Harun Ülger
Köşe Yazarı
Harun Ülger
 

ÇOCUĞUMUZU BÜYÜTÜYORUZ -2-

Çocuklar yaşamlarının ilk 2 yılında oluşturacakları kişilik ve benliğe hatta yaşam tarzlarına, düşünme biçimlerine, ilişki ve evlilik yaklaşımlarına dair bağlantıların %80 ini oluşturur ve artık hayatlarının devamını bu bağlantılar üzerinden sağlarlar.  Anne ve bebek arasında kurulan güvenli bağlanma gerçekleştirilemeyince kaygılı bağlanma modeli dediğimiz model oluşuyor ve çocuk dünyayı tehlikeli ve kaygı duyulası bir yapı olarak algılamaya ve yaşamının ilerleyen yıllarında da insanlara karşı olan ilişkisel bağları da bu kaygılı bağlanma durumuna paralel şekilde oluşuyor. Çok bilimsel ve karmaşık gelmiş olabilir bu açıklama sizlere şimdi daha somut ve günümüzden örneklerle sizlere bir çocuğun geleceğini nasıl oluşturduğunu anlatacağım. *** Annesinin rahmini güvende olduğu yer olarak tanımlamış ve doğumda yaşanan güvenli yerden koparılış bebek için bir travma olmuş hatta kuramcı Otto Rank bunu doğum travması olarak adlandırmıştır. İşte yaşanan bu travma çocuğun güvenli yerden bilmediği ve tehlikeli olabilecek bir dünyaya ilk adımının bebekte yaşattığı korkuyu temsil eder. Bu korku annenin kucağında oksitosin yani mutluluk ve bağlanma hormonuna erişmesiyle son bulur. İşte bağlanma bu şekilde başlar ve devam eder. İşte bu ilk 2 yıl içerisinde bebeğin ihtiyaçlarının karşılanmasından da öte anne ve baba ilişkisi ve ev içerisinde çocuğa davranım şekilleri hayatın nasıl olduğunu ve nasıl yaşaması gerektiği hakkında bir nevi çocuğun kodlanma sürecidir. İşte bu kodlanma sürecinde beyinin sinaptik bağlantılarının temelleri oluşmaya başlar ve hipokampüs yavaş yavaş hayatın ön temellerini zihnimize kazımaya başlar. ***  Çocuğunu aşırı hassas şekilde korumacı yaklaşan ebeveynler de çocuğu üzerinde hiçbir otorite olmadan büyüten ebeveynlerde ne yazık ki sağlıklı bir çocuk büyütmüyorlar. Aşırı korumacı tutum çocuğu özgüvensiz, sorumluluk alamayan ve bağımlı kişilikte yetiştirirler. Bu korumacı tutum çocuğun hoşuna gideceği gibi çocuğun bunu kullanarak sizlere her istediğini yaptırması kaçınılmaz bir gerçektir. Bu korumacı tutumun tam tersi olan tamamen serbest ve özgür şekilde yetiştirilen çocuklar da aynı şekilde ileri de kurallara uyum sağlayamayan ve sorumluluk bilinci olmayan çocukların yetişmesine neden olmaktadır. Çocuk büyütürken en etkili kullanılacak yöntem fırsat eğitimidir. Fırsat eğitimi kriz durumunu lehimize kullanmak ve bu yolla çocuğu eğitmektir. ***  Örnek olarak çocuğunuzun size temizlikte yardım ederken vazoyu kırdığını düşünün. Gözünüzle görseniz dahi çocuk ben kırmadım diyecektir. Fakat sizin hayır gördüm yalan söylüyorsun diyerek tepki vermeniz vazonun kırılmasından daha yıkıcı bir durumdur. Çocuk yalancılık etiketini üstüne alır ve rolünü benimsemeye başlar. Eğer bir de yalan söylediğini bildiğiniz halde inanmış gibi yaparsanız işte ipin ucunun koptuğu ilk nokta burasıdır. Yapılacak doğru davranış olayın objektif açıklaması yapılarak etiketlemeden çocuğa doğruyu söylemenin önemi ve eğitimi verilmelidir. Kuracağınız cümle: vazoyu bana yardım ederken kırdığını biliyorum fakat doğruyu söylememen beni üzdü. İşte çocuğa yalanın prim yapmadığını öğreterek doğruyu söyleyen çocuklar yetiştirebiliriz. ***  Çocukları birer birey olarak görmeli bizim korumamız altında olan fakat onu hayata hazırlayarak uğurlayacağımız bir merkez olarak işlevde bulunmalıyız. Çocuğun bizlerden bağımsız hareket edebilmesi ve başarı elde edebilmesi çocuğa bir birey olarak yaklaşabilmekle mümkündür. Yemek yemesi için peşinden koşmak veyahut sevdiği yemeği sofradan kalkıp yapmak onun özel olduğunu hissettirir ama kural ve düzen eğitimi vermez. Çocuğa yetişkin gibi yaklaşılmalı fakat yetişkin davranışları beklenmemelidir.
Ekleme Tarihi: 19 Mart 2022 - Cumartesi
Harun Ülger

ÇOCUĞUMUZU BÜYÜTÜYORUZ -2-

Çocuklar yaşamlarının ilk 2 yılında oluşturacakları kişilik ve benliğe hatta yaşam tarzlarına, düşünme biçimlerine, ilişki ve evlilik yaklaşımlarına dair bağlantıların %80 ini oluşturur ve artık hayatlarının devamını bu bağlantılar üzerinden sağlarlar.

