İnsanoğlu, doğası gereği doğup büyüdüğü ortamın ve kültürün etkisi altında kalmaktadır. Ailesinden ve atalarından gördüğü gibi yaşar, duyduğu lehçeyi konuşur, aynı gelenek ve görenekleri uygular ve de aynı görüşü savunur. Bu durum gayet normal bir davranıştır. Ama zaman geçtikçe yaşı ilerlemeye başlayınca bu saydıklarım yavaş yavaş unutulur ve yerine yeni görüşler doğmaya başlar. Okuduğu okullar, arkadaş çevresi, metropol şehirlerin etkisi, yaşadığı yerler, gördüğü ülkeler insanların bakış açısından tutun hal ve hareketlerine hatta giyim tarzına kadar yenilenmesine sebep olabilir. Siyasi manevra halk arasında dönmek, savunduğu fikirleri başka fikirlerle değiştirmek, önceden savunduğu görüşleri başka bir görüşlerle değiştirmek manasına gelebilir. Bu insanların tamamen kendi tercihleri olduğu gibi bazen de çıkarlar söz konusu olduğunda gerçekleşebilir. Görüş ayrılığı ise, belli bir grup da ya da toplulukta olup da o grup ya da toplulukta fikir ayrılığına düşenlerin karşıt fikir üretmesiyle meydana gelir. Bu demokrasinin gereğidir. Herkes aynı görüşte olacak diye bir kanun yoktur. Demem o ki, kendi çıkarları için başka görüşlere katılmak manevra, belli bir grupla fikir ayrılığına düşmek görüş ayrılığı oluyor. MANEVRALAR VE GÖRÜŞ AYRILIĞI NEYE GÖRE DEĞİŞİYOR? Ülkemizde siyasi manevralar yani kendi ve parti çıkarları için ya da devletin bekası için yapılıyor. Tabi burada beka hataları örten en büyük etken. Yapılan her hatada her kusurda "Ben bunu devletin bekası için yaptım" diyerek tüm tepkilerin önünü kapamış oluyor. Yıllardır Ak Parti ile bir türlü yıldızı barışmayanların bir bakmışız koyu Ak Partili olmuş. Ya da düne kadar Ak Parti içinde olup da şu an Ak Parti'ye muhalefet olan onlarca görüş var. Mesela kim derdi ki, CHP, İYİ Parti, Deva, Gelecek, Saadet, Demokrat parti bir araya gelip 6'lı masayı oluşturacaklar diye. Oysa bu masanın içinde sol görüşten milliyetçiliğe muhafazakar partiden demokratına kadar her görüşten insan var. Burada bu partileri hangi kategoriye alırsınız bilemem . Manevra mı dersiniz ya da görüş birliğimi ona siz karar verin. Aynı durum Cumhur ittifakı içinde geçerli. Ak Parti'ye yıllardır demediğini bırakmayan sayın Bahçeli şimdi onun yanında. Düne kadar hükümeti eleştiren HÜDA-PAR cumhur ittifakında. Yeniden refah partisi yine aynı şekilde görüşmelere devam ediyor. VATANDAŞ DAHA HASSAS DAVRANIYOR Yazımın başında dediğim gibi vatandaş manevra yapmada daha hassas davranıyor. Halk içinde görüşlerini belli edenler kolay kolay başka partiye geçmiyor. Geçince kendisiyle dalga geçileceğine ve kendi görüşünü terk ettiği için kendisini suçlu hissediyor. Oysa doğru olan her dönemde ülkeyi en iyi kim yönetebilir buna bakması gerekir. Bırakalım artık atadan kalma görüşleri savunmayı. Aklımızın ve vicdanımızın sesine kulak vermeliyiz. Vaatler, sözler, süslü cümlelere aldanmamalıyız. Dün evet dediklerimize bugün hayır demeyi bilmeliyiz. Ya da yıllarca hayır dediğimiz görüşleri de denemeliyiz. Bu asla siyasi bir manevra değil, tam aksine doğru ve ilkeli olan görüşü hizmetin başına getirmektir. Son olarak seçime günler kala daha bir çok görüşün değiştiğini ya da manevra yaptığını görebiliriz. Önemli olan konuşurken bazı kapıları kapatmamak ve bir gün o kapıya manevra ya da görüş ayrılığı yaparak döneceğimizi unutmamalıyız. Asla şu görüşle hareket etmeyiz, asla bu partiyle işimiz olmaz, bir daha asla dönmem, hayatta bu partiyi desteklemem gibi sözleri sözünde durabilenler söylesin. Diğerleri hiç konuşmasın. Siyaset, makam, şöhret, para, güç imkanları verirken kimlerin bunları kaldırabileceğini de bize kısa zamanda gösteren bir olgudur. Vatandaş olarak hepimizin bir ilkesi, doğruları, vizyonu olmalı. Aklı başında kararlar almayı bilmeli, devletin bekası için vicdanı hür bireyler olmalıyız. Küçük vaatlerin ve çıkar peşinde olanların değil, devlet için çalışan dürüst, ilkeli, yapıcı, zeki insanlarla yol almalıyız. Vatanını sancağını, bayrağını, toprağını, dinini, namusunu korumaya ant içmiş kişilerin bu ülkenin gerçek sahipleri olduğunu unutmamalıyız.