Manisa gelişiyor mu? İl Planlama Uzmanı Erdinç Karaköse ile ETV’de yaptığımız programlarda bu sorunun cevabı olabilecek verileri masaya yatırmaya devam ediyoruz. Şimdi bu verilerin başına; Manisa’nın potansiyelleri bakımından Avrupa’nın en uygun yatırım kenti seçilmesini yazalım. Sonra sanayi üretiminde Türkiye’de 8’inci, tarımsal üretimde 6’ıncı, istihdamda 11’inci olduğumuzu belirtelim. Bütün bunlar bize Manisa’nın üretim anlamında iyi seviyede olduğunu gösteriyor.
TÜRKİYE’Yİ AŞAĞI ÇEKİYORUZ
Sosyo ekonomik gelişmişlik bakımından Manisa, Türkiye’de 81 il arasında, 23 ile 25. sıra arasında, banka mevduatları ve gelir servet ediniminde 53. sırada, konut endeksinde 50. sırada. Manisa’nın 2022 yılı büyüme oranı ise eksi 1 seviyesinde. Yani Türkiye % 5,6 oranında büyürken, Manisa eksi büyüme ile ülke büyümesine aşağı çeken 30 ilden biri olmuş. Nüfusu da Türkiye ortalamasının altında artıyor, hatta artmıyor bile diyebiliriz.
***
Sonuç: Manisa çalışan, üreten bir şehir ama refah, maddi kazanç ve ekonomik büyüme buna paralel artmıyor. Peki neden böyle? Çünkü Manisa paranın harcanıldığı bir şehir veya ilçelerden oluşmuyor. Üretim sizi bir yere kadar taşıyor. Daha sonrası için cazibe ve çekim merkezi olmak gerekiyor.
CANLI YAYINDA ŞOK İTİRAF
Türkiye’nin ekonomik büyümesine en çok katkı veren 15 ilin ortak özelliği; bu iller aynı zamanda turizm ve hizmetler sektörleri bakımından da gelişmiş iller. Erdinç Karaköse aynı zamanda Manisa’nın eski İl Kültür ve Turizm Müdürü. 10 yıl müdürlük yaptı. Ve canlı yayında, verilere bakarak başarılı bir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yapamadığını itiraf etti. Bugünkü bu olumsuz verilerde kendisinin de payının olduğunu belirtti. Şu özeleştiriyi yapabildiği ve bunu canlı yayında söyleyebildiği için kendisini kutlarım.
ASIL MESELEMİZ İMAR
Ama başka şeyler de söyledi. Mesela imar. Öyle ya. Manisa’da hizmetler sektörü ve turizmin gelişmemesi, Manisa’nın para harcanılan bir şehir olamaması sadece İl Kültür ve Turizm müdürünün yeterli çalışmaları ortaya koymaması ile izah edilebilir mi? Bu müdürlüğün kaç tane personeli, kaç tane aracı veya elinde ne yetkisi var ki bir şehrin kaderini değiştirecek bir vizyon ortaya koyabilsin? Asıl mesele İMAR.
MANİSA’YA TURİST NEDEN GELSİN?
Şehirleşme imar ile başlar. İmar aynı zamanda bir şehirdeki tarihi yapılar ve turistik değerlerin sunumu anlamına geliyor. Ve Manisa tarihinin hiçbir döneminde çok geniş kapsamlı imar ve planlama çalışmaları yapılmış değil. Bu şehirde kendimize bile araç park edecek yer bulamıyoruz, bırakın dışarıdan gelecek yerli ve yabancı turistlerin kolaylıkla araçlarını, tur otobüslerini park edip gezebilmesini. Yerli ve yabancı turistler çamaşır serili balkonlar ve daracık sokakların arasında kaybolup gitmiş tarihi eserlerimizi mi gezecek? Varsayalım ki asker ailesi, üniversite, sağlık veya bir nedenden dolayı Manisa’ya şehir dışından veya ülke dışından insanlar geldi. Şehri gezdiler ve akşam oldu. Özellikle ülke dışından gelenler akşam ne yapacaklar? Onlar da bizim gibi televizyonun karşısına geçip çiğdem, çekirdek mi çitleyecek? Ne bir tarihi çarşı, ne eğlence mekanları, ne oteller, ne de restoranlarımızın olduğu sokak ve caddeler üretmişiz.
İMAR VE CENGİZ ERGÜN
İşte bütün bunlar ve çok daha fazlası için kentsel dönüşüm ve yeni imar düzenlemeleri gerekli idi. Manisa bunu yapmadı. Burada Manisa Belediye başkanlarını eleştirebiliriz. Ama son 15 yıldır yeni bir imar düzenlemesi yapabilmek için Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün’ün nasıl çalıştığını, adeta çırpındığını, hatta bunun için meclis üyeleriyle nice kavgalar verdiğine çok şahitlik ettim. Bülent Kar da bu konuya ciddi anlamda eğildi, sorunu dile getirdi ama yeni bir imar planı yapıp ortaya koyamadı. Ne yazık ki olmadı, olamadı bir türlü. Ve gelinen noktada para harcanılan bir şehir olamadık. Bu sonuç bizi; üreten ama zenginleşemeyen, refahını artıramayan bir Manisa olmaya mahkum etti.
MANİSA’NIN IQ’SÜ DÜŞÜK
Aynı soruyu tekrar sordum. Neden böyle? Bu soruya Erdinç Karaköse değil, Türkiye genelinde yapılan bir araştırma cevap verdi. Manisa’nın IQ seviyesi bakımından 81 il arasında 55. sırada yer alıyor. 1 milyon 200 binden fazla denek üzerinde yapılan araştırma bunu ortaya koymuş. Öyle ya bunca potansiyele rağmen bir şehir ekonomisini büyütemiyorsa, imar düzenlemesi gibi hayati bir meseleyi çözemeyip iç boğuşma konusu haline getiriyorsa, bunun bir nedeni olmalıydı.
Ve işte o neden. Daha fazla gelişmek ve büyümek için kafa yormak istemiyoruz.
İLGİNÇ İSTATİSTİKLER
Ne tuhaf değil mi? Banka mevduatları ve gelir servet edinimde Türkiye’de 50. konut endeksinde 53. IQ seviyesi bakımından da 55’nciyiz. Türkiye’nin ekonomik büyümesine de eksi yönde katkı veriyoruz. Bütün veriler örtüşüyor. Çarpıcı bir istatistik daha. Türkiye’nin ekonomik büyümesine en çok katkı veren İstanbul, Ankara, İzmir, Muğla, Çanakkale, Balıkesir, Bursa, Kocaeli gibi şehirler aynı zamanda Türkiye’nin IQ seviyesi en yüksek on ili arasında yer alıyor.
IQ NEDEN DÜŞÜK?
Erdinç Karaköse IQ seviyesinin düşüklüğü için “bu doğrudan eğitimle ilgili bir konu” dedi. Kesinlikle haklı. Eğitime yeterince önem vermediğimiz kesin. Evet ama neden? Manisalılar kafayı çalıştırmaya veya kafa yormaya gerek duymuyor. Çünkü hayatını sürdürecek kadar gerekli olacak gelir düzeyine kolay ulaşıyor. Gelir servet edinimi, refah seviyesi, ekonomik büyüme farklı, hayatını sürdürecek kadar gelir elde etmek farklı konular. Manisa’nın yüksek potansiyelleri bizi farklı arayışlara, sorun çözmeye, daha fazla eğitime gereksinim duymamıza zorlamıyor.
Bütün bu veriler bize bizi anlatıyor. Kendimizi iyi tanımalı ve doğru analiz etmeliyiz. Çünkü başarının sırrı burada. Hoşçakalın.