 Anne ve bebek arasında kurulan güvenli bağlanma gerçekleştirilemeyince kaygılı bağlanma modeli dediğimiz model oluşuyor ve çocuk dünyayı tehlikeli ve kaygı duyulası bir yapı olarak algılamaya ve yaşamının ilerleyen yıllarında da insanlara karşı olan ilişkisel bağları da bu kaygılı bağlanma durumuna paralel şekilde oluşuyor. Çok bilimsel ve karmaşık gelmiş olabilir bu açıklama sizlere şimdi daha somut ve günümüzden örneklerle sizlere bir çocuğun geleceğini nasıl oluşturduğunu anlatacağım.

***

Annesinin rahmini güvende olduğu yer olarak tanımlamış ve doğumda yaşanan güvenli yerden koparılış bebek için bir travma olmuş hatta kuramcı Otto Rank bunu doğum travması olarak adlandırmıştır. İşte yaşanan bu travma çocuğun güvenli yerden bilmediği ve tehlikeli olabilecek bir dünyaya ilk adımının bebekte yaşattığı korkuyu temsil eder. Bu korku annenin kucağında oksitosin yani mutluluk ve bağlanma hormonuna erişmesiyle son bulur. İşte bağlanma bu şekilde başlar ve devam eder. İşte bu ilk 2 yıl içerisinde bebeğin ihtiyaçlarının karşılanmasından da öte anne ve baba ilişkisi ve ev içerisinde çocuğa davranım şekilleri hayatın nasıl olduğunu ve nasıl yaşaması gerektiği hakkında bir nevi çocuğun kodlanma sürecidir. İşte bu kodlanma sürecinde beyinin sinaptik bağlantılarının temelleri oluşmaya başlar ve hipokampüs yavaş yavaş hayatın ön temellerini zihnimize kazımaya başlar.

***

 Çocuğunu aşırı hassas şekilde korumacı yaklaşan ebeveynler de çocuğu üzerinde hiçbir otorite olmadan büyüten ebeveynlerde ne yazık ki sağlıklı bir çocuk büyütmüyorlar. Aşırı korumacı tutum çocuğu özgüvensiz, sorumluluk alamayan ve bağımlı kişilikte yetiştirirler. Bu korumacı tutum çocuğun hoşuna gideceği gibi çocuğun bunu kullanarak sizlere her istediğini yaptırması kaçınılmaz bir gerçektir. Bu korumacı tutumun tam tersi olan tamamen serbest ve özgür şekilde yetiştirilen çocuklar da aynı şekilde ileri de kurallara uyum sağlayamayan ve sorumluluk bilinci olmayan çocukların yetişmesine neden olmaktadır. Çocuk büyütürken en etkili kullanılacak yöntem fırsat eğitimidir. Fırsat eğitimi kriz durumunu lehimize kullanmak ve bu yolla çocuğu eğitmektir.

***

 Örnek olarak çocuğunuzun size temizlikte yardım ederken vazoyu kırdığını düşünün. Gözünüzle görseniz dahi çocuk ben kırmadım diyecektir. Fakat sizin hayır gördüm yalan söylüyorsun diyerek tepki vermeniz vazonun kırılmasından daha yıkıcı bir durumdur. Çocuk yalancılık etiketini üstüne alır ve rolünü benimsemeye başlar. Eğer bir de yalan söylediğini bildiğiniz halde inanmış gibi yaparsanız işte ipin ucunun koptuğu ilk nokta burasıdır. Yapılacak doğru davranış olayın objektif açıklaması yapılarak etiketlemeden çocuğa doğruyu söylemenin önemi ve eğitimi verilmelidir. Kuracağınız cümle: vazoyu bana yardım ederken kırdığını biliyorum fakat doğruyu söylememen beni üzdü. İşte çocuğa yalanın prim yapmadığını öğreterek doğruyu söyleyen çocuklar yetiştirebiliriz.

***

 Çocukları birer birey olarak görmeli bizim korumamız altında olan fakat onu hayata hazırlayarak uğurlayacağımız bir merkez olarak işlevde bulunmalıyız. Çocuğun bizlerden bağımsız hareket edebilmesi ve başarı elde edebilmesi çocuğa bir birey olarak yaklaşabilmekle mümkündür. Yemek yemesi için peşinden koşmak veyahut sevdiği yemeği sofradan kalkıp yapmak onun özel olduğunu hissettirir ama kural ve düzen eğitimi vermez. Çocuğa yetişkin gibi yaklaşılmalı fakat yetişkin davranışları beklenmemelidir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve manisadenge.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.