Duyarlı bir yurttaş olarak yaklaşık 20 yılı aşkın bir süredir, Yenilenebilir Enerji kaynakları konusuyla ilgileniyorum. Tartışıyorum, tartışmaların içinde olmaya çalışıyorum.
Türkiye’nin Avrupa Birliği adaylığının gündeme gelmesiyle birlikte, hemen hemen her konunun olduğu gibi Yenilenebilir Enerji Kaynakları üzerine yapılan tartışmalar da hızlandı. Ancak konuların derinliğine tartışıldığını çüzümler ve projeler üretildiğini, yatırımlar yapıldığını söylemek mümkün değil..
AB’de benimsenen temel politikalar çerçevesinde, ağırlıklı olarak Yerel Yönetimlerin ve yurttaş haklarının tartışılmakta olduğunu görüyoruz. Yenilenebilir Enerji Kayankaları gibi konular henüz yurttaşın tartışma gündemine girebilmiş değil.
Bu köşede yazdığım bir yazıda ağırlıklı olarak, kentleşmenin Avrupa Sürecine etkilerine değinmiş ve Gelişme Kentleşmedir diye yazmıştım. Yenilenebilir enerji kaynaklarını da sürdürülebilir sağlıklı gelişmenin temeli olarak gördüğümü belirtmek istiyorum. Dünyanın ömrünü ancak, Yenilenebilir Enerji kaynaklarını kullanarak uzatabiliriz. AB’nin kentleşmeyi gelişme olarak değerlendirerek, kentsel yaşamı ilgi alanı içinde görmesinin ve kentsel politikaların gelişim doğrultusunu belirleyecek yol gösterici metinler ortaya koymasının en önemli nedeni, Avrupa’nın dünyanın en kentleşmiş bölgelerinden birini oluşturuyor olmasıdır.
“YENİLENEBİLİR ENERJİ GÜNDEMİN
İLK SIRALARINA TAŞINMALIDIR”
Biliyoruz ki, Avrupalılık ruhu, ancak kentlerde başlatılıp geliştirilebilecektir. Ülkemizde izlenen ekonomik ve siyasal politikaların bir sonucu olarak kentsel alanlarda göç, işsizlik ve gecekondulaşma ve konut gibi toplumsal sorunların ağırlaşması, Avrupa Birliği'ne katılmamızı zorlaştıran etkenlerin başında gelmektedir. Diğer yandan, hava, su ve toprak kirliliği sadece Avrupa için değil dünyamız ve geleceğimiz için önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Bu nedenle, Yenilenebilir Enerji Kaynakları gündemin ilk sıralarına taşınmak isteniyor.
“TKDK, AB FONLARINI KULLANARAK BU
KAYNAKLARI DESTEKLEMEKTEDİR”
AB'de sağlıklı bir çevre politikası oluşturabilmek için, 70'li yıllarda başlatılan çalışmalar aralıksız sürdürülüyor. Bu bağlamda çevre politikasının ilkeleri belirlenmiş öncelikler saptanmıştır. Çevre politikası araçları içinde mali ve teknik araçlar önemlidir. Diğer yandan Türkiye’nin Avrupa Birliği müktesebatına uyum sürecinde çevre konusunda uygulaması gereken birçok düzenlemeler sözkonusudur. Türkiye uyum sürecinde çevre politikalarını oluştururken bunu diğer sektörlerle eşgüdüm içinde yapmalıdır. Diğer yandan çevre politikalarının uygulamaya konması maliyetli bir süreçtir. Türkiye'nin kendi bütçesi ile sorunları çözmede etkili olamayacağı düşünülerek, AB Kaynakları devreye sokulmuştur. Örneğin, Tarım ve Kırsal Kankınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) Avrupa Birliği fonlarını kullanarak, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına ilişkin yatırımlarını desteklemektedir.
