Seçimlerin yaklaşması ile siyaseti çok iyi anladığını düşünen ama genel de yanlış yapmaya meyilli olan halkımız, yorum ve eleştirilere başlamış durumda. Sırf halkı gözlemlemek için daha çok market ve pazarlara gidiyorum. Genel olarak baktığımda insanlar da bir bıkmışlık var. Geçim derdinin içinde sıkışmış durumdalar. Umarım bugünler unutulmadan bir karar verilir. Umarım bugünlerde yaşanan sıkıntıların bir tecrübe olarak görüldüğü ve bir daha kilosu 300 lirayı aşmış kıyma almadığımız günlerimiz olur. TEK DİKKAT ETTİĞİM NOKTA HALK Siyasi olarak bir görüşüm olmadığını söyleyebilirim. Benim tek dikkat ettiğim nokta halk. Halkın gözlemleri yaşadıkları ve çıkarttıkları ders. Umarım bir ders çıkartırlar ve bir daha kişisel tercihlerin ön plana alınarak ülkeyi bir kişinin eline bırakmazlar. Kişisel tercihler konusunu biraz açmak istiyorum. İBADET KİŞİNİN KENDİ TERCİHİDİR Bir insanın benimle aynı inanca sahip olması, benim için iyi bir insan olduğu anlamını taşımaz.  Halkını iyi yöneteceği anlamını hiç taşımaz. Çünkü genel mana da insanı yanlıştan uzaklaştıran inancı değil, yetişme tarzı içindeki ahlaki ve etik değerleridir. Şöyle bir örnek verirsem daha iyi anlaşılır diye düşünüyorum; ibadet eden biri için kesin iyi bir insandır diyemeyiz. İslam dinine inanan bir kişi, sadece oruç tutulması farz kılınan Ramazan ayında yalan söylememesi, hırsızlık yapmaması, 365 gün farz kılınan bazı ibadetleri yerine getirmesi iyi bir insan olduğu anlamını taşımaz. Ayrıca, İyi bir insan olmak için ibadet yetmez. Çünkü ibadet kişinin kendi tercihidir. GÜNEŞLİ GÜNLERDE GÖRÜŞMEK ÜZERE Velhasıl, insanların bizlerle aynı düşüncede ve inançta olması o kişinin iyi bir insan olduğu ve milyonlarca insanı iyi yöneteceği anlamını taşımaz. Bir kişinin iyi bir insan olup olmadığına anlamak istediğiniz de sizlere yardım edecek küçücük bir ipucu vereyim; dünyanın yardımına koştuğu kocaman bir felakete, “kader” demez. Halkına çadır satmaz. Deprem gibi felaketler için ayrılan bütçeden kullanmadan, halkına para yatırın yardım edin demez. Bu sadece bir ipucu. Aklınızda bulunsun diye yazdım. Gözlerimizin açıldığı, eğitim alarak kendimizi geliştirdiğimiz, doğruları görmekte zorlanmadığımız güneşli günlerde görüşmek üzere. Vesselam.