Hadi ekonomimiz kötü, alım gücümüz çok düşük, cari açığımız almış başını gidiyor. Kişi başı gelirimiz yerlerde, ülkenin yarısı açlık sınırının altında yaşıyor. Ülkede hangi kesime sorsanız halinden memnun değil, eğitim sistemimiz pısa verilerine göre dünya sıralamasının altında, tarım sektörünü yazmaya gerek yok, tamam bunların hepsini anlarım her düşüşün bir çıkışı olur diye ümide kapılabiliriz. Bu anlattıklarım bir ülkenin kapital sistemde zora düştüğünün göstergeleridir. Peki bu durumdan kurtulabilir miyiz? elbette bu çok zor olsa da mümkün. Tüm bu ekonomik sıkıntıları aşarız belki ama, bu sorunlarda çok daha büyük bir tehlike evimizin odamızın içine kadar girmiş durumda. Program yapıyoruz ayağına koca ülkenin hatta her evin içine pimi çekilmiş bir bomba bıraktı tv programları. TV'LERDE BU KADAR AHLAKSIZLIK VARKEN RTÜK BELGESEL Mİ İZLİYOR ACABA? Sayın Cumhurbaşkanımızın aileye verdiği önemi hepimiz biliyoruz. Peki son zamanlarda yayınlanan ve ülkede gündem olan, damat kaynana krizini hiçbir devlet yetkilisi görmüyor mu? Bu iğrenç programlardan Sayın Cumhurbaşkanımızın haberi yok mu? Boğazlarına kadar pisliğe bulaşmış bu programların evlerimizde çoluk çocuğumuzun gözü önünde izleniyor olması bizleri ve yetkililer hiç mi rahatsız etmiyor? Bir toplum topla tüfekle yıkılmıyor. Ama tv programların yaptığı ahlaksız yayınlar çocuklarımız içine işliyor. Zaten sosyal medyadan büyük zarar gören çocuklar bir de tvlerin pis, ahlaksız, namussuz yayınlarıyla adeta zehir fıçısının içine düşüyor. DAMAT NİŞANLISININ ANNESİNİ HAMİLE BIRAKMIŞ Allah belanızı vermesin. İnsan müsvetteleri. Ya bunlar zaten insan değil, birer yaratık. Ama sorun onlarda değil, sorun aklı başında olan reyting uğruna utanmasalar orada her boku yemeye hazır yapımcılarda, onlara izin veren kuruluşlarda, izleyen vatandaşlarımızda. İstisnasız gittiğim her evde sabah, öğlen, akşam üzeri bu programlar izleniyor. Özellikle ev hanımlar bu programların müptelası. Sabah eşler işe uğurlanıyor, çocuklar okula postalanıyor evde kalan kadın kahve eşliğinde dedikodunun zirve yaptığı, kim kiminle nerde ne yapıyor bunları izliyor. Kafamın almadığı yıllardır tvlere çıkan bu kadar yobaz, sorunlu, ahlaksız, namussuz insanı nereden buluyorlar ve bunları nasıl ikna ediyorlar? BİZ NE ARA BU KADAR BOZUK BİR MİLLET OLDUK? Ahlaksız bir ilişkiden dolayı Narin kızımızı katledip dereye atan biz, onun her anına şahit olup saklayan yine biz, eşini boşandı diye çocuklarının gözü önünde katleden biz, daha bebek sayılacak yaştaki kıza tecavüz edip, başını taşla ezen biz, para alamadığı anne babasını yüzlerce bıçak darbesiyle öldüren biz, patates püresini vatandaşa tereyağı diye satan biz, domuz at etini dönerlerde kullana biz, 25 kuruşluk maskeyi 10 TL’ye satan biz, patates pahalansın diye depolara saklayan biz, yol vermedi diye bir aileyi katleden biz daha hangisini sayayım. Siyasette, ekonomide, yargıda, adalette, tarımda, kültürde, ikili ilişkilerde bu kadar yozlaşma ve bozulma olursa halk bunun altından kalkamaz. YAPTIRIMIN VE KANUNUN OLMADIĞI YERDE AHLAKTAN BAHSEDEMEYİZ Buna eminim ki, bize bazen özgürlük ve demokrasi fazla geliyor. Kanunlarımız çok esnek ve delinebilir cinsten. Konulan bir kanun, bilmem kaçıncı madde de bozulabiliyor. Katı sert kurallarımız yok. Adam hırsızlıktan içeri giriyor, üç beş ay yatıp daha tehlikeli bir durumda dışarı çıkıyor. Çıkınca da bu sefer daha büyük canlar yakıyor. Alkollü araç kullanan biri, başka bir ailenin ölümüne sebep oluyor, ama iyi halden bir iki yıl yatıp çıkıyor. Okul önlerinde gençler uyuşturucu satıyor, yakalanınca ben içiciyim deyip kurtuluyor. Böyle kanun olmaz. Devlet, vatandaşına hem şevkatli baba yüzünü gösterecek, hem de acımasız bir şekilde suçluların karşısında olacaktır. Son olarak bu ülkede ne zaman her birey kendini yüzde yüz güvende hissedecek işte o zaman biz refaha kavuşacağız. Saygılar.