Nihal KARA
Köşe Yazarı
Nihal KARA
 

HAYATIMIZ NEDEN BU KADAR UCUZ?

Bir hafta içeresinde Antalya sahillerinde bulunan 9 ceset haberleriyle hepimiz sarsıldık. İşte bu yüzden yazımın konusu bu olacak. İçlerinden biri 4 Ocak’ta kaybolan 18 yaşındaki bir genç kızımızın olduğu tespit edildi. Kızımızın cesedini bulan da, 12-13 yaşlarında babasıyla balık tutmak için sahile gelen çocuğumuz oldu. HALK, CİNNET HALİNDE Peki 9 kişiyi kim katletti? Kim nereden alıyor bu cesareti? Ölen kişilerin Suriyeli olduğuna dair haberlerde çıktı. Ve bu haberlerin altına Suriyeliyse tamam sorun değil içleri rahatlamış gibi yorumlar yazılmış. Ne acı! Bizler kimsenin ölmesini değil herkesin kendi ülkesinde yaşamasını istiyoruz aslında. Onların da bir insan olduğunu ne ara unuttuk da ölmüş olmalarının haberi bile içimizi rahatlatır hale geldi? Her yazımda dile getiriyorum. Halk, cinnet halinde. Bizler zamanında Yunanlıları trene bindirip göndermedik mi? Bu kadar insan canlısıyken son 20 yıl içinde içimizdeki insan sevgisini kim öldürdü? Bizim hayatımızı o kadar hiçe saydı ki “yöneticiler” bizler de ölüme doğal olarak bakmaya başladık. Ölüm tabi ki doğaldır ama bir insanın dinin dilinin ırkının ne olduğunun önemi olmaksızın normalleştirmemiz acınası bir durum. *** Asıl konumuza gelirsek, insanlarını hayatı kim bu kadar ucuzlatt? Ölürsen ölürsün. Kocan tarafından, sevgilin tarafından, hiç tanımadığın bir psikopat tarafından ya da adaletin işlemeyişine güvenerek, korkusuz manyaklar tarafından öldürülebilirsin. Bu gayet “normal” hale geldi. Artık rahatça boşanabileceğimiz birini bulmaya çalışıyoruz ya da bizi maddi olarak rahat tutacak, sevip sevmediğimize veya yaşının önemine bakmadan birilerine tutunur olduk. *** Bunların tek bir suçlusu var. O da yine biziz. X kişisi, y şahsı demeye gerek var mı? Desek ne olur? Oy vermeye gelince elleriniz gene aynı yere gidiyor. Biz ediyoruz ve yine biz buluyoruz. Ama ne yapıyoruz da sonuçları böyle oluyor? Hayatımızın nefes almamızın bile öneminin olmadığını bile bile yine bizler; “ne olursan ol yine gel” demedik mi? Ben demedim demem de. Diyenlere de saygım sevgim sonsuz sıfır. Ama bunun karşılığı canları değil. Bu yazım da daha farklı şeylere değinecektim ama Silivri’nin bahçesine girecek kadar yazmak istedim. Sonuçta mevsim falan soğuktur dimi? *** Canımızın hiçe sayılmasının nedenini görüp, önlem alabildiğimiz, at gözlüklerini çıkartıp gerçeklere yüzümüzü çevirmediğimiz, güneşli günlerde görüşmek üzere. Vesselam.
Ekleme Tarihi: 26 Ocak 2024 - Cuma
Nihal KARA

HAYATIMIZ NEDEN BU KADAR UCUZ?

Bir hafta içeresinde Antalya sahillerinde bulunan 9 ceset haberleriyle hepimiz sarsıldık. İşte bu yüzden yazımın konusu bu olacak. İçlerinden biri 4 Ocak’ta kaybolan 18 yaşındaki bir genç kızımızın olduğu tespit edildi. Kızımızın cesedini bulan da, 12-13 yaşlarında babasıyla balık tutmak için sahile gelen çocuğumuz oldu.

HALK, CİNNET HALİNDE

Peki 9 kişiyi kim katletti? Kim nereden alıyor bu cesareti? Ölen kişilerin Suriyeli olduğuna dair haberlerde çıktı. Ve bu haberlerin altına Suriyeliyse tamam sorun değil içleri rahatlamış gibi yorumlar yazılmış. Ne acı! Bizler kimsenin ölmesini değil herkesin kendi ülkesinde yaşamasını istiyoruz aslında. Onların da bir insan olduğunu ne ara unuttuk da ölmüş olmalarının haberi bile içimizi rahatlatır hale geldi? Her yazımda dile getiriyorum. Halk, cinnet halinde. Bizler zamanında Yunanlıları trene bindirip göndermedik mi? Bu kadar insan canlısıyken son 20 yıl içinde içimizdeki insan sevgisini kim öldürdü? Bizim hayatımızı o kadar hiçe saydı ki “yöneticiler” bizler de ölüme doğal olarak bakmaya başladık. Ölüm tabi ki doğaldır ama bir insanın dinin dilinin ırkının ne olduğunun önemi olmaksızın normalleştirmemiz acınası bir durum.

***

Asıl konumuza gelirsek, insanlarını hayatı kim bu kadar ucuzlatt? Ölürsen ölürsün. Kocan tarafından, sevgilin tarafından, hiç tanımadığın bir psikopat tarafından ya da adaletin işlemeyişine güvenerek, korkusuz manyaklar tarafından öldürülebilirsin. Bu gayet “normal” hale geldi. Artık rahatça boşanabileceğimiz birini bulmaya çalışıyoruz ya da bizi maddi olarak rahat tutacak, sevip sevmediğimize veya yaşının önemine bakmadan birilerine tutunur olduk.

***

Bunların tek bir suçlusu var. O da yine biziz. X kişisi, y şahsı demeye gerek var mı? Desek ne olur? Oy vermeye gelince elleriniz gene aynı yere gidiyor. Biz ediyoruz ve yine biz buluyoruz. Ama ne yapıyoruz da sonuçları böyle oluyor? Hayatımızın nefes almamızın bile öneminin olmadığını bile bile yine bizler; “ne olursan ol yine gel” demedik mi? Ben demedim demem de. Diyenlere de saygım sevgim sonsuz sıfır. Ama bunun karşılığı canları değil. Bu yazım da daha farklı şeylere değinecektim ama Silivri’nin bahçesine girecek kadar yazmak istedim. Sonuçta mevsim falan soğuktur dimi?

***

Canımızın hiçe sayılmasının nedenini görüp, önlem alabildiğimiz, at gözlüklerini çıkartıp gerçeklere yüzümüzü çevirmediğimiz, güneşli günlerde görüşmek üzere. Vesselam.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.