Sevgili okurlar;  1978 yılında Suriye’de ülkemize karşı bir terör örgütüne kucak açılarak kurulması sağlanıyor, kimler tarafından, hangi ülkeler veya ülke hedef alınarak kurulumu organize edilerek ellerine silahlar tutuşturularak, eğitimler veriliyor? Cebinde akrep taşıyanlar algılamamış oluyorlar galiba, bir gün akrebin kendilerini vuracağını. Akrebin vurduğu ülke Suriye; Suriye İnsan Hakları Savaşı İzleme Komitesi,  güvenlik güçleri ve müttefik grupların Lazkiye ve Tartus ilçelerinde en az 745 sivilin öldürdüğünü bildiriliyor. Bu rakam bir gecenin getirdiği vahşetin boyutunu gösteriyor. Rakamlar gittikçe yükselerek 1400’e ulaşmış durumda. SURİYE ÇALKALANIYOR Suriye beş gündür devam eden olaylarla çalkalanıyor. Eski rejimin üst düzey askerleri tarafından kurulan ve Rusya’da sürgünde bulunan Beşar Esad ile koordinasyon içinde olduğu ileri sürülen ‘askeri konsey’in perşembe günü Lazkiye’nin Ceble ilçesinde, bölgede faaliyetlerde bulunan emniyet güçlerine pusu kurarak saldırması sonucu fitil ateşlenmiş olduğu belirtiliyor. Suriye yönetimine bağlı 17 askerin öldürüldüğü saldırı sonrası, talepte bulunan, Esad yanlısı olduğu bilinen konsey Şam’a bağlı güçlerin Tartus ve Lazkiye’den çekilmesini talep ediyor. Saldırı esnasında rehin aldıkları güvenlik güçlerini öldürecekleri tehdidinde bulundukları söylüyorlar. Savaşın bu başlangıçı, İsrail’in  Filistin’le olan son savaşına benzer bir senaryo ortaya konulmuş olduğu izlenimi vermektedir. TABLONUN BOYUTU KATLİAM NİTELİĞİNDE Şam yönetimine muhalifler tutuklu takası için müzakere talebinde bulunuyor, Suriye’deki yeni yönetimi hedef alan saldırıya, Şam’ın ise yanıtı sert oluyor ve ortaya çıkan tablonun boyutu katliam niteliği taşıyor. Suriye’de geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara önceki akşam yayımladığı görüntülü mesajla, ulusal birlik ve beraberlik vurgusu yaptı. Mesajında, bazı rejim kalıntılarının bilmedikleri yeni Suriye’yi sınamaya kalkıştığına işaret eden Şara, devrik Baas rejimi güçlerine seslenerek “Biz, sizin harap ettiğiniz bu ülkeyi yeniden inşa etmek isteyen bir halkız ve kimsenin kanını dökmek gibi bir amacımız yoktur. Çok geç olmadan silahlarınızı bırakın” ifadelerini kullanıyor. Suriye'de geçiş dönemi başkanı ilan edilen Ahmed eş-Şera, Cuma gecesi Reuters'a yaptığı açıklamada "Devrik rejimin kalıntılarının peşine düşmeye devam edeceğiz" demiş ve şöyle devam etmişti: "Onları adil bir şekilde yargılayacağız. Silahlar yalnızca devletin elinde bulunacak.” *** Suriye’de devrik lider Beşar Esad'ın kaleleri olarak bilinen kıyı illeri olan Lazkiye ve Tartus’ta şiddet olayları devam ederken Pazar günü bir açıklama yapan geçiş dönemi lideri Ahmed Eş-Şera birlik çağrısında bulundu. Bölgede yaşayanlar yağmaların ve çocuklar da dahil olmak üzere toplu cinayetlerin yaşandığını, yüzlerce insanın, Lazkiye ve Tartus'taki evlerini terk ettiği açıklanıyor. Katliam denilecek olay, medya kaynaklarına göre kıyı kenti Banyas'ta çoğunlukla Alevilerin (Şia’ların) yaşadığı El Kusur mahallesinde yaşayan sakinlerin cesetleri kent sokaklarını