“TÜRKİYE'NİN BU DURUMU AVRUPA BİRLİĞİ
ORTAKLIĞI İÇİN ÖNEMLİ BİR AVANTAJ OLUŞTURMAKTADIR”
Avrupa Birliği’nin petrol ve doğal gaz üretiminin sınırlı olduğunu biliyoruz. Artan ihtiyaçlar dışalımlar yoluyla karşılanmaya çalışılıyor. Türkiye'nin konumu Hazar Bölgesi ve Körfez ülkelerinden petrol ve doğal gaz transferindeki potansiyeli Avrupa Birliği için Türkiye’ye stratejik önem yüklemektedir. Avrupa Birliği ile Orta Doğu’yu birbirine bağlayan Türkiye aynı zamanda Akdeniz’de önemli bir güç merkezidir. Türkiye'nin bu durumu Avrupa Birliği ortaklığı için önemli bir avantaj oluşturmaktadır. Ancak, bu avantajın diğer konularla desteklenmesi ve güçlendirmesi gerekiyor.
“ERDİNÇ YAYINCILIK YAPTIĞI PROJE İLE
BU KONUYU AB GÜNDEMİNE TAŞIDI”
Yenilenebilir Enerji Kaynakları konusu, sadece devlet kurumlarında ve ilgili kuruluşlarda değil, sivil toplumca da tartışılmalı ve kamuoyu oluşturulmalıdır. Avrupa Birliği Bakanlığı tarafından yürütülen, Sivil Toplum Diyaloğu Medya Hibe Programı kapsamında, Erdinç Yayıncılık Tanıtım Reklam ve Organizasyon Hizmetleri Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi tarafından hayata geçirilen "Yüksek Standartlar: AB Yolunda Manisa" projesi kentimizde Avrupa Birliğini gündemin ilk sıralarına taşıdı. Konu üzerine çalışmaya ve konuyu tartışmaya başladık. Bilgilerimizi tazelerken, yeni bilgiler de edindik. Benden, Yenilenebilir Enerji Kaynakları üzerine yazı yazmam istendiğinde önce konuya ilişkin olarak yaptıklarımı ve yazdıklarımı anımsamaya çalıştım.
“YENİLENEBİLİR ENERJİYİ’ ‘YENİLEBİLİR’ OLARAK ANLAMIŞTI”
Yenilenebilir Enerji Kaynakları konusu benim için yeni bir konu değil. 20 yıl önce, Manisa Birlik'te Yenilenebilir Enerji kyankalarını tartışmaya başlamıştık. Sık sık toplantılar yapıyorduk. Arkadaşlarıma "Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Görüşeceğiz Gelin" diye çağrı yapmıştım. Bir arkadaşım telefonla arayıp, "Ne yiyeceğimizi bileyimde ona göre gelirim" demişti. Yenilenebilir Enerjiyi, "yenilebilir" enerji olarak anlamıştı. Böyle anlaması çok doğaldı çünkü konu ülkemizde henüz yeni tartışılmaya başlanmıştı. 20 yıl öncesi aklıma geldi güldüm. Birde şunu gördüm, 20 yılda fazla bir yol almamışız. 1996 yılında basımı yapılan "Kent Kooperatifçisinin Kitabı" adlı kitabımda, Yeni Kentler Yeniliklerle Zenginleşiyor başlıklı bir bölüm var. Bu bölümü özetleyerek aktarmak istiyorum:
Yeni Manisa'yı kurarken, yeni inşaat teknolojilerini, yeni inşaat malzemelerini izlemeye çalıştık. Bunun için belirli aralıklarla etkinlikler düzenlemeye başladık. Ön gerilimli kirişleri, tünel kalıpları, hazır betonu, su ve ısı izolasyonlarını bu etkinliklerde öğrendik. Yeni Manisa'da Yenilenebilir Enerji kaynaklarını bu tür etkinliklerde tartışmaya başladık. Yrd. Doç. Dr. Tanay Sıtkı Uyar (Şimdi Prof. Dr.) danışmanımızdı. Katı Atıkların Yeniden Kazanımı (KAYK) da tartışma konularımızın başında yeralıyordu.
