Muradiye Organize Sanayi Bölgesi’nde geçen hafta bir açılış oldu. İletişim dili açısından kusursuza yakın bir organizasyondu. Planlayan ve emeği geçenleri kutlarım. Muradiye Organize Sanayi Bölgesi’nin vizyona çıktığı bir etkinlik oldu.
***
Açılış esnasında şunu düşündüm. Nereden nereye? Çamur deryasına dönmüş yolları ile sürekli gündeme gelen bir yer değil miydi burası? Kamyonlar çamura saplanmıyor muydu, fabrika sahipleri isyan etmiyor muydu burada? Daha düne kadar alt yapı eksiklikleri yüzünden yatırımcılar aldığı arsaya fabrika kurmak bir yana arkasına bile bakmadan kaçıp gitmiyorlar mıydı buradan? Manisa Organize Sanayi Bölgesi’ni iyi örnek, Muradiye Organize Sanayi Bölgesi’ni de kötü örnek olarak köşe yazılarımda anlatmamış mıydım? Hatta o yazılarımda ve canlı yayın programlarımda; Muradiye Organize Sanayi Bölgesi’nin gelecekte şehrin göbeğinde kalmış bir kangren olacağını, Manisa’nın yüz karası olduğunu defalarca belirtmemiş miydim?
İLK DÜĞME
Peki Muradiye Organize Sanayi Bölgesi için neden bu kadar olumsuzdum? Kısaca anlatayım. Manisa’ya Avrupa çapında modern bir OSB kazandıran Rahmetli Bülent Koşmaz ile bir sohbetimizde ona şunu sordum. “Manisa Organize Sanayi Bölgesi güçlü alt ve üst yapısı ile Türkiye ve Avrupa’da dikkat çekiyor. Hatta Manisa bu sayede en uygun yatırım kenti seçildi. Oysa hemen bitişiğinizde yeni bir organize sanayi bölgesi kuruluyor ve burası Manisa’nın yüz karası olmaya aday. Neden oraya el atmıyor sunuz? Buradaki sanayicilere yazık değil mi, kapı kapı dolaşıp; vali, belediye başkanları ve milletvekillerinden sürekli yardım dileniyor. Sözkonusu vatan sevgisi olduğuna göre oraya el atılamaz mı?”
DEVLET İMKANLARI DIŞINDA ÇÖZÜM YOK
Koşmaz’ın cevabı uzun olmadı. Hatta benim sorumdan bile kısaydı. “Orada ilk düğme yanlış iliklendi. Artık bu vakitten sonra devlet imkanları dışında çözüm yok. Sanayi alanı olarak ilan edilen tüm alanın bölgemiz sınırlarına dahil edilmesi lazım ki oraya hizmet götürelim. Bu aşamadan sonra bu imkansız. Dediğim gibi ilk düğme yanlış iliklendi.”
***
Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde yaptığı işlerle kentin kaderini değiştiren gözü pek iş insanı, bu kez “olmaz” diyordu. Peki neydi bu ilk düğme?
***
Bülent Koşmaz’ın ısrarla, üzerine basa basa vurgu yaptığı “ilk düğme” aslında basit bir sıralama hatası idi. Bir arazi düşünün, hatta tarla. Tarlanın arsaya dönüştüğü, arsanın binaya dönüştüğü noktalar kritiktir. Bu değişim sırasında, tapu kimdeyse büyük rant elde eder. İşin püf noktası ise bu rantın kimin cebine girdiği.
BİR GECEDE SERVET SAHİBİ OLDU
Muradiye Belediye Meclisi yıllar önce bir oylama yaptı. Bir anda binlerce dekar arazi sanayi ve konut arsasına dönüştü. O bölgedeki tapu sahipleri bir gecede servet sahibi oldu.
***
Oysa bir alana sanayi bölgesi kurulmak isteniyorsa önce osb tüzel kişiliği kurulmalıydı. Sonra o arazilerin tamamının bu tüzel kişilik tarafından satın alınması, daha sonra da elde edilen büyük rant ile oraya alt ve üst yapı yatırımları sunulması gerekirdi. Bakın Manisa Organize Sanayi Bölgesi’ne her şey tıkır tıkır işliyor. İşte buydu ilk düğme.
OSMAN KIVIRCIK
Muradiye OSB’de yanlış iliklenen ilk düğme nedeniyle arsa sahipleri bayram etti. Ucuz arsaya bina yapan yatırımcılar da öyle. Ancak daha sonra o bölge önce sorunlar yumağına, ardından da kangrene dönüştü.
***
Olup biteni kısaca özetlemek gerekirse; Muradiye’yi büyütmek, kasabayı cazibe merkezi yapmak için alınmış bir meclis kararı. Kasaba belediyesinin büyüme umutları daha sonra işlerin arap saçına döneceği tam bir hayal kırıklığı.
ASIL KRİTİK NOKTA BUYDU
Kazın diğer ayağında ise farklı bir bakış açısı vardı. “Vatandaşa hizmet için gönderilen ödeneklerle sanayiciye yol ve alt yapı hizmeti sunmak.” Bu fikir hiçbir vali ve belediye başkanının kulağına hoş gelmedi. Muhtemelen “Hadi bir miktar yardım yaptık, daha sonrası ne olacak?” Vali, belediye başkanları ve milletvekilleri için asıl kritik nokta buydu şüphesiz.
YILLARCA ORADA ACI BEDELLER ÖDENDİ
Elini taşın altına sokacak, muhatap alınacak bir babayiğit ve bir ekip olmalıydı. Yıllarca orada acı bedeller ödendi, Muradiye OSB sakinleri labirentin içinde dolanıp durdu. Ama sonunda bir çıkış yolu bulundu. Osman Kıvırcık ve ekibi elini taşın altına koydu ve başladı çalışmaya. Manisa’nın babayiğitleri, ilk iş olarak Muradiye OSB’ye 150 işyeri kazandırdı ve satışa sundu. Düşünün prefabrik bir yapıda hizmet veren bir kurum, 150 adet işyerini alt ve üst yapısıyla bitirip arz ediyor. Bu işyerleri de peynir ekmek gibi satılıyor. OSB yönetimi için yeni, farklı bir kazanç. Bu rant aslında Muradiye OSB için halk arasındaki tabirle kefeni yırtmaktı. Labirentin sonu, iyi bir çıkış yolu oldu. Hizmet binasından önce işyeri inşa edip satmak. Doğru tercih. Tıpkı Manisa Ticaret ve Sanayi Odası’nın Manisa OSB’yi kurarken yaptığı gibi. Tebrikler babayiğitler.
***
Muradiye OSB’de şimdi Akgedik’teki genişleme sahası, konutlar ile sanayi bölgesi arasındaki iç içe, çarpık yapılaşmış gibi görünen durumu ortadan kaldıracak yeşil vadi gibi projeler konuşuluyor. Yazının başında da dediğim gibi nereden nereye?