Vatandaşın derdi belli. Aş, iş, konut sıkıntısı ve otopark. Peki gelecekte, hatta çok yakın bir gelecekte Manisa’yı bekleyen en büyük risk nedir? Su krizi. Haydi başlayalım analize. Ölçelim en büyük riskimizi.
SU MESELESİ
Temiz içme suyu krizi vatandaşın şimdilik umurunda değil. Nasılsa çeşmeler akıyor. Yerin altı derya deniz. Hiç bitmeyecek bir kaynak. Allah’ın insanoğluna en büyük lütfu su, sondajlardan fışkırdıkça fışkırıyor. Ah bir de çok ucuz, hatta bedava olsa ne güzel olacak değil mi?
***
Değil. Kesinlikle öyle değil. Öyle bile olsa en çok 6 ay sürecek bir hayal bu. Sonra da su kesintileri başlayacak. Bu derenin suyu nereden geliyor? Bunu hiç düşündük mü?
***
Veriler bize yerin altındaki denizin artık tükendiğini gösteriyor. Dağlarımız artık karlı değil. Yağışlar istenen zamanda ve istenen miktarda yağmıyor. Su akıp gidiyor, biz salak sambarak öylece bakıyoruz.
KAZIN AYAĞI
Su eskisi gibi ne yerin altında, ne de dağlarda depolanabiliyor. Küresel iklim krizi işte tam olarak bu oluyor. Hava sıcaklık ortalaması 1–2 derece artmış, “ne olacak canım” deyip geçiyoruz. Ama kazın ayağı öyle değil.
***
Tarımla ilgilenen herkes yağış rejim düzensizliği ve yeraltı su kaynaklarıyla ilgili sıkıntının farkında. Hemen ilk bulduğunuz çiftçiye yeraltı sularıyla ilgili durumu soruverin. Mevcut sulama sondajlarından ne kadarı içme suyuna elverişli. Hatta tarımsal sulamaya dahi elverişli olmayan sondajlar var mı ve bunlar kullanılıyor mu? Duyacaklarınız hayret verecek.
ÇİFTÇİYE SORSAN BİLE OLUR
Belediye başkan adaylarına da tavsiyemdir. Uzmana gerek yok, en yakınınızdaki çiftçiyi tutun kolundan çevirin. Ve sorun yeraltı sularının durumunu.
***
Gıda enflasyonu Türkiye’de ve tüm dünyada neden birinci sorun haline geldi? Çünkü yağış rejimleri bozuldu. Tarımsal kuraklık da bu oluyor. Daha bunlar iyi günlerimiz. Bu yazıyı da tarihe not düşüyorum. Çok değil 10 yıl sonra dönüp bakarız.
***
Manisa ve ilçelerinin tamamında içme suyu ihtiyacı yeraltı derin kuyu sondajlarından sağlanıyor. Peki bu durum daha ne kadar sürdürülebilir?
***
Uzman cevabı: Böyle giderse 5 -10 yıl daha musluklardan temiz su akabilir. O da kesintilerle. Peki ya iklim krizi ve yağış rejimindeki düzensizlik daha da belirginleşirse ne olur? İşte o zaman görürüz zurnanın zırt dediği yeri. Tehlike çanları çalıyor ama duyan yok.
ÇÖZÜM VAR AMA...
Ama neyse ki Manisa’da yerel yönetim durumun farkında. Çözüm de üretilmiş. Başkan Cengiz Ergün projelerini tanıttığı programda açıkladı. Ahmetli ve Akhisar’da iki içme suyu barajı yapılıyor. Devlet Su İşleri ile birlikte yer tespiti yapılmış, projeler hazırlanmış.
***
İş ne zaman başlar, barajlarda su ne zaman tutulur bilinmez? Ancak bilinen şu var ki; bağıra bağıra Ankara’dan bu hizmeti en kısa sürede almak, bizim için hayati önem arz ediyor. Yani suyun başında Ankara var. Ankara’nın da tek derdi Manisa değil.
***
Temiz içme suyu sorunu yakın gelecekte Türkiye’nin her şehrinin birinci sorunu olacak. Ankara’ya en kolay ve hızlı ulaşan yatırımı kapar. Bu iş böyle. Beğensek de böyle, beğenmesek de böyle. Bu eskiden de böyle idi. Bal tutan parmağını yalar, diyen millet biz değil miyiz?
NEYİ KONUŞUYORUZ?
