Cemaat ya da tarikatları doğru bulmadığımı desteklemediğimi içtenlikle söyleyebilirim.
Dine yönelik açılan vakıfların, derneklerin, kurum ve kuruluşların ortak amacı nedir?
Allah’ı anmak. Onun yolunda olduğumuzu bilmek ve bildirmek. Peki o zaman Allah’ın böyle topluluklara ihtiyacı var mı?
Hiç sanmıyorum.
Ben toplumumuzda ‘islam’ dini için söylüyorum; doğru tanıtıldığını veya tanındığını sanmıyorum.
Çünkü dinlerin ortak bir inancı var oda ‘Allah.’
Peki hangi yüce yaratıcı bir çocuğun istimarını onaylar?
Hangi Tanrı topluluk içinde yalan yanlış bilgiler ile kendisinin kötü tanıtılmasını emreder?
İnsanlarda bir algı oluştu. Açıkçası kişisel olarak söylüyorum sarıklı veya çarşaflı kişilere eskisi kadar saygı duymuyorum.
Ve yeğenlerimi oyun parkına götürdüğüm zaman da bu tarz insanlar varsa eğer, inandıkları şekilde yaşıyorlar yerine acaba sapık mı ya da zarar verecek biri mi? Diye düşünerek parktan uzaklaştırmaya başladım.
Herkes aynı değil. Bunu kabul ediyorum. Fakat genelde bir sıkıntı söz konusu ise, ben kimin iyi ya da kötü olduğunu ayırt edemem.
Doğru ya da yanlış ben şu şekilde düşünüyorum; kardeşimin işlediği günahtan ben sorumlu değilsem, sevabından da değilim. Din topluma hitap ediyor olabilir. Ama aynı din yargılamayı kişisel yapıyor.
Yani kimseye, ‘’ aaa sen x tarikatındaydın mübarek hoş geldin’’ denilmeyecek. Bilakis, ‘’ sen x tarikatında şu şu yanlışları gördüğün halde dışlanmamak için sustun. Onlardan korktun ama benden çekinmedin bile.’’ Denilecek. Yani böyle denilmesini ümit ediyorum.
Adil yargının bu dünyada olmadığını görmek, öteki dünyaya bir umut bırakıyor.
Evet 6 yaşındaki gelin üzerine yazıyorum bu yazıyı.
Kabul edilebilir gibi bir şey değil. Genelin sessiz kalmayışı beni umutlandırdı. O söz konusu olan vakfın kapatılışı başka başka çocuklara zarar verilmesinin önünün kesebileceği düşüncesi ile beni mutlu etti.
Bir çocuğun, bir kadının ya da bir insanın yaşama hakkının olmasından ziyade,’’ sana bu hayatı sunuyorum. Çünkü seni ben doğurdum’’ demek kadar büyük bir bencillik görülmemiştir.
Velhasıl, insanların dinlerini kişisel yaşayamayışlarına anlam veremiyorum. Çünkü ne demişler, ‘’nerde çokluk orda …’’ vesselam.