MANİSA GÜNEŞEVİ (MANİSOL)
Manisa Birlik Danışma Kurulu üyemiz, Tanay Sıtkı Uyar'ın önerileriyle oluşturduğumuz, ileri teknoloji, düşük enerji gereksinimli, güneş destekli konut tasarımı için oluşturduğumuz Tasarım Takım'nın çalışmalarıyla Yeni Manisa Güneşevi (Manisol) Projesi uygulamaya hazır duruma getirildi. (Güneşevi Projesinin örnek proje olarak uygulanması konusunda, Manisa Belediyesi ile yaptığımız görüşmeler, olumlu biçimde neticelenmeyince, Yeni Manisa Barış Alanında bulunan kitaplığı yazın güneşle soğutulan, kışın güneşle ısıtılan şekilde planlamış ve yapımını sağlamıştık)
Düşük Enerji Tüketimli İleri Teknoloji Konut Tasarım Takımı Prof. Anne Grete Hestnes, Prof.Dr. Eralp Özil, Yrd. Doç. Dr. Tanay Sıtkı Uyar, Yunus Murat Güztoklusu, Mimar Dilek Renda, Mimar Fikret Okutucu, Makina Müh. Erhan Akçöl, İnşaat Müh. Elif Berna Özmen, İnşaat Müh. Fahrettin Kama, Mimar Gülay Duman Nadir, Mimar Bengü Çiğdem Çaklı ve İnşaat Müh. Kazım Cengiz'in katılımıyla oluşturuldu.
KENT KOOPERATİFÇİSİNİN KİTABI'NDAN AKTARMAYA DEVAM EDİYORUM:
Kent Kooperatifçileri olarak, Yeni Manisa'da Enerji Verimli Konut tasarımı konusunda kalıcı bir adım atıyoruz.
Konut tasarımında ve kent planlamasında güneşin tamamıyla unutulduğunu görüyoruz. Kent Planlayıcılarımız ve mimarlarımız yeniden güneşe yönelmek zorunda. Evlerimizi, güneşten en etkin biçimde yararlanacak şekilde planlamalıyız. Ancak evleri sokak kıyılarına sıralayan planlama anlayışı buna olanak tanımıyor.
Fosil yakıt tüketimi azaltılmadan kirliliğin önlenmesi olası değil. Yenilenebilir Enerji Kaynakları önümüzdeki günlerin temel konularından birisi olacaktır. Güneşevi çalışmalarına diğer ülkelerde 1992 başlanmış olmasına karşın, ülkemizde bu konuda yeterli ve yaygın çalışma yapılamamıştır.
Yeni Manisa'da üretilecek Güneşevi, konutların ısıtılması, soğutulması, havalandırılması ve aydınlatılması amacıyla enerji miktarının önemli düzeyde araştırılması için yeni yapı kavramlarının tartışılmasını hızlandıracak ve bu tür uygulamaların önünü açacaktır.
Hiç unutmuyorum. İleri Teknoloji Düşük Enerji Tüketimli Konut Tasarım Takımı'nın ilk toplantısında, Manisa'nın geçmiş üç yıllık metoroloji lerinin alınması gündeme gelmişti, verileri gidip almıştık. Prof. Anne Grete Hestnes, verilere bakıp, tam bir güneş cennetinde yaşıyorsunuz, Manisa'da tüm evler yazın güneşle soğutulup, kışın güneşle ısıtılabilir demişti ve daha az güneş görmesine karşın kendisinin Norveç'te bir güneş evinde oturduğunu belirtmişti.
Bu gün saat 19.30'da Etv'de Yenilenebilir Enerji kaynakları açık oturumu var. Bu oturumun yöneticiiliğini yaparken, yukarıda anlattıklarımı da paylaşmayı düşünüyorum izleyicilerimizle.