doldurduğu söyleniyor. Tanıklar, özellikle farklı yaşlardaki (Genç) çocuk yaşta sayıla bilecek erkeklerin de vurularak öldürüldüğünü anlatıyorlar. Olayların yaşandığı kentlerin en önemli özelliği, ülkedeki Arap Alevi (Şii) toplumunun en yoğun yaşadığı yerler olması. Bu bölge yıllardır Rus üslerine ev sahipliği yapması dikkati çekiyordu. FİDAN’DAN PROVOKASYON ÇIKIŞI Suriye’de kadınlar Afganistan sistemi uygulama endişesi yaşadıklarından kadınlar muhaliflerden korktuğu için gittikleri yerlerde yol boyunca başörtüsü taktıkları söyleniyor. Terörün ve olayların yegane müsebbibi Birleşik Arap emirlikleri ve Suudi Arabistan  sayılmaktadır. İlk hedefleri İran’ karşı olsa bile, son hedefleri Türkiye üzerinde oyunlar sergilemek olsa bile, İsrail’in malı götürmesinin önünü açtıklarının farkında bile olmamaktadırlar. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye'nin kıyı kentlerinde yaşanan olayları "provokasyon" olarak nitelendiriyor. 9 Mart'ta Ürdün'ün başkenti Amman'da yaptığı açıklamada Fidan, "Suriye hükümetinin hiçbir provokasyona gelmeden haftalardır sürdürdüğü politikanın, bir provokasyonla rayından çıkarılmaya çalıştığını görüyoruz" diyor. *** CHP Genel Başkanı Özgür Özel "Alevilere yönelen şiddetin sonucunda sivil kayıpların artması ve azınlıklara yönelik katliam endişesi bütün vatandaşlarımızda büyük bir kaygı yaratmaktadır" diyor. Özgür Özel, Türkiye hükümetini "sivil kayıpların önlenmesi için Şam yönetimi nezdinde sonuç alıcı girişimlerde bulunmaya" davet ediyor. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı da "Yasa dışı gruplar tarafından işlenen suçları ve güvenlik güçlerinin hedef alınmasını" kınıyor. Almanya Dışişleri Bakanlığı da sosyal medya hesabında paylaştığı açıklamada "Suriye'nin batısında çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği çatışmalar nedeniyle şoktayız" ifadelerini kullanıyor. Rusya: Suriye’nin geçiş döneminin zorlu koşullarında, ulusal birliğin korunması, vatandaşların güvenliğinin sağlanması ve etnik veya dini kökenlerine bakılmaksızın yasal haklarının savunulması son derece önemli olduğunu belirtiyor. İran Suriye’de şiddet ve istikrarsızlıktan derin endişe duyuyoruz. Ülkedeki tüm etnik ve dini grupların barış içinde bir arada yaşamasının teşvik edilmesinin önemini vurguluyoruz diyor. *** ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio Pazar günü Suriye'deki azınlık "katliamlarının" arkasındaki "radikal İslamcı teröristleri" kınayarak, ülkenin geçici hükümetinden bunun sorumlularını sorumlu tutmasını istiyor. Rubio yaptığı açıklamada, "ABD, son günlerde yabancı cihatçılar da dahil olmak üzere batı Suriye'de insanları öldüren radikal İslamcı teröristleri kınıyoruz" diyor. Suriye’nin etnik yapısı içerisinde yer alan, Hristiyan, Dürzi, Arap ve Kürt toplulukları da dahil olmak üzere Suriye'nin dini ve etnik yapılanmasını dostça, kardeşçe ve barış içerisinde yaşamaları önem taşımaktadır. Bölgemiz huzuru ve barışı arzulaya dursun, akrepler ceplerden çıkamayınca, kimi vuracağı artık biliniyor. Sağlıklı yaşayın, sağlıcakla kalın.