Şimdi içme suyuyla ilgili durum böyle iken ister suyun daha ucuz olması gerektiğini konuşun, ister musluktan suyun aktığına şükür edin. Biz neyi düşünmek istiyorsak düşünelim. Neye inanmak istiyorsak ona inanalım. Ama yakında parayla bile su bulamayacağız bu kesin. Çünkü sular kesildi mi kesiliyor. Parası olanın evinde de musluklar akmıyor, fakir fukarının evinde de.
***
Damacana ile su dağıtan küçük işletmeler var ya işte onlar siparişlere yetişemeyecek. Şehrin içine su istasyonları kurup piyasaya göre biraz daha ucuza su satabilenler bu işten köşeyi dönecekler? Eskiden sudan ucuzu yoktu, şimdi markette 0,5 litrelik su kaç para? Bunu da mı fark etmiyoruz?
ZORUNLU SU TASARRUFU
Su tasarrufunun en çok konuşulması gereken birinci konu olduğunu düşünüyorum. Bu bize çözüm sunmaz ama zaman kazandırır.
***
Suyun daha ucuz olması bir yana, çok daha pahalı olması gerektiği görüşünü savunuyorum. Çünkü ucuz olursa daha çok israf edilir. Pahalı olursa kıymet bilinir, daha çok tasarruf edilir. Yani zorunlu tasarruf. Tıpkı gıdada, petrol ürünlerinde olduğu gibi.
***
Siz hiç mazot veya benzinin yollara döküldüğünü, hatta saçıldığını gördünüz mü hiç? Bakın ekmeğe simide hatta süt, peynir, yoğurt, hasılı tüm gıda ürünlerine. Fiyatlar pahalandı çöp bidonları adeta arındı. Eskiden peynir, sucuk, yemek artığı ne ararsan vardı çöp bidonlarında. Şimdi öyle mi? Bu iş böyle bir şey.
PROJELER YAĞMUR GİBİ
Başkan Cengiz Ergün; proje tanıtım toplantısında vatandaşın geçim sıkıntısından, konut ve otopark sorununa kadar pek çok konuda projeler hazırlamış.
***
Gediz Köprülü Kavşağı’ndan tutun, OSB Kavşağı’na, eski Devlet Hastanesi Kavşağı’na, Manisa’yla İzmir’i bağlayacak olan metro hattına, hızlı trene, yeni istasyonlara, dar gelirliye ucuz, zengine lüks konut projelerine, otoparklara, bilim merkezine, Batı Kışla’nın çok büyük bir park alanına dönüştürülmesine kadar pek çok konu masaya yatırılıp planlanmış. Hatta bunların uygulama planları yapılmış, bir bölümünde kamulaştırma vb. ön prosedürler tamamlanıp başlama aşamasına gelmiş.
BAŞKAN BU PROJELERİ ÇOK İSTİYOR
Başkan Cengiz Ergün’ün proje sunumu 3 saat sürdü. Hiç susmadan, hiç oturmadan 17 ilçeye yapılacakları tek tek anlattı. Protokolden salonun tee en köşesindeki izleyiciye kadar herkes ihtiyaç molası vermek için girdi çıktı salona. Ama o anlatmaya devam etti.
***
Sigara içenler dışarı çıkıp LED ekrandan izledi sunumu. Ama başkan proje anlatmaya devam etti. Bir ara, “Şimdi mikrofonun pili bitecek” gibi muzip bir düşünce geldi aklıma. Mikrofon sağlam çıktı. Başkan da öyle. Belli ki başkanın hala kondisyonu çok yüksek. Belli ki Başkan Cengiz Ergün 4. Dönemi çok istiyor ve yine belli ki uygulama projelerini dahi hazırlattığı bu işleri yaparak tarihe geçmek istiyor. Belki de bu dönemi final olarak düşünüyor veya öyle planlıyor.
MUAZZAM BİR AZİM
Salondakiler ister istemez şunu düşündü. Sorunlar, beklentiler ve geleceğe dair risk analizleri yapılmış, Cengiz Ergün için asıl ustalık ve icraat dönemi işte bu dönem olacak. Yollar, köprüler, köprülü kavşaklar hepsi ve çok daha fazlasını içeren 277 proje. Ve arkasında Cumhur İttifakı’nın bakan ve milletvekilleri. Muazzam bir azim ve gövde gösterisi, büyük bir istek ve inanmışlık. Sunum bittikten sonra salondan çıkarken şunu düşündüm. Başkan Cengiz Ergün bu kez kesinlikle çok farklı.