20 yıl önce bir GÜNEŞEVİ tasarımı yapmışız ve Yenilenebilir enerji kaynaklarını gündeme taşımışız. Ve de bir şiir yazmışım o yıllarda, bazı konuları şiirle daha güzel ve daha kolay anlattığım için paylaşmak istiyorum okuyucularımızla.
YÜZÜMÜZÜ GÜNEŞE DÖNELİM
Bir güneş ülkesindeyiz
karanlıktayız
ve üşüyoruz
Bir güneş ülkesindeyiz
Güneşi suyu toprağı ve rüzgarı unutmuşuz
karanlıktayız
ve üşüyoruz
ve sağlıklı beslenemiyoruz
Yaşadıklarımızdan
ve de yaşayacak olduklarımızdan
sorumlu olanlar var
Hiç doymazlar var mesela
Mesela vurdum duymazlar var
Hiç doymazlar
Ne varsa tüketiyorlar
Çevreyi kirletiyorlar
Sürekli silah üretiyorlar
Savaş çıkarıyorlar
Dünyayı karıştırıyorlar
Ya vurdum duymazlar
Elle gelen düğün bayram diyorlar
Allah bilir diyorlar
Başa gelen çekilir diyorlar
Gözlerini açtıklarında
Nefes aldıklarını görüp
Buna da şükür diyorlar.
Aslında kabahatin büyüğü olanlarda
Kabahatli onlar
İşte bu vurdumduymazlar
İşte bu vurdumduymazlar
Birde saçını başını yolanlar var
Sayıları çok değil
Onlar bağırdıkça
Gerçeği haykırdıkça
Onlara felaket tellalı diyorlar
Abartmayın diyorlar
Korkutmayın diyorlar
Bir güneş ülkesindeyiz
Açlık ve susuzluk karabasan gibi
Ve kirlilik
Delinen ozon tabakası
Yitip giden umutlarımız
Güneşi algılayamadığımız
Bir güneş ülkesindeyiz
Hani akın vardı güneşe
Hani güneşin zaptı yakındı
Oysa güneşten çok çok uzaktayız şimdi.
Güneşe dönelim yüzümüzü
Yüzümüz aydınlansın.
Güneşe dönelim yüzümüzü
Gölgelerimiz arkamızda kalsın
Yitip gidiyor dünyamızdan
güzel olan ne varsa
bağlarımız kopuyor yaşamla
Uygarlık diye diye katlettik uygarlığı
Uygarlık diye diye yok ettik güzel olan her şeyi
İnsan soyu yeni bir uygarlığı kuramadığında
Gelecek olan kıyamettir
Görevimiz daha insancıl bir uygarlık kurmaktır
Yeni bir uygarlık
Uygarlığın adı kesin
güneş uygarlığı olmalı
Güneş uygarlığında
Hava temiz.
Su temiz
Toprak temiz olmalı
Dünya aydınlanmalı
Bırakıp, dünyamızı kirleten tüm enerjileri
Güneşe yönelmeli
Güneşin ve dünyanın değerini bilmeli
Güneş uygarlığı kurulmalı
Yenilenebilir erenji kaynaklarına yönelmeli
Uygarlığın güneşi,
Anadolu’dan doğmalı
Güneş bizi hem ısıtır hem ışıtır
Güneş yaşamın kaynağıdır
Güneşe dönelim yüzümüzü
Yüzümüz aydınlansın.
Güneşe dönelim yüzümüzü
Gölgelerimiz arkamızda kalsın
Güneş rüzgar toprak ve su
Sağlıklı bir yaşam için
İşte hepsi bu
Güneş rüzgar toprak ve su
Yenilenemilir enerjiiiiiiiiiiiii
Anasayfa
Yazarlar
Mustafa PALA
Yazı Detayı
Bu yazı 867+ kez okundu.
YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI
Duyarlı bir yurttaş olarak yaklaşık 20 yılı aşkın bir süredir, Yenilenebilir Enerji kaynakları konusuyla ilgileniyorum. Tartışıyorum, tartışmaların içinde olmaya çalışıyorum.
Türkiye’nin Avrupa Birliği adaylığının gündeme gelmesiyle birlikte, hemen hemen her konunun olduğu gibi Yenilenebilir Enerji Kaynakları üzerine yapılan tartışmalar da hızlandı. Ancak konuların derinliğine tartışıldığını çüzümler ve projeler üretildiğini, yatırımlar yapıldığını söylemek mümkün değil..
AB’de benimsenen temel politikalar çerçevesinde, ağırlıklı olarak Yerel Yönetimlerin ve yurttaş haklarının tartışılmakta olduğunu görüyoruz. Yenilenebilir Enerji Kayankaları gibi konular henüz yurttaşın tartışma gündemine girebilmiş değil.
Bu köşede yazdığım bir yazıda ağırlıklı olarak, kentleşmenin Avrupa Sürecine etkilerine değinmiş ve Gelişme Kentleşmedir diye yazmıştım. Yenilenebilir enerji kaynaklarını da sürdürülebilir sağlıklı gelişmenin temeli olarak gördüğümü belirtmek istiyorum. Dünyanın ömrünü ancak, Yenilenebilir Enerji kaynaklarını kullanarak uzatabiliriz. AB’nin kentleşmeyi gelişme olarak değerlendirerek, kentsel yaşamı ilgi alanı içinde görmesinin ve kentsel politikaların gelişim doğrultusunu belirleyecek yol gösterici metinler ortaya koymasının en önemli nedeni, Avrupa’nın dünyanın en kentleşmiş bölgelerinden birini oluşturuyor olmasıdır.
“YENİLENEBİLİR ENERJİ GÜNDEMİN
İLK SIRALARINA TAŞINMALIDIR”
Biliyoruz ki, Avrupalılık ruhu, ancak kentlerde başlatılıp geliştirilebilecektir. Ülkemizde izlenen ekonomik ve siyasal politikaların bir sonucu olarak kentsel alanlarda göç, işsizlik ve gecekondulaşma ve konut gibi toplumsal sorunların ağırlaşması, Avrupa Birliği'ne katılmamızı zorlaştıran etkenlerin başında gelmektedir. Diğer yandan, hava, su ve toprak kirliliği sadece Avrupa için değil dünyamız ve geleceğimiz için önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Bu nedenle, Yenilenebilir Enerji Kaynakları gündemin ilk sıralarına taşınmak isteniyor.
“TKDK, AB FONLARINI KULLANARAK BU
KAYNAKLARI DESTEKLEMEKTEDİR”
AB'de sağlıklı bir çevre politikası oluşturabilmek için, 70'li yıllarda başlatılan çalışmalar aralıksız sürdürülüyor. Bu bağlamda çevre politikasının ilkeleri belirlenmiş öncelikler saptanmıştır. Çevre politikası araçları içinde mali ve teknik araçlar önemlidir. Diğer yandan Türkiye’nin Avrupa Birliği müktesebatına uyum sürecinde çevre konusunda uygulaması gereken birçok düzenlemeler sözkonusudur. Türkiye uyum sürecinde çevre politikalarını oluştururken bunu diğer sektörlerle eşgüdüm içinde yapmalıdır. Diğer yandan çevre politikalarının uygulamaya konması maliyetli bir süreçtir. Türkiye'nin kendi bütçesi ile sorunları çözmede etkili olamayacağı düşünülerek, AB Kaynakları devreye sokulmuştur. Örneğin, Tarım ve Kırsal Kankınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) Avrupa Birliği fonlarını kullanarak, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına ilişkin yatırımlarını desteklemektedir.
