Ben Manisa da yaşıyorum. Burada göçmenler çok fazla. Düğünlerinde geleneklerine o kadar çok sahip çıkıp, o kadar değer veriyorlar ki anlatamam. İlk defa Manisa da gördüğüm bir adetleri var.
***
Kına gecesinde, salondan ayrıldıktan sonra kız evi ağırlıklı olmak üzere kayınvalidenin evinin önüne gelinir. Kayınvalide ikramlar sunar misafirlere. Ülkemizde 12’den sonra yasak olan müzik gelenekler için geçerli olmuyor. En azından benim yaşadığım şehirde bu şekilde.
***
12’den sonra komşumuz müziğin sesini açsa şikâyet ederim. Ama gelenekleri devam ettiren kişilerin özel günlerinde yaptıkları sese sadece seviniyorum. Şu an saat gece 2 civarı. Normal de benim 8. Rüyamı görmem gerekirken, komşumuzun özel zamanlarına tanıklık etmeyi tercih ettik. Tabi tüm sokak olarak.
***
Yine Manisa da ilk defa gördüğüm bir şey daha var ve bu en ilginci; kayınvalidenin evinin önünde oynanırken , ‘kayınvalide donu’ diye tabir edilen, bir kıyafeti yakılır ve üstünden gelin ve damat atlar. Bunun sebebi kimine göre kayınvalideye, ‘artık bu evde hükmün bitti ben geldim’ demek. Kimine göre de ‘evimizde bereket olsun’ demek. Hangi niyetle yaparsanız bence o olur. Bunu yazıya dökmek istedim. Unutmak istemediğim anılardan biri benim için.
***
Artık memleketimize taşınmayı düşündüğümüz için, doğup büyüdüğüm şehrin adetlerini unutmak istemiyorum. Gelenek adı altında yapılan her şeyin, bir anlamı ve yaşanmışlıkları var. Bizler gelenekleri devam ettirerek, geçmişi bugüne taşımış oluyoruz. Belki bilerek belki de bilmeden ama devam ettiriyoruz.
***
İlk defa duyan birine, kaynana donunu yakarak üstünden atlamak saçma gelmesi çok normal. Ama her yörenin kendine ait gelenekleri var. Örf ve adetlerde mantık arayacağımıza, nedenine ve geçmişine baksak daha anlamlı gelir. Birkaç adetin anlamını yazayım.
***
Mesela kına gecesinde testi kırmak. Bunun sebebi nazar inancıyla, gözü olanın nazarının kırılması anlamını taşıyor. Testi olmasının sebebi ise toprağın kutsallığı, temizliği, doğurganlığı yani bereketi sembolize etmesiymiş. Bir örnek daha verip sonlandırayım.
***
Kına gecesinde şeker kırma adeti de var. Bunun sebebi ise gelinle kaynananın dillerinin hep şeker gibi tatlı olması için. Sonra kaynana geline eliyle kırılmış şekerden bir parça yediriyor. Saçma demeyelim. Çünkü saçma olarak bakacak olursak, “su gibi git gel” cümlesi de saçma. Su gibi hızlı nasıl gidip gelebilirim? Gittim geri döneceğim belli mi? Ama burada demek istenen su katışıksız ve doğaldır. “Her şeyin su gibi akıp gitsin” her şeyin yolunda gitsin demek istenir çünkü su akar yolunu bulur.
***
Geleneklerin sebeplerini araştırırken insanların acımasız yorumlarına denk geldim. O yüzden biraz uzattım. Geçmişteki acıları yaşatmakta bir seçenek güzellikleri yaşatmakta. Tercihlerimiz ile hayatımıza şekil veriyoruz.
***
Benim ninem gençliğinde çok misafir ağırlarmış. Tanıdıklarının doğumu, ölümü, düğünü oldu mu hemen ninem koşar gider 10 gün önceden hazırlıklara yardım edermiş. Evde kayınvalidesi kayınpederi ve 3 çocuğu varmış. Annem teyzem dayım. Ninem onları belli yaşa kadar öyle bir yetiştirmiş ki, annemle teyzem dedesi ve babaannesine rahatça bakar olmuşlar.
***
Şimdi ben burada olaya nasıl bakarsam onu görürüm. ‘Ninemi sömürmüş insanlar hep yormuş. Demek ki eskiden beri var insanları istismar etmek’ de diyebilirim. ‘Ninem ne kadar yardım sever, merhametli ve becerikliymiş’ de diyebilirim. Olaya nereden bakarsam öyle görürüm. Gördüğüm şeyler duyguya dönüşür ve geçmişten bu güne benimle gelen duygularımı da beslemiş olurum.
***
Geçmişimize sahip çıkmak çok önemli. Dünyanın neresinde olursa olsun zeybek oynayan birini görürsem Türkiye/İzmir akla gelir. Baklava görsem Türkiye/Gaziantep aklıma gelir. Bunlar bizi temsil eden şeyler. Türkiye zaten obez neden şerbetli baklava yiyoruz diye mantık aramıyorsak, diğerlerinde de aramayalım lütfen. Sizlerle paylaşmak istedim. Okuduğunuz için teşekkürler.