Kadın güçlü bir nimet. Komşumuz balkonda temizlik yaparken açtığı şarkılara kulak kesildim. Şarkılara eşlik ediyor bir yandan keyifleniyor bir yandan da işlerini hallediyordu. Bir ara sezen Aksu’dan ‘’Ünzile’’ şarkını dinlediğini fark ettim. Ama şarkıya eşlik etmiyordu. Nakaratında eşlik etmeye başladı ve sesinin titrediğini fark ettim.
***
İŞTE O NAKARAT;
“Ünzile insan dölü
On kardeş beşi ölü
Büyüdükçe un ufak
Ve gelirde görücü
İnci gibi dişi
Görücü bilir işi Hem çocuk hem de kadın
12'sinde ana
Bir gül gibi al ve narin
Bir su gibi saydam ve sakin
Susar kadın Ünzile.
***
Bu nakaratı okuduysanız eğer, komşumun hayatını da öğrendiniz demektir. Hayata aynen bu şekilde, tabirici caiz ise bir fiyat biçilerek, değersizleştirilerek başlamış. Karakter olarak o kadar güçlü bir kadın daha tanımadım diyebilirim. İki evladı ile beraber yaşıyor. İki iyi insan yetiştirmiş durumda.
***
İyi insan olarak kalmanın bu kadar zor olduğu bir dünyada kadın başına çocuk yaşta evlendirilerek, genç yaşta da iki çocuk ile terk eden eşine inat ve ailesine inat. Bu topluma hayırlı biri öğretmen diğeri mühendis iki evlat yetiştirdi.
***
Biz kadınları, rahatça terk edebileceğini, evlenebileceğini ya da çocuk yapabildiğini düşünen, ‘’yobaz’’ zihniyetli bir takım insanlar var. Varlar ama atladıkları bir konuda var. Bir kadın ile evlenebilirsin, eşin olur. Bir kadın ile çocuk yapabilirsin, anne olur. Bir kadın ile iş kurabilirsin, iş kadını hatta girişimci olur.
***
Buna benzer birçok şeyi tek bir kadın ile bir tane erkek yapabilir. Yani kısacası çok kadın, tek erkek. Bahsettiğim komşu hanımefendiye dönecek olursak eğer, eşi geri dönmek istiyordu. Şimdi burada sansürleyerek söyleyeyim; ‘’asla’’ diye bir yanıt verdi. Sadece bizim Ülkemiz olarak söylemiyorum, dünya genelinde buna benzer birçok hikaye var. Yıpransa da yıkılmadan daha da güçlenerek ayağa kalkan kişi kadın oluyor.
***
Bu konuyu tesadüfen denk geldiğim bir durum ile örneklendirerek ele almak istedim. Okuduğunuz için teşekkürler. (Erkekler kapatılsın)