“TÜRKİYE'NİN BU DURUMU AVRUPA BİRLİĞİ
ORTAKLIĞI İÇİN ÖNEMLİ BİR AVANTAJ OLUŞTURMAKTADIR”
Avrupa Birliği’nin petrol ve doğal gaz üretiminin sınırlı olduğunu biliyoruz. Artan ihtiyaçlar dışalımlar yoluyla karşılanmaya çalışılıyor. Türkiye'nin konumu Hazar Bölgesi ve Körfez ülkelerinden petrol ve doğal gaz transferindeki potansiyeli Avrupa Birliği için Türkiye’ye stratejik önem yüklemektedir. Avrupa Birliği ile Orta Doğu’yu birbirine bağlayan Türkiye aynı zamanda Akdeniz’de önemli bir güç merkezidir. Türkiye'nin bu durumu Avrupa Birliği ortaklığı için önemli bir avantaj oluşturmaktadır. Ancak, bu avantajın diğer konularla desteklenmesi ve güçlendirmesi gerekiyor.
“ERDİNÇ YAYINCILIK YAPTIĞI PROJE İLE
BU KONUYU AB GÜNDEMİNE TAŞIDI”
Yenilenebilir Enerji Kaynakları konusu, sadece devlet kurumlarında ve ilgili kuruluşlarda değil, sivil toplumca da tartışılmalı ve kamuoyu oluşturulmalıdır. Avrupa Birliği Bakanlığı tarafından yürütülen, Sivil Toplum Diyaloğu Medya Hibe Programı kapsamında, Erdinç Yayıncılık Tanıtım Reklam ve Organizasyon Hizmetleri Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi tarafından hayata geçirilen "Yüksek Standartlar: AB Yolunda Manisa" projesi kentimizde Avrupa Birliğini gündemin ilk sıralarına taşıdı. Konu üzerine çalışmaya ve konuyu tartışmaya başladık. Bilgilerimizi tazelerken, yeni bilgiler de edindik. Benden, Yenilenebilir Enerji Kaynakları üzerine yazı yazmam istendiğinde önce konuya ilişkin olarak yaptıklarımı ve yazdıklarımı anımsamaya çalıştım.
“YENİLENEBİLİR ENERJİYİ’ ‘YENİLEBİLİR’ OLARAK ANLAMIŞTI”
Yenilenebilir Enerji Kaynakları konusu benim için yeni bir konu değil. 20 yıl önce, Manisa Birlik'te Yenilenebilir Enerji kyankalarını tartışmaya başlamıştık. Sık sık toplantılar yapıyorduk. Arkadaşlarıma "Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Görüşeceğiz Gelin" diye çağrı yapmıştım. Bir arkadaşım telefonla arayıp, "Ne yiyeceğimizi bileyimde ona göre gelirim" demişti. Yenilenebilir Enerjiyi, "yenilebilir" enerji olarak anlamıştı. Böyle anlaması çok doğaldı çünkü konu ülkemizde henüz yeni tartışılmaya başlanmıştı. 20 yıl öncesi aklıma geldi güldüm. Birde şunu gördüm, 20 yılda fazla bir yol almamışız. 1996 yılında basımı yapılan "Kent Kooperatifçisinin Kitabı" adlı kitabımda, Yeni Kentler Yeniliklerle Zenginleşiyor başlıklı bir bölüm var. Bu bölümü özetleyerek aktarmak istiyorum:
Yeni Manisa'yı kurarken, yeni inşaat teknolojilerini, yeni inşaat malzemelerini izlemeye çalıştık. Bunun için belirli aralıklarla etkinlikler düzenlemeye başladık. Ön gerilimli kirişleri, tünel kalıpları, hazır betonu, su ve ısı izolasyonlarını bu etkinliklerde öğrendik. Yeni Manisa'da Yenilenebilir Enerji kaynaklarını bu tür etkinliklerde tartışmaya başladık. Yrd. Doç. Dr. Tanay Sıtkı Uyar (Şimdi Prof. Dr.) danışmanımızdı. Katı Atıkların Yeniden Kazanımı (KAYK) da tartışma konularımızın başında yeralıyordu.
