Ortak Akıl yıllardır, hem söylemimde hem eylemimde olduğu için bu yazıyı yazmak benim için ötelenmez bir görev oldu..
Kentimizde düzenlenen Ortak Akıl toplantıları içinde düzenleyici olarak görev aldıklarım da oldu, katılımcısı olduklarım da oldu. Hepsinden de çok keyif aldım. Ege Ekonomi Geliştirme Vakfı’nın (EGEV) günlerce haftalarca süren çalışmasının ardından bu gün bile yararlanılan çok güzel raporlar, veriler, düşünceler çıktı ortaya. Manisa Ticaret ve Sanayi Odasının öncülüğünde yapılan ortak akıl toplantılarına da katılıyorum ve güzel sonuçlar elde edildiğini görüyorum.
Gelişen Kentimin Ortak Akıl Platformu olarak gördüğüm Kent Konseyi ile kuruşundan bu yana yakından ilgileniyorum.
Manisa’da, Manisa Milletvekili Sayın Hüseyin Tanrıverdi’nin girişimiyle düzenlen bir Ortak Akıl çalışması başlatıldığını öğrenince konuya eğilme gereğini duydum. Amacım ne “bilgiçlik taslamak” ne de düzenleyicileri eleştirmek. Amacım sadece kendinden önce kentini düşünmeyi ilke edinmiş bir Manisalı olarak düşüncelerimi hemşerilerimle paylaşmaktır. İşimiz taş üstüne taş koyanı eleştirmek olmadı hiçbir zaman. İşimiz taş üstüne taş koymak, koyana yardımcı olmaktır.
Yazımın başlığı Ortak Akıl olduğunu göre, bu konuya açıklık getirmek istiyorum. Ortak Akıl ve Arama Konferansı birlikte anılır. “Arama Konferansı ortak akıl yaratmayı amaçlayan katılımlı bir planlama metodolojisidir.” Ortak görüş yaratmayı, ortak sorunlara çözüm bulmayı, daha iyiye ulaşmak, gelişmek için neler yapılması gerektiğini belirlemeyi ve ortak hedefler seçmeyi sağlayan bir çalışma düzenidir. Klasik olmayan konferans düzeni içinde, ortak akıl aramak üzere 30-40 dolayında “iddia sahibini” 2-3 gün süre ile bir araya getirir. İddia sahipleri, konu ile ilgili, o konuda çalışıp bir tecrübe kazanmış karar vericiler ve bilgi birikimi olan kişiler diye tanımlanır. Aranan şey ortak akıldır. Katılımcıların birbirlerini ikna ederek geliştirecekleri ortak akıl arama konferansının her aşamasında aranır ve bulunur. Klasik konferans düzenlerinde bir veya birkaç kişi çıkıp belirli konuları anlatır ve geri kalanlar dinler; Arama Konferansında ise, tam tersine, katılanların tamamı bir düzen içinde konuşarak bir sonuca ulaşır. Beyin fırtınaları, tartışma ve yorum konuları genelden özele doğru yürür ve evvelden tanımlanmış olan "konferans görevi" tamamlanınca sona erer. Bu açıdan bakınca Manisa’da yapılan söz konusu toplantının bir ortak akıl toplantısı olmadığı görülecektir. Arama konferansının amacı, normal olarak direkt ilişkide bulunmayan kişileri bir araya getirip, onları katılımlı bir tasarım ve problem çözme süreci içine sokmasıdır. Bakın işte burası çok önemli. Bir araya getirilen kişiler “oturdukları koltuklara, işgal ettikleri makamlara” bakarak çağrılmıyorlar. Kişiler ürettikleri düşüncelere, ortaya koydukları iddialara bakılarak çağırılıyorlar. Arama konferansı “ortak akıl” yaratmaya yönelik bir katılım tekniğidir. Arama konferansı çok çeşitli gerekçelerle yapılabilir. Organizasyonda vizyon ve misyonun belirlenmesi için arama konferansı yapılabileceği gibi, stratejik planlamanın hazırlanması için, organizasyondaki sorunların tespiti ve buna ilişkin çözümlerin bulunması için de arama konferansları yapılabilir. Arama konferanslarında “beyin fırtınası” adı verilen teknikten geniş ölçüde yararlanılarak ortak akıl yordamıyla “ortak görüş”ler üzerinde konsensüs’e ulaşılmaya çalışılır.
Yazının başlarında da belirttiğim gibi, Manisa Valiliği, Manisa Belediyesi, Celal Bayar Üniversitesi ve bir çok kurum ve kuruluşun desteği ile Manisa’da Ticaret ve Sanayi Odasının öncülüğünde başlatılıp sürdürülen “Manisa 2023” adıyla öne çıkan çalışma tam bir Arama Konferansı, tam bir Ortak Akıl çalışmasıdır. EGEV’in yaptıkları da öyle…
Parlak fikirleri projeye dönüştürmek için ortak akıl toplantıları yapılır. Kimse ortak akıl toplantılarının yararlı olmayacağını söylemiyor artık. Ancak, hiyerarşi gözetilerek, makamlar önde tutularak düzenlenen “bir araya gelme” toplanma işine ORTAK AKIL toplantısı dememek, öyle görmemek gerekir. Toplantının adına “Ortak Akıl” toplantısı derseniz, parlak düşünceleri olduğunun düşünenler, bunları yazarak, konuşarak ortaya koyanlar, “acaba ben niye çağırılmadım?” diye sormaya başlarlar. Sorduklarında haksızda sayılmamalılar bence.
Düşünce üretimi başka bir şeydir, Yönetim başka bir şey. Yöneten gerektiğinde düşünce üreteni de emrinde çalıştırandır. Ortak akıl toplantısı “Yönetenler” toplantısı değil, “Düşünce Üretenler” toplantısıdır.
Bu kentin Milletvekilleri, yöneticilerini bir araya getirmekte güzel bir çalışma. İnsanlar birbirlerini daha yakından tanımış olurlar. Ancak o tür toplantılardan Ortak Akıl yerine “Uzlaşma” yerine “Ayrışma” çıkar. Oysa ortak akıl bir uzlaşma işidir…
Manisa Kent Konseyi bu kentin Ortak Aklı olabilecek düşünce üretimleri yapsın diye kuruldu. Manisa’da Ortak Aklın denilince Kent Konseyi de gelmeli akla… Yoksa Kent Konseylerinde görev alanlar, varlık nedenlerini anlamakta güçlük çekmeye başlarlar. Kent Konseyleri “Alın bu oyuncak da sizin olsun, sizde bununla eğlenin” demek için ve bir ölçüde yasak savmak için “avam oyalansın” diye kurulmadı. Böyle olduğunu düşünseydik görev almazdık zaten…
Belirlenen bir amaca ulaşmak için uygun araçlar seçilmeli. Ortak akıl için Arama Konferansı uygun bir araçtır da, katılımı protokole göre yapmak uygun bir yöntem değildir…
Ortak Akıl, konudan etkilenen ya da konuyu etkileyen kişilerin üzerinde uzlaştığı akıldır. Etkileyenler ve etkilenenler denilince, aklımıza daha farklı bir oluşum gelmeli.
Manisa Ortak Akıl Toplantısında, “Kurumunu Ancak Başkanı Temsil Eder” deniliyormuş. Bunu Banka dese, bunu resmi kurum dese anlarım da, bunu Ortak Akıl toplantısı düzenleyenler derse anlayamam. Çünkü “Akıl, koltukta değil kafadadır.”
Ortak akıl toplantılarında katılımcılardan çerçeveleri çizilmiş resmi görüşleri değil, her türlü kısıtlamadan arınmış “özgür düşünceleri” istenir. İşte o zaman üzerinde uzlaşılabilecek yeni düşüncelere ulaşılabilir.
Ortak Akıl oluşturma amaçlı toplantılarda kullanılan belli başlı yöntem grup çalışması temeline dayanan “beyin fırtınası” tekniğidir. Klasik konferans düzenlerinin tam tersine önce katılımcılar küçük gruplar halinde konuşur ve bir ortak akıl bulmaya çalışır. Daha sonra grupların çalışmaları bir araya getirilerek tekrar tartışmalar yapılır ve nihai bir sonuç üzerinde uzlaşmaya çalışılır. Hiyerarşinin olduğu toplantıda bu sağlanamaz. Hiyerarşinin önde olduğu toplantılarda bir kişi konuşun diğerleri dinler. Etkin olanlar ve edilgen olanlar vardır. Ortak Akıl toplantısında herkesin etkin olması istenir…
Manisa’da Ortak Akıl toplantısı olarak adlandırılan toplantı aslında bir genel değerlendirme, kişilerin kendilerini ve kurumlarını ifade etme toplantısıdır. “Dediğim dedik. Benim dediğim yasadır, yönetmeliktir. Partimin görüşü budur.” anlayışı ile Ortak Akıl üretilemez…
Manisa’nın Ortak Akıl, Arama Konferansı, Beyin Fırtınası gibi toplantılara her zaman ihtiyacı olacaktır. Ben ve benim gibi, kendinden çok kentini düşünen insanlarda bu toplantılarda ortak akıl oluşturulması çalışmasının içinde olmayı isteyecektir. Bunun yadırganacak bir yanı da yok. Manisa’nın batısını gecekondulaşmadan kurtararak çağdaş br yerleşimin oluşumuna katkıda bulunmuş, hayatının en güzel 25 yılını yeni bir kentin kurulmasına Manisa’ya adamış, gel denilen her yere gitmiş, çalışmış üretmiş, düşünmüş, düşüncelerini paylaşmaktan keyif almış bir kişinin ortak akıl oluşumunun içinde bende olmak istiyorum demesinin yadırganacak bir yanı yoktur değil mi?
Ortak Akıl konusunda yazmayı sürdüreceğim. Bu konuda katkıda bulunursanız sevinirim. mustafapala@yenimanisa.com yazabilirsiniz. Yüz yüze konuşsak daha çok sevinirim ancak en kıt kaynağımız zaman olduğu için, yüz yüze konuşmaya fırsat yatatılamıyor bu kargaşa ortamında. Gelirseniz herkese kapım açık
https://youbets.net/ - 1xbet - aresbet - asyabahis - bahsegel