Değerli dostlar, bu hafta sonu 18 Mart Çanakkale Deniz Savaçlarının ve Çanakkale’yi geçilmez kılan zaferin 108. yılını kutlayacağız. Ama bilinmesi gereken çok önemli bir konu var. Yine internet dünyasında gezinirken rastladığım ve ilgiyle okuyup aldığım çok önemli bu bilgiyi, siz değerli okuyucularımızla paylaşmak istedim.
KARIŞ KARIŞ DOLAŞTI
Çanakkale Savaşı, sanıldığı gibi 1915’te başlayıp 1916’da kazanılmadı. Aslında üç yıl önce, 1913’te kazanıldı. Çünkü Mustafa Kemal, Trablusgarp’tan yeni dönmüştü. Askeri ataşe olarak Sofya’ya gitmeden önce Çanakkale Boğazı’na atandı. Kader onu buraya getirmişti. O günlerde henüz kendisi de farkında değildi; ama üç yıl sonra tarihin akışını değiştireceği Çanakkale’yi üç yıl önceden inceleme fırsatı yakalamıştı. Üç bin yıl önce Truva Savaşı’nın yaşandığı yerleri karış karış dolaştı. Kitap merakından dolayı klasik literatüre hakimdi.
COĞRAFİ NOTLAR TUTTU
İlyada’yı okumuştu. Homeros’un mitolojik destanındaki yer tanımlarını keşfetmeye çalıştı. Karadan ve denizden saldırı noktalarının o günkü konumlarıyla bugünkü koşullarını harita üzerinde karşılaştırdı, krokiler çizdi. Milattan önce 334 yılında Asya seferine çıkan Büyük İskender, 35 bin kişilik ordusunu Çanakkale Boğazı’ndan geçirmişti. O geçiş yolunu adım adım inceledi. Boğazı tekneyle geçti. Büyük İskender’in Anadolu topraklarına ayak bastığı yerden karaya çıktı. Neden o noktanın seçilmiş olabileceğine dair coğrafi notlar tuttu.
***
Herodotu okumuştu. Yıllar yıllar sonra 300 Spartalı filmine konu olacak Termofil Savaşı’ndan haberdardı. Tıpkı Homeros’un izini sürdüğü gibi Herodot’un anlattığı yer tanımlarını da keşfetmeye çalıştı. Milattan önce 480 yılında Yunan topraklarını istila etmek için gelen Pers kralı Kserkes’in 50 bin kişilik devasa ordusuyla Anadolu tarafından Avrupa tarafına geçtiği noktayı inceledi, notlar tuttu. Yine böyle bir Mart günü, Truva antik kentine geldi. Saatlerce gezdi, düşündü, krokiler çizdi. Achilles’in mezarı olarak bilinen tümülüsü ziyaret etti. Homeros’un İlyada’sından etkilenmişti. Kalkıp Truva’ya gitti.
GÖKÇEADA VE LİMNİ ADALARI, LOJİSTİK ÜS OLARAK KULLANILDI
Truva’nın kalıntılarını gezdi. Achilles’in, Hektor’un mezarları hakkında bilgi aldı, kahramanlıklarını saygıyla andı. Truva’nın coğrafi konumunu, denizle-karayla ilişkisinin stratejik yararlarını irdeledi. Bugün artık açıkça biliniyor ki İngiliz genelkurmayı da benzer yöntemi uygulamıştı. Çanakkale Savaşı hazırlıkları sırasında bölgenin antik tarihi üzerine araştırmalar yapmışlardı, Truva dönemine ait antik çağ haritalarından yararlanmışlardı. Truva Savaşı’nda lojistik üs olarak kullanılan Bozcaada, Gökçeada ve Limni adaları, Çanakkale Savaşı’nda da İngilizler tarafından lojistik üs olarak kullanıldı. Truva Savaşı’nda Beşige koyuna şaşırtma amaçlı sahte çıkarma yapılmıştı; İngilizler de aynısını Çanakkale Savaşı’nda yaptı.
TRUVA ATI HİLESİ KULLANILDI
Truva Savaşı’ndaki efsane Truva Atı’nı bilmeyen yoktur. Çanakkale Savaşı’nda Truva Atı hilesi bile kullanıldı. Kurnaz İngiliz kurmayları, donanmanın kömür ihtiyacını karşılayan 105 metre uzunluğundaki River Clyde adlı kömür şilebini, modifiye ederek çıkarma gemisine dönüştürmüştü. Dışardan bakıldığında eski püskü kömür şilebi görüntüsüydeydi. Güvertesinde askeri donanım veya herhangi bir kişi görünmüyordu. Halbuki ambarları hınca hınç asker doldurulmuştu. Dümeni kilitlenip yanlışlıkla savrulmuş gibi karaya oturacak, vurulmaya değer hedef olarak görülmeyecek, hava kararınca içindeki iki bin asker karaya çıkacak, ilk savunma hattımızı delecek, arkadan gelecek olanlara gedik açacaktı. Ama beceremediler.
ÇANAKKALE SAVAŞI, AVRUPA’YLA ANADOLU’NUN MÜCADELESİYDİ
Truva’yla Çanakkale’nin üç bin yıllık hesaplaşma olduğunun bir başka çok önemli göstergesi, Agamemnon’du. Britanya donanmasının en güçlü savaş gemilerinden birinin adı, Agamemnon’du. Agamemnon, Truva’yı yıkmaya gelen Akha ordusunun başkomutanının adıydı! Osmanlı’nın ölüm fermanı anlamına gelen Mondros Mütarekesi’nin, başka yer yokmuş gibi Agamemnon zırhlısının güvertesinde imzalanması da elbette tesadüf değildi. Üç bin yıl sonra Çanakkale’yi geçmeye çalışanlar, Truva’nın rövanşını kaybedenlerdi. Çanakkale Savaşı, tıpkı Truva Savaşı gibi Doğu ile Batı’nın, Avrupa’yla Anadolu’nun mücadelesiydi.
ÇANAKKALE ZAFERİ, ENTELEKTÜEL BİRİKİMLE KAZANILDI
Ve işte 1915 ... Üç yıl önce Truva’nın stratejik planlarını bizzat yerinde inceleyen, ölçüp biçen Mustafa Kemal, üç yıl sonra yeniden Çanakkale’deydi. Ne yapacağını, neler yapması gerektiğini kafasında çoktan kurgulamıştı. Anafartalar, savaşın kırılma noktasında yer alan iki köyümüzün ortak adıydı. Küçük Anafarta köyü ve Büyük Anafarta köyü. Anafarta sözcüğü, yerel ağızda rüzgara karşı, çok rüzgar alan yer anlamına geliyordu. Anafartalar Kahramanı’nın emperyalizm rüzgarına karşı durduğu yer, coğrafyanın sözlük anlamına da cuk oturuyordu. Özetle Çanakkale Zaferi, dan dunla değil, analitik zekayla, entelektüel birikimle kazanıldı. Bu bilinci, bu inancı, bu azim ve kararlılığı gösterenlere ne mutlu! Ruhları şad olsun.
Sözün Özü
Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren hayret ve tebrik edilmeye değer şeylerin en güzel örneğidir. Mustafa Kemal Atatürk