MANİSA GÜNEŞEVİ (MANİSOL)
Manisa Birlik Danışma Kurulu üyemiz, Tanay Sıtkı Uyar'ın önerileriyle oluşturduğumuz, ileri teknoloji, düşük enerji gereksinimli, güneş destekli konut tasarımı için oluşturduğumuz Tasarım Takım'nın çalışmalarıyla Yeni Manisa Güneşevi (Manisol) Projesi uygulamaya hazır duruma getirildi. (Güneşevi Projesinin örnek proje olarak uygulanması konusunda, Manisa Belediyesi ile yaptığımız görüşmeler, olumlu biçimde neticelenmeyince, Yeni Manisa Barış Alanında bulunan kitaplığı yazın güneşle soğutulan, kışın güneşle ısıtılan şekilde planlamış ve yapımını sağlamıştık)
Düşük Enerji Tüketimli İleri Teknoloji Konut Tasarım Takımı Prof. Anne Grete Hestnes, Prof.Dr. Eralp Özil, Yrd. Doç. Dr. Tanay Sıtkı Uyar, Yunus Murat Güztoklusu, Mimar Dilek Renda, Mimar Fikret Okutucu, Makina Müh. Erhan Akçöl, İnşaat Müh. Elif Berna Özmen, İnşaat Müh. Fahrettin Kama, Mimar Gülay Duman Nadir, Mimar Bengü Çiğdem Çaklı ve İnşaat Müh. Kazım Cengiz'in katılımıyla oluşturuldu.
KENT KOOPERATİFÇİSİNİN KİTABI'NDAN AKTARMAYA DEVAM EDİYORUM:
Kent Kooperatifçileri olarak, Yeni Manisa'da Enerji Verimli Konut tasarımı konusunda kalıcı bir adım atıyoruz.
Konut tasarımında ve kent planlamasında güneşin tamamıyla unutulduğunu görüyoruz. Kent Planlayıcılarımız ve mimarlarımız yeniden güneşe yönelmek zorunda. Evlerimizi, güneşten en etkin biçimde yararlanacak şekilde planlamalıyız. Ancak evleri sokak kıyılarına sıralayan planlama anlayışı buna olanak tanımıyor.
Fosil yakıt tüketimi azaltılmadan kirliliğin önlenmesi olası değil. Yenilenebilir Enerji Kaynakları önümüzdeki günlerin temel konularından birisi olacaktır. Güneşevi çalışmalarına diğer ülkelerde 1992 başlanmış olmasına karşın, ülkemizde bu konuda yeterli ve yaygın çalışma yapılamamıştır.
Yeni Manisa'da üretilecek Güneşevi, konutların ısıtılması, soğutulması, havalandırılması ve aydınlatılması amacıyla enerji miktarının önemli düzeyde araştırılması için yeni yapı kavramlarının tartışılmasını hızlandıracak ve bu tür uygulamaların önünü açacaktır.
Hiç unutmuyorum. İleri Teknoloji Düşük Enerji Tüketimli Konut Tasarım Takımı'nın ilk toplantısında, Manisa'nın geçmiş üç yıllık metoroloji lerinin alınması gündeme gelmişti, verileri gidip almıştık. Prof. Anne Grete Hestnes, verilere bakıp, tam bir güneş cennetinde yaşıyorsunuz, Manisa'da tüm evler yazın güneşle soğutulup, kışın güneşle ısıtılabilir demişti ve daha az güneş görmesine karşın kendisinin Norveç'te bir güneş evinde oturduğunu belirtmişti.
Bu gün saat 19.30'da Etv'de Yenilenebilir Enerji kaynakları açık oturumu var. Bu oturumun yöneticiiliğini yaparken, yukarıda anlattıklarımı da paylaşmayı düşünüyorum izleyicilerimizle.
20 yıl önce bir GÜNEŞEVİ tasarımı yapmışız ve Yenilenebilir enerji kaynaklarını gündeme taşımışız. Ve de bir şiir yazmışım o yıllarda, bazı konuları şiirle daha güzel ve daha kolay anlattığım için paylaşmak istiyorum okuyucularımızla.
YÜZÜMÜZÜ GÜNEŞE DÖNELİM
Bir güneş ülkesindeyiz
karanlıktayız
ve üşüyoruz
Bir güneş ülkesindeyiz
Güneşi suyu toprağı ve rüzgarı unutmuşuz
karanlıktayız
ve üşüyoruz
ve sağlıklı beslenemiyoruz
Yaşadıklarımızdan
ve de yaşayacak olduklarımızdan
sorumlu olanlar var
Hiç doymazlar var mesela
Mesela vurdum duymazlar var
Hiç doymazlar
Ne varsa tüketiyorlar
Çevreyi kirletiyorlar
Sürekli silah üretiyorlar
Savaş çıkarıyorlar
Dünyayı karıştırıyorlar
Ya vurdum duymazlar
Elle gelen düğün bayram diyorlar
Allah bilir diyorlar
Başa gelen çekilir diyorlar
Gözlerini açtıklarında
Nefes aldıklarını görüp
Buna da şükür diyorlar.
Aslında kabahatin büyüğü olanlarda
Kabahatli onlar
İşte bu vurdumduymazlar
İşte bu vurdumduymazlar
Birde saçını başını yolanlar var
Sayıları çok değil
Onlar bağırdıkça
Gerçeği haykırdıkça
Onlara felaket tellalı diyorlar
Abartmayın diyorlar
Korkutmayın diyorlar
Bir güneş ülkesindeyiz
Açlık ve susuzluk karabasan gibi
Ve kirlilik
Delinen ozon tabakası
Yitip giden umutlarımız
Güneşi algılayamadığımız
Bir güneş ülkesindeyiz
Hani akın vardı güneşe
Hani güneşin zaptı yakındı
Oysa güneşten çok çok uzaktayız şimdi.
Güneşe dönelim yüzümüzü
Yüzümüz aydınlansın.
Güneşe dönelim yüzümüzü
Gölgelerimiz arkamızda kalsın
Yitip gidiyor dünyamızdan
güzel olan ne varsa
bağlarımız kopuyor yaşamla
Uygarlık diye diye katlettik uygarlığı
Uygarlık diye diye yok ettik güzel olan her şeyi
İnsan soyu yeni bir uygarlığı kuramadığında
Gelecek olan kıyamettir
Görevimiz daha insancıl bir uygarlık kurmaktır
Yeni bir uygarlık
Uygarlığın adı kesin
güneş uygarlığı olmalı
Güneş uygarlığında
Hava temiz.
Su temiz
Toprak temiz olmalı
Dünya aydınlanmalı
Bırakıp, dünyamızı kirleten tüm enerjileri
Güneşe yönelmeli
Güneşin ve dünyanın değerini bilmeli
Güneş uygarlığı kurulmalı
Yenilenebilir erenji kaynaklarına yönelmeli
Uygarlığın güneşi,
Anadolu’dan doğmalı
Güneş bizi hem ısıtır hem ışıtır
Güneş yaşamın kaynağıdır
Güneşe dönelim yüzümüzü
Yüzümüz aydınlansın.
Güneşe dönelim yüzümüzü
Gölgelerimiz arkamızda kalsın
Güneş rüzgar toprak ve su
Sağlıklı bir yaşam için
İşte hepsi bu
Güneş rüzgar toprak ve su
Yenilenemilir enerjiiiiiiiiiiiii
Ekleme
Tarihi: 13 Ocak 2016 - Çarşamba
YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.