Mustafa PALA
Köşe Yazarı
Mustafa PALA
 

ÇOK ÇALIŞACAĞIZ

Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit yurttaşları olarak, sevincimizle coşup derdimizle dertlenebiliyorsak, kol kola verip yürüyebiliyorsak, birlikte üretip hakça paylaşabiliyorsak, kentlerimizde birlik, barış kardeşlik ve dayanışma içinde yaşayabiliyorsak biz güçlü milletiz diyebiliriz. Peki, bu dediklerimiz oluyor mu? Oluyor demek gerçekten zor. İşçiler emekliler sabit gelirliler hiçte mutlu görülmüyor. Barış kardeşlik dayanışma işbirliği, birlikte üretip hakça paylaşma hak getire. Van’daki yurttaşımızın ayağına diken battığında, biz Manisa’da acısını duyabiliyorsak, orada yapılan yanlışa buradan dur diyebiliyorsak, dünyanın en mutlu en güçlü ülkesi Türkiye olur. Bunu biliyoruz ancak başaramıyoruz. Manisa’da halkın iradesine saygı duyulurken, doğuda duyulmuyorsa, ne huzur gelir ne de gelişme olur. Benim Kürt, Alevi, Sünni her etnik kökenden, her inançtan dostlarım, arkadaşlarım, yoldaşlarım var onlar bana dostça kardeşçe bakıyorlar, bende onlara aynı gözle, aynı sözle, aynı duygularla yaklaşıyorum. Barış, kardeşlik, dayanışma için yüreklerden kin ve nefret atılmalı, sevgiye ve kardeşliğe yer açılmalı. Biz bunu Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda ve Cumhuriyeti kurarken yaşamadık mı? Yaşadık elbet. Çanakkale’de dedelerimiz birlikte yatıyorlar. Atatürk "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir."  "Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak, ilk önce biz kendi benliğimize ve milliyetimize bu hürmeti; hissi, fikri ve fiili olarak bütün davranış ve hareketlerimizle gösterelim; bilelim ki millî benliğini bulmayan milletler başka milletlerin avıdır. Millî mücadeleyi yapan, doğrudan doğruya milletin kendisidir; Milletin evlatlarıdır. Millî Mücadele'de şahsî hırs değil, millî izzeti nefs, gerçek saik olmuştur." diyor Atatürk. Bu topraklarda Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları olarak birlikte mutluluk içinde yaşayacağız. Bunu sağlayacak olan milletin kendisidir. Bunu yaraları kaşıyarak değil, birbirimize sahip çıkarak yapacağız. Yerel seçimlerde, oy verenler-vermeyenle, seçilenler-seçilmeyenlerle, bu kentin havasını birlikte soluyoruz. Bu kentte birlikte yaşıyoruz. Yüreğimizden varsa öfke kin ve nefreti atıp, sonuçları saygıyla karşılayıp işimize bakalım. Sevgi, hukuka saygı sorunların ilacıdır.   YAPACAK ÇOK İŞİMİZ VAR Kitaplığımda bir anayasa kitapçığı var. Aslında her zaman cebimde taşımak isterim. Arada bir okurum da. Özellikle hepinizin bildiği,  bazılarımızın sahip çıktığı, bazılarının da değiştirmek istediği Anayasamızın 2. maddesini paylaşıyorum: “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” Uzun söze gerek yok. Yönetenler, yönetilenler bu ülkenin soran sorgulayan etkin yurttaşları bu maddeye sahip çıkarsa ve bu maddenin gereği yapılırsa, bulutlar, kuşkular dağılır ülkemizin önü açılır. ZAMAN HIZLA GEÇİYOR. YAPACAK ÇOK İŞİMİZ VAR “Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.” diyor Atatürk. Çok çalışacağız. Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkacağız. Zamanın değerini bileceğiz. Şu iyi bilinsin ki, ne Atatürk’ten ne de kurduğu cumhuriyetten vazgeçeriz.  Görevimiz cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmak olacaktır… Halk, bundan böyle karar süreçlerine katılacak. Görevi seçimden seçime oy kullanmakla sınırlı kalmayacak. Yeni yüzyılda sivil katılım güçlenecek. Benim işim sivil katılım için çalışmak olacak… Zaman bazılarımıza bol gelirken, bazılarımıza yetmiyor. En kıt kaynağımız zaman çok çalışacağız. Çağdaş uygarlık düzeyine ulaşıp aşacağız. Bu güzel ülkede kardeşçe yaşayacağız, birlikte üretip hakça paylaşacağız. Bu güzel ülkenin güzel insanları bizden hizmet bekliyor. Güzel Günler Bizi Bekliyor.
Ekleme Tarihi: 14 Ocak 2025 - Salı
Mustafa PALA

