Bizler hayatta ne yaşayacağımızı bilmeden planlar yaparak devam ederiz. Evet hedeflerimize odaklanıp isteyerek gayret edince gerçekleşiyor. Ama şu şekilde; dağ da kamp yapmak istiyoruz. Bütün malzemeler için bütün ay çalıştık. Çadır, şişme yatak vs. lazım her şeyi aldık. Giderken yanlış yola saparak, daha güzel yerler görmeyi, aniden yağmurun yağmasını biz hesaplamayız.
***
Ya da mutlu olacağımıza sonsuz inandığımız biri ile evlendikten kısa bir süre sonra ayrılma kararı almaya biz hesaplamayız. Bu aradaki hesaplamadıklarımıza kader diyoruz işte. The walking dad filminde bir replik vardı. “Sen plan yaparken tanrı yukarıdan güler.” Kaderin işine karışmadan planlarımızı devam ettirmek bizi daha güvende hissettirir. Ne demek istiyorum?
***
Bir yere gitmek için istiyorsunuz ama sürekli aksilik çıkıyor. İnatla gittiğimizde ‘zaten buraya gelene kadar başıma gelmeyen kalmadı. Bunun için mi o kadar çabaladım.’ Dediğimiz anlar vardır.
İşte o anlarda kaderi zorluyoruz. Kader bize evinde otur hava kötü ya da sevmediğin insanlarla karşılaşacaksın gibi şeyler söylüyor olabilir. Bu yüzden bazı şeylere de kulak vermek gerekir. İşinizde yükselmek kademe atlamak istiyorsunuz ve karşınıza birçok aksilik çıkıyor. Bu durumda savaşmaya devam edin. Dünya şampiyonu olan insanların hayatlarına baktığımız zaman, bizim terimizden çok gözyaşı dökmüşlerdir. Yüksek hedeflerden bahsetmiyorum. Günlük yaşantımızdan bahsediyorum.
***
Muhammed İbn-i Arab-i diyor ki; “kader gayrete aşıktır.” İşara Suresi 13. Ayette; “Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık.” Yani anlayacağınız yıllardan bu yana gelerek bize anlatılmak istenen; kendinden vazgeçme, sırtını kendine yasla. Ama asla kaderi görmezden gelme. Vesselam.