Toplumumuzda birçok insanın az çok bir diyet geçmişi mutlaka vardır. Özellikle kadınların ellerinde bazen sayfalarca diyet listeleri görmek mümkün. Peki kilo vermek sadece yediğimizi azaltmak demek midir? Tabii en önemli unsurların başında dengeli sağlıklı planlanmış bir diyet menüsü vardır ancak bu diyet menüsünün diğer bileşenlerle bir araya geldiğinde etkinliğini ve faydasını çok daha fazla görmek mümkündür. Özellikle uyku düzeni, düzenli beslenme, egzersiz ve bağırsak yapısının (mikrobiyota) sağlıklı olması zayıflamanın en önemli parçaları arasında sayılabilir. Bugün özellikle bağırsak konusuna biraz daha yakından bakacağız. Mesela kısa bir örnekle başlayalım.
***
Kilo vermek için yapmamız gereken tek şey aldığımız kaloriyi azaltmak olsaydı; 1500 kalorilik sağlıklı diyet yaparak verdiğimiz kiloyu 1500 kalori sadece herhangi bir tatlıdan alarak vermemiz mümkün olur muydu? Maalesef hayır. Kısa vadede aldığımız kaloriyi azaltmak bir seçim olsa da uzun vadede önemli olan aldığımız kalorilerin içerikleri ve vücuda etkisidir. Besinlerle aldığımız karbonhidrat, protein, yağ, lif, vitamin ve minerallerin hem vücuda etkileri hem de kendi içlerindeki denge kilo vermede oldukça etkilidir.
PEKİ BAĞIRSAKLARIMIZ BU İŞİN NERESİNDE?
Bağırsaklarımızda mikroorganizma yaşamaktadır. Özellikle son yapılan çalışmalar bağırsak mikrobiyatasının sandığımızdan çok daha önemli olduğunu göstermektedir. Uzun vadeli ağırlık kaybı ya da ağırlık kazanımı konusunda oldukça önemli bir faktör haline geldi kendisi. Gözle göremediğimiz mikroorganizmalar vücutta kilo kaybı dışında oldukça önemli görevlere de sahip. Örneğin insanların kompleks karbonhidratları parçalayan enzimden yoksun olduğunu biliyor muydunuz? Bu görevi bizim için mikroorganizmalar gerçekleştiriyor. Onlar olmasaydı K vitamini, B12 vitamini, B6 vitamini gibi vitamin ve mineralleri de üretemezdik mesela. Bunlar dışında bağırsakları zararlı mikroorganizmalara karşı korumaları, bağışıklık sistemine yardımcı olmaları, zararlı biyokimyasalları parçalamaları gibi önemli daha birçok görevini saymak mümkün. Ayrıca bağırsak mikrobiyotamız sindirim sistemi ile beynimiz arasında iştah ayarlamasından yeme davranışlarımıza kadar aradaki bağın kurulmasını da sağlamakta.
***
Bu nedenle sağlıklı bir mikrobiyota vücudun dengesini sağlamada oldukça önemlidir. Beslenme alışkanlıklarımız bağırsak mikrobiyotamızı doğrudan etkiler. Yüksek yağlı, şekerli, işlenmiş gıdalı, paketli ürünlerle dolu bir beslenme bağırsaktaki mikroorganizma çeşitliliğini azaltır. Buradaki çeşitlilik değiştiğinde kilonun artması çok daha kolay olur. Bu çeşitliliği etkileyen bir başka faktör olan antibiyotiklerde unutulmamalıdır. Doğrudan ya da besinlerle dolaylı yoldan aldığımız ilaçlar, kimyasal kalıntılar da maalesef bağırsak yapımızı bozuyor. Bu nedenle bilinçsiz ve yanlış antibiyotik kullanımından kaçınmakta bir o kadar önemli.
***
Zayıflama açısından baktığımızda bağırsağımızdaki mikroorganizmalar yağ hücrelerini ve yağ depolanmasını etkileyebilmektedir. Normal ağırlığında olan kişilerde bağırsak dostu mikroorganizmalar çoğunluktayken kilolu kişilerin bağırsaklarında farklı mikroorganizmalar bulunmaktadır. Özellikle sağlıksız beslenmeyle beraber bağırsaklardaki yağlanmayı arttıran ve yiyeceklerden fazladan enerji üreten bakterilerin çoğalması bireylerin farkında olmadan kilo almasına ya da verememesine neden olmaktadır.
***
Bu nedenle bağırsak floramızın sağlıklı olması, probiyotik ve prebiyotiklerle zenginleştirilmiş sağlıklı bir beslenme bizim için olmazsa olmazdır. Kilo veremeyen bireylerde de bağırsak sağlığı sorgulanması gereken bir konudur.