ÇOK ÇALIŞACAĞIZ

Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit yurttaşları olarak, sevincimizle coşup derdimizle dertlenebiliyorsak, kol kola verip yürüyebiliyorsak, birlikte üretip hakça paylaşabiliyorsak, kentlerimizde birlik, barış kardeşlik ve dayanışma içinde yaşayabiliyorsak biz güçlü milletiz diyebiliriz. Peki, bu dediklerimiz oluyor mu? Oluyor demek gerçekten zor. İşçiler emekliler sabit gelirliler hiçte mutlu görülmüyor. Barış kardeşlik dayanışma işbirliği, birlikte üretip hakça paylaşma hak getire.

Van’daki yurttaşımızın ayağına diken battığında, biz Manisa’da acısını duyabiliyorsak, orada yapılan yanlışa buradan dur diyebiliyorsak, dünyanın en mutlu en güçlü ülkesi Türkiye olur. Bunu biliyoruz ancak başaramıyoruz.

Manisa’da halkın iradesine saygı duyulurken, doğuda duyulmuyorsa, ne huzur gelir ne de gelişme olur. Benim Kürt, Alevi, Sünni her etnik kökenden, her inançtan dostlarım, arkadaşlarım, yoldaşlarım var onlar bana dostça kardeşçe bakıyorlar, bende onlara aynı gözle, aynı sözle, aynı duygularla yaklaşıyorum.

Barış, kardeşlik, dayanışma için yüreklerden kin ve nefret atılmalı, sevgiye ve kardeşliğe yer açılmalı. Biz bunu Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda ve Cumhuriyeti kurarken yaşamadık mı? Yaşadık elbet. Çanakkale’de dedelerimiz birlikte yatıyorlar. Atatürk "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir."  "Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak, ilk önce biz kendi benliğimize ve milliyetimize bu hürmeti; hissi, fikri ve fiili olarak bütün davranış ve hareketlerimizle gösterelim; bilelim ki millî benliğini bulmayan milletler başka milletlerin avıdır. Millî mücadeleyi yapan, doğrudan doğruya milletin kendisidir; Milletin evlatlarıdır. Millî Mücadele'de şahsî hırs değil, millî izzeti nefs, gerçek saik olmuştur." diyor Atatürk.

Bu topraklarda Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları olarak birlikte mutluluk içinde yaşayacağız. Bunu sağlayacak olan milletin kendisidir. Bunu yaraları kaşıyarak değil, birbirimize sahip çıkarak yapacağız.

Yerel seçimlerde, oy verenler-vermeyenle, seçilenler-seçilmeyenlerle, bu kentin havasını birlikte soluyoruz. Bu kentte birlikte yaşıyoruz. Yüreğimizden varsa öfke kin ve nefreti atıp, sonuçları saygıyla karşılayıp işimize bakalım. Sevgi, hukuka saygı sorunların ilacıdır.  

YAPACAK ÇOK İŞİMİZ VAR

Kitaplığımda bir anayasa kitapçığı var. Aslında her zaman cebimde taşımak isterim. Arada bir okurum da. Özellikle hepinizin bildiği,  bazılarımızın sahip çıktığı, bazılarının da değiştirmek istediği Anayasamızın 2. maddesini paylaşıyorum: “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” Uzun söze gerek yok. Yönetenler, yönetilenler bu ülkenin soran sorgulayan etkin yurttaşları bu maddeye sahip çıkarsa ve bu maddenin gereği yapılırsa, bulutlar, kuşkular dağılır ülkemizin önü açılır.

ZAMAN HIZLA GEÇİYOR. YAPACAK ÇOK İŞİMİZ VAR

“Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.” diyor Atatürk. Çok çalışacağız. Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkacağız. Zamanın değerini bileceğiz. Şu iyi bilinsin ki, ne Atatürk’ten ne de kurduğu cumhuriyetten vazgeçeriz.  Görevimiz cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırmak olacaktır… Halk, bundan böyle karar süreçlerine katılacak. Görevi seçimden seçime oy kullanmakla sınırlı kalmayacak. Yeni yüzyılda sivil katılım güçlenecek. Benim işim sivil katılım için çalışmak olacak… Zaman bazılarımıza bol gelirken, bazılarımıza yetmiyor. En kıt kaynağımız zaman çok çalışacağız. Çağdaş uygarlık düzeyine ulaşıp aşacağız. Bu güzel ülkede kardeşçe yaşayacağız, birlikte üretip hakça paylaşacağız. Bu güzel ülkenin güzel insanları bizden hizmet bekliyor. Güzel Günler Bizi Bekliyor.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.