Mustafa PALA
Köşe Yazarı
Mustafa PALA
 

TOPLUMSAL BARIŞ VE DAYANIŞMA

İnsanoğlu istemediği her şeyin bahanesini istediği her şeyin çaresini bulmada çok deneyim kazandı. Oluru olmaz, olmazı olur yapmada çok yetenekli olanlar var. Sevdirmeyi beceremeyecekler korkutmada çok mahirler. İşletmelere çökmeler günlük olaylardan sayılıyor neredeyse. Adam geliyor işyerine çöküyor. İnsanlar “vah vah çok üzüldüm, aman kendine dikkat et, bu adamlar her şey yapabilir” demenin ötesinde bir şey demiyor, bir şey yapmıyor. Tek güvencemiz yargı ancak yargı çok yavaş işliyor. Yaşadıklarımızı yazacağım bir gün…    YASAMA, YÜRÜTME, YARGI ERKLERİ BAĞIMSIZ OLMALI   Bizim toplum olarak, mazeret üretmeyen marifet gösteren, kendinden önce toplumu düşünen insanlara çok ihtiyacımız var. Böyle insanlar yok mu elbet ki var. Ancak insanlarımız örgütlü değil. Soran sorgulayan araştıran insanlarımızın mutlaka örgütlü olması gerekiyor, yoksa cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandıramayız. Yasama, Yürütme, Yargı erkleri bağımsız olmalı. Ülke olarak barış içinde yaşamayı, işbirliği ve dayanışma yapmayı bir türlü başaramıyoruz. Bunun temel nedeni demokrasimizin kurum ve kuruluşları ile yerine oturmayışı bir başka biçimde söylersek kökleşmeyişi. Kökleşmiş bir demokrasi, güçlü bir ekonomi olmayınca, sık sık bunalımların içine düşmek kaçınılmaz oluyor. *** Ülkede demokrasinin işler duruma gelebilmesi için, devletin yeniden yapılanması, yoksulluğun yenilmesi, ekonominin güçlenmesi tüm bunlar içinde toplumsal barış ve dayanışmanın güçlendirilmesi gerekiyor. Barışta, hayırlı evlatlar olarak, yaşlanmış dedelerimizi ninelerimizi annemizi babamızı ve akrabalarımızı gömüyoruz. Bu durumu yaşamın değişmez gerçeği olarak görüyoruz. Oysa savaşta, babalar evlatlarını gömüyorlar. Savaşın savunulacak bir yanı yok. Savaş en kolayı işin. Zor olan barışı sağlamak. Zor olanı büyük liderler seçiyor ve başarılarıyla liderlikleri tescilleniyor. Büyük liderler barışın güvencesi oluyor. Büyük liderler, "Yurtta barış, Dünyada barış" diyor. Savaş ekonomisi emperyalist ülkelerin işine gelebilir. Ancak, çağdaş demokrasilerin, gelişmiş ekonomilerin, savaşla işi olmamalı. ***   İşin başı toplumsal barış ve dayanışma. Toplumsal barış olmayınca, inanın hiçbir gelişme olmaz. Olmadığını da görüyoruz. Bu ülkenin acilen yeni bir Toplumsal Barış ve Dayanışma Projesine ihtiyacı var. İşine geldiğinde dillendirilecek, işine gelmediğinde unutulacak bir proje olmamalı, Toplumsal Barış ve Dayanışma Projesi. Şimdi birazcık sesli düşünür gibi, düşünerek, aklıma gelenleri, geldiği gibi sıralamak istiyorum. Daha sonra Toplumsal Barış ve Dayanışma konusunu  böyle bir köşe yazısı olmaktan çıkararak, bir projeye dönüştürme düşüncesi oluştu kafamda. Keşke, insanlar, özellikle siyasi partiler bu konuda kafa yorup, toplumun önüne Toplumsal Barış ve Dayanışma Projesi koyabilseler. Barış, insanı umutlandıran güzel bir sözcük. Yeni Manisa’da oluşturduğumuz ilk alanın adına Barış Alanı dedik. Barış ve dayanışmayı hep gündemimizin ilk sırasında tuttuk. *** Kişi önce kendisiyle barışık olacak. Kendisiyle barışık olan  insanların oluşturduğu bir ailede barış kolay sağlanır. Barış içinde yaşayan ailelerin oturduğu apartmanda, sitede ya da mahallede barış ve dayanışma sağlamak hiçte zor olmaz. Kendisiyle ve birbirleri ile barışık insanların oluşturduğu bir toplumda dayanışmayı güçlendirmek kolaylaşacaktır. Toplumsal barış etnik köken ve inanç ayrılıklarını da sorun olmaktan çıkaracaktır. Ülkemizin temel sorunu bu. Toplumsal barış ve dayanışmayı güçlendiremediğimiz zaman ne demokrasimizi ne de ekonomimizi güçlendirebiliriz. Toplumsal Barış ve Dayanışmayı kuru bir kavram olmaktan çıkarıp içini doldurup, uygulanabilir bir projeye dönüştürebilirsek gelişmenin yolu açılmış olur...  ÇOK SESLİLİK BÜYÜK BİR ZENGİNLİKTİR Herkesin birbirine kazık  atmayı, işyerlerine çökmeyi düşündüğü bir toplumda barış, kardeşlik ve dayanışma olmuyor. Olmaz. Bunlar olmayınca da gelişme olmaz. Çok sesliğin uyumlu birlikteliğini sağlamada başarılı değiliz. Oysa çok seslilik değerlendirilebilirse büyük bir zenginliktir. Barış kardeşlik ve dayanışmayı güçlendirmekten, birbirimizi sevmekten başka yolumuz yok. Keşke birileri ortaya çıkıp, toplumun önüne Toplumsal Barış ve Dayanışma Projesi koysa, ne güzel olur değil mi? 
Ekleme Tarihi: 05 Eylül 2024 - Perşembe
Mustafa PALA

TOPLUMSAL BARIŞ VE DAYANIŞMA

İnsanoğlu istemediği her şeyin bahanesini istediği her şeyin çaresini bulmada çok deneyim kazandı. Oluru olmaz, olmazı olur yapmada çok yetenekli olanlar var. Sevdirmeyi beceremeyecekler korkutmada çok mahirler. İşletmelere çökmeler günlük olaylardan sayılıyor neredeyse. Adam geliyor işyerine çöküyor. İnsanlar “vah vah çok üzüldüm, aman kendine dikkat et, bu adamlar her şey yapabilir” demenin ötesinde bir şey demiyor, bir şey yapmıyor. Tek güvencemiz yargı ancak yargı çok yavaş işliyor. Yaşadıklarımızı yazacağım bir gün… 
 

YASAMA, YÜRÜTME, YARGI ERKLERİ BAĞIMSIZ OLMALI
 

Bizim toplum olarak, mazeret üretmeyen marifet gösteren, kendinden önce toplumu düşünen insanlara çok ihtiyacımız var. Böyle insanlar yok mu elbet ki var. Ancak insanlarımız örgütlü değil. Soran sorgulayan araştıran insanlarımızın mutlaka örgütlü olması gerekiyor, yoksa cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandıramayız. Yasama, Yürütme, Yargı erkleri bağımsız olmalı. Ülke olarak barış içinde yaşamayı, işbirliği ve dayanışma yapmayı bir türlü başaramıyoruz. Bunun temel nedeni demokrasimizin kurum ve kuruluşları ile yerine oturmayışı bir başka biçimde söylersek kökleşmeyişi. Kökleşmiş bir demokrasi, güçlü bir ekonomi olmayınca, sık sık bunalımların içine düşmek kaçınılmaz oluyor.

***

Ülkede demokrasinin işler duruma gelebilmesi için, devletin yeniden yapılanması, yoksulluğun yenilmesi, ekonominin güçlenmesi tüm bunlar içinde toplumsal barış ve dayanışmanın güçlendirilmesi gerekiyor. Barışta, hayırlı evlatlar olarak, yaşlanmış dedelerimizi ninelerimizi annemizi babamızı ve akrabalarımızı gömüyoruz. Bu durumu yaşamın değişmez gerçeği olarak görüyoruz. Oysa savaşta, babalar evlatlarını gömüyorlar. Savaşın savunulacak bir yanı yok. Savaş en kolayı işin. Zor olan barışı sağlamak. Zor olanı büyük liderler seçiyor ve başarılarıyla liderlikleri tescilleniyor. Büyük liderler barışın güvencesi oluyor. Büyük liderler, "Yurtta barış, Dünyada barış" diyor. Savaş ekonomisi emperyalist ülkelerin işine gelebilir. Ancak, çağdaş demokrasilerin, gelişmiş ekonomilerin, savaşla işi olmamalı.

***
 

İşin başı toplumsal barış ve dayanışma. Toplumsal barış olmayınca, inanın hiçbir gelişme olmaz. Olmadığını da görüyoruz. Bu ülkenin acilen yeni bir Toplumsal Barış ve Dayanışma Projesine ihtiyacı var. İşine geldiğinde dillendirilecek, işine gelmediğinde unutulacak bir proje olmamalı, Toplumsal Barış ve Dayanışma Projesi. Şimdi birazcık sesli düşünür gibi, düşünerek, aklıma gelenleri, geldiği gibi sıralamak istiyorum. Daha sonra Toplumsal Barış ve Dayanışma konusunu  böyle bir köşe yazısı olmaktan çıkararak, bir projeye dönüştürme düşüncesi oluştu kafamda. Keşke, insanlar, özellikle siyasi partiler bu konuda kafa yorup, toplumun önüne Toplumsal Barış ve Dayanışma Projesi koyabilseler. Barış, insanı umutlandıran güzel bir sözcük. Yeni Manisa’da oluşturduğumuz ilk alanın adına Barış Alanı dedik. Barış ve dayanışmayı hep gündemimizin ilk sırasında tuttuk.

***

Kişi önce kendisiyle barışık olacak. Kendisiyle barışık olan  insanların oluşturduğu bir ailede barış kolay sağlanır. Barış içinde yaşayan ailelerin oturduğu apartmanda, sitede ya da mahallede barış ve dayanışma sağlamak hiçte zor olmaz. Kendisiyle ve birbirleri ile barışık insanların oluşturduğu bir toplumda dayanışmayı güçlendirmek kolaylaşacaktır. Toplumsal barış etnik köken ve inanç ayrılıklarını da sorun olmaktan çıkaracaktır. Ülkemizin temel sorunu bu. Toplumsal barış ve dayanışmayı güçlendiremediğimiz zaman ne demokrasimizi ne de ekonomimizi güçlendirebiliriz. Toplumsal Barış ve Dayanışmayı kuru bir kavram olmaktan çıkarıp içini doldurup, uygulanabilir bir projeye dönüştürebilirsek gelişmenin yolu açılmış olur... 


ÇOK SESLİLİK BÜYÜK BİR ZENGİNLİKTİR

Herkesin birbirine kazık  atmayı, işyerlerine çökmeyi düşündüğü bir toplumda barış, kardeşlik ve dayanışma olmuyor. Olmaz. Bunlar olmayınca da gelişme olmaz. Çok sesliğin uyumlu birlikteliğini sağlamada başarılı değiliz. Oysa çok seslilik değerlendirilebilirse büyük bir zenginliktir. Barış kardeşlik ve dayanışmayı güçlendirmekten, birbirimizi sevmekten başka yolumuz yok. Keşke birileri ortaya çıkıp, toplumun önüne Toplumsal Barış ve Dayanışma Projesi koysa, ne güzel olur değil mi? 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.