manisa Büyükşehir Belediyesi bu konuda örnek ve öncü çalışmalar başlatmalı.
Konutlarımızın yeraltından çıkarılacak sıcak su ile ısıtılması konusunda çalışmalara başlanmalı. Sıcak suyun yer yüzüne kendisinin çıkması beklenmeden, sıcak kayalara ulaşmak için yeni projeler hazırlanmalıdır. Sıcak kayalar ve sıcak su kaynakları daha çok deprem bölgelerinde bulunduğundan, Manisa ve çevresinde özellikle fay hatlarının geçtiği alanlarda çalışma yapılabilir.
Kentimizin tarihi bir kent olduğu, ilk çağlardan bu güne kadar varolmuş bir yerleşim olduğu yönü öne çıkarılarak tanıtım yapılabilir.
DÖRT KAPI PROJESİ TAMAMLANMALIDIR.
Dört Kapı Projesi tamamlanmalıdır. Tüm tarihi ve antik ketlerde, kentin kapılarının olduğu görülmektedir. Bizim kentimizin de, Turgutlu yönünden girişine Akpınar tesislerinin olduğu yere, Kybele Kapısı ya da Bereket Kapısı adı verilerek, görkemli bir Kybele heykeli yaptırılabilir. Hatta yaptırılacak Kibele heykelinin içinde salonlar bile olabilir. Kentimizi İstanbul’a bağlayan yolun uygun bir yerine de örneğin Gediz Köprüsü'nün bulunduğu yere, büyük bir Fatih Heykeli yaptırılarak bu girişe Fatih Kapısı adı verilebilir. Kentimizin İzmir yönündeki bağlantısının, şu anda Atatürk Anıtı'nın bulunduğu noktaya da Cumhuriyet Kapısı adı verilebilir. Menemen yolu üzerine yapılacak düzenlemeye de Uygarlık Kapısı ya da Batı Kapısı adı verilebilir. Bu kapıların anlamı “Manisa olarak, ilk çağdan bugüne kadar varlığımızı koruyan bir kentiz” ilk çağda vardık. İşte Kybele kaya yontusu. İşte Tantalos Efsanesi. İşte Niobe. Biz Orta Çağda’da vardık. Çağı değiştiren Fatih’in şehzadelik dönemi Manisa’da geçmiştir. Bu dört kapı Manisa’ya anlam katacaktır.
"CUMHURİYET KAPISI" ADI VERİLEN, İZMİR YÖNÜNDEN MANİSA'YA GİRERKEN ATATÜRK ANITI'NIN BULUNDUĞU YERE YENİ BİR DÜZENLEME YAPILMALI VE "CUMHURİYET KAPISI" YAZILMALIDIR.
CUMHURİYET KAPISI MANİSA'YA ÇOK YAKIŞIR. BU YAZI MANİSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI SAYIN CENGİZ ERGÜN'E BİR ÇAĞRIDIR...
Cumhuriyet Kapısı önceki Valilerimizden Sayın Ecemiş tarafından gerçekleştirildi. Gerçekleştirildi gerçekleştirilmesine de, "Cumhuriyet Kapısı" bir düzenleme ve büyük bir yazı ile öne çıkarılmalı. Batı Kapısı'nın yapımını Üniversitemiz ya da OSB yüklenebilir. Fatih Kapısı'nın yapımını, Şehzadeler Belediyesi, Manisa Ticaret ve Sanayi Odası, Borsa ve Meslek Odalarımız ortaklaşa yüklenebilirler. Kybele Kapısı da, Akpınar Tesisleri'ni yeniden düzenleyen Manisa Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılabilir. içinde sergi salonları olan büyük bir Kibele heykeli, Bereket Kapısı'na çok yakışacaktır...
Manisa kadınları ile ünlü bir kent. Doğurganlığın ve bereketin simgesi Kybele Kaya Yontusu Sipil Dağı'nın kuzeye bakan yamacında Akpınar’da bulunuyor. Tantalos’un güzel kızı Niobe. Doğal Kayası Sipil Dağı'nın batı kuzeyinde bulunuyor. Hem Kybele, hem Niobe ilgi bekliyor. Sevgi bekliyor. Çevresinin düzenlenmesini bekliyor.
MANİSA KADINLARIYLA ÜNLÜ BİR KENT
Birçok dilde “Ma” ana anlamına geliyor. “Nisa” kadın demek. “Manisa” "Ana kadın" olarak anlamlandırılabilir. Kentimizin adı konulurken, böyle düşünülmemiştir elbet. Ancak bizim böyle anlamlandırmamızın ne zararı olabilir ki? Manisa ünlü kadınlar kentidir diebiliriz. İşte ilk kadın, doğurganlığın simgesi Kybele. İşte Niobe ve İşte Manisa’nın köklü geleneği Mesir’i başlatan Hafsa Sultan. Manisa’nın bu yönü de öne çıkarılmalı ve tanıtımı bu yönüyle de yapılmalıdır. Manisalı kadınlar, çalışkan, girişimci ve başarılıdırlar. Bu kente ne kadar fazla kadın eli değerse o kadar güzel olur...
MANİSA'DA TURİZM SEFERBERLİĞİ BAŞLATILMALI
Eğer, Manisa’ya turist gelmesi isteniyorsa, Tantalos Efsanesi'nden, Kybele’den, Niobe’den, Görkemli Sipil Dağı ve Yunt Dağı'ndan, Otantik El Sanatları'ndan, bölgeye özgü bitki örtüsünden mutlaka yararlanılmalıdır.
Manisa’nın tanıtımını yapacak, eğitimine ve gelişimine katkı sağlayacak Manisa Vakfı’nın kurulması gerçekleştirilmelidir. C.B.Ü. turizmi destekleyecek yeni bölümler açılabilir. Örneğin, Rehberlik Yüksek Okulu gibi, Örneğin aşçı yetiştirecek Yüksek Aşçılık Okulu gibi,
Aigai atik kentinin bulunduğu alanda, Manisalı işadamı İsmail Akçura'nın katkıları ile başlayan ve Manisa Büyükşehir Belediyesi'nin desteği ile sürdürülen kazılar, antik kente olan ilgiyi artıracaktır. Bunun için Köseler Köyü’ne yatırım yapılmalı. Turistlerin, yeme içme ihtiyaçlarını karşılayacak tesisler kurulmalı. Köylüler evlerinde köy yemeklerini turistlere sunma ve onları evlerinde konuk etme konusunda eğitilmeli ve desteklenmelidir.
Manisa’da Turizm Seferberliği başlatılıp sürdürülmeli. Manisa'da turizmin geliştirilmesini çok konuşup çok yazacağız. Ancak yazmanın ve konuşmanın yetmeyeceğini de bilmeliyiz. Yazdıklarımız ve konuştuklarımız, projeye dönüştürülüp, uygulanmadıkça fazla bir anlam ifade etmeyecektir. Yazmanın ve konuşmanın projeye dönüştürülmesi için de çalışacağız elbet. Maddi birikimlerimizin ve imkanlarımızın yanında, emeğimizi de koyacağız ortaya. Manisa’yı seviyorsak sevginin emek istediğini de bilmeliyiz. Bu kent çalışmaya değer, bu kent verdiğinizi geri verme özellikli bir kenttir. Bu kente yapılan yatırımın kalkınma ve gelişme demek olduğu hep görülmüştür.
Manisa, önüne çıkan fırsatları iyi değerlendirmeli, gelişmek için Avrupa Birliği Fonları'ndan yararlanmalıdır. Bunun için, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) ve Zafer Kalkınma Ajansı'ndan hibe desteği almak için projeler yapmalıdır.
SİVİL TOPLUM GELİŞTİKÇE, BİRLİKTE İŞGÖRME ALIŞKANLIĞI GELİŞECEK, AİDİYET DUYGUSU GÜÇLENECEK, AVRUPA BİRLİĞİ YOLU AÇILACAK VE MANİSA ÇAĞDAŞ UYGARLIK YOLUNDA EMİN ADIMLARLA İLERLEYECEKTİR...