Malatya’dan, Erzincan’dan konuk milletvekilleri de vardı mesir saçımında. Özgür Özel, memleketi Manisa’da ilk kez genel başkan unvanıyla mesire katılıyordu.
***
“Bugün burada siyaset yok. Manisa var, mesir var. Hep beraber Manisa için yürüyoruz” demişti Özgür Özel kortej yürüyüşünde kameralara. Ama ne mümkün. Kortej bitti ezan okundu, ardından protokol çıktı sahneye. İsmi okunanlar öne çıktı ve kalabalığı selamladı. Vatandaşlar Özgür Özel, Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek ve diğer merkez ilçe belediye başkanları dışında kimseyi alkışlamadı. İyi mi?
ÇOK AYIP OLDU
“Haydaa. Bari misafir milletvekilleri alkışlansaydı, çok ayıp oldu” diye geçirdim aklımdan. Ama olan oldu bi kere. Mesir çuvalından çıkana bak. Koca bir siyasi mesaj. Peki ne diyor vatandaş? Şenlik kutlamasındayken bile öfkeli. Hadi iktidara öfke var, orada bir sürü CHP’li milletvekili isimleri de okundu, onlarda niye alkış yoktu?
***
Belediye başkanları ve Özgür Özel. Kredi onlara. Gerisi boş bir sessizlik. Vekiller buradan üzerlerine düşen payı iyi analiz etmeli. Sadece vekiller mi? CHP Lideri Özgür Özel de iyi okumalı mesajı. Alkışlanacak isimler bulmalı, alkış alacak işler yapmalı.
“NASIL OY VERMİŞİZ BUNLARA?”
İş kötü, durum vahim. Siyasetin Ankara ayağında film kopmuş. Vatandaş Ankara’dan umudu kesmiş, dahası küskün. Meclis lokantası, makam arabaları, şoförler, danışmanları, kıyak emeklilik, ballı maaş ve ek artışlar. Hepsi ve daha fazlası acil son bulmalı.
***
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yılın ikinci altı ayında kamuda tasarruf uygulanacağını söylüyor. Haziran çok geç. Enflasyon mücadelesi gerekçesiyle maaşına zam yapılmayan vatandaşın kafasında önyargı oluşmuş bir kere. Bunu seçim sonucunda gördük, seçimden sonra geçen zaman diliminde ise bu düşünce çok daha geniş bir kesime yayılmış. Makam odaları gösterilip belediye borçları açıklandıkça, sosyal medya yorumlarında “Biz nasıl oy vermişiz bunlara” diyenleri görüyorum. İşte bu yorum yakın gelecek açısından çok kritik bir çizgi.
KAYIŞ KOPMUŞ
Maaş artışlarına 8 aydan fazla zaman var. Vatandaş daha şimdiden bildiğin kayışı sıyırmış, hatta koparmış. Motor su kaynatıyor, hararet tavan yapmış. İnsan nezaketen de olsa, hatta hafif tondan küçük bir alkış yapmaz mı milletvekillerine? Yapmadılar vallahi.
***
Hem iktidar, hem muhalefet milletvekilleri ellerini havaya kaldırıp selam verdiler ama vatandaş o selamı almadı. Mesaj bu kadar kesin, bu denli keskin, böylesine net ve açık. Çok kabaca oldu. Ama oldu bi kere. Geriye dönüş yok. Hani milletvekillerini tek tük alkışlayan olsa içim acımayacak. Parti ayrımı olmaksızın hiçbiri alkışlanmadı.
ELMA DERSEM ALKIŞ
ARMUT DERSEM SUS
Yahu onca insanı öncesinde organize etsen, bu şekilde yönlendiremezsin. “Elma dersem alkışla, armut dersem sus” aynen böyle oldu vallahi. Sunucu protokolü önce sırasıyla anons etti. Daha sonra herhalde işler karıştı bazen iktidar, bazen muhalefet milletvekilini anons etti. Belediye başkanları da o arada hangisi denk gelirse anons edildi. Mesela Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, ismi en son okunanlardandı. Buradan anlayın kargaşayı. Ama vatandaş cin gibiydi. Hepsini tek tek ayırt etti. Sunucu elma deyince alkışladı, armut deyince sustu.
ÖZEL NEDEN ALKIŞLANDI?
Yahu daha on ay önce sandık başına gidip bu isimlere sen onay vermedin mi milletvekili olsunlar diye? E o zaman bu neyin kafası? Ne yaşıyor bu seçmen?
Anlatayım. Vatandaş kimi alkışladı? CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i. Peki neden alkışladı?
- Bilerek veya bilmeyerek; yaptıkları veya yapmadıklarıyla her seçimde vatandaşı tek seçenekle oy kullanmaya mecbur eden, bir kez olsun iktidara alternatif olabilecek adam gibi seçenek sunmayan Kemal Kılıçdaroğlu’nu devirdiği için alkışladı.
- Seçimden sonra çıkıp “ben” değil “biz” dediği, Mansur Yavaş veya Ekrem İmamoğlu’nu işaret ettiği için alkışladı.
- Umut olabildiği, güzel işler yapacağı düşüncesi uyandırdığı için alkışladı.
- Manisalı, genç ve umut vaat eden bir genel başkan olduğu için alkışladı.
ALTILI MASA HEDEF TAHTASINDA
Görülen o ki on ay önce yapılan genel seçim, aslında pek de iyi geçmemiş ülke açısından.
Vatandaş Cumhur İttifakı’nı tercih etmiş etmesine ama oy verirken pek de memnun değilmiş. Altılı masa ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun memleketi idare edebileceğini düşünmediği için yani seçeneksizlikten dolayı böyle bir tercih yapmış. Peki bunun böyle olduğunu nereden anlıyoruz? Tablo ortada. Altılı masanın kurucusu Kemal Kılıçdaroğlu şu an nerede?
***
İkinci bir soru. Masanın ikinci kahramanı Meral Akşener nerede? Masadaki altı kişiden ikisi siyaset sahnesinden çekildi. Geriye kaldı 4 lider. Onlar TBMM’ye girdiler. Bu işten kazançlı çıktılar. Sözde herkes kaybederken onlar kazandı.
EL ATINA BİNEN...
Ama sonrasında girdikleri yerel seçimde ne oldu? Koca bir hiç. Bir kaç belediye kazanmaları, oyları artırmaları gerekmez miydi? Hani CHP oylarıyla TBMM’ye girip ivme yakalayacaklardı? Ne oldu? El atına binen tez inermiş. Olan bu.
***
İktidar ve İYİ Parti oyları; Saadet Partisi, Gelecek, Deva veya Demokrat Parti’ye değil, Yeniden Refah Partisi ve CHP’ye yöneldi. Yani seçmen o masada oturanları bir bir cezalandırıyor. Altılı masa herkesin kaybettiği bir masa oldu. Bilmem